Oy ve Ötesi: Seçim 2022’de de yapılsa 2023’te de yapılsa biz hazırız
Oy ve Ötesi Derneği Başkanı Mustafa Köksalan, olası erken seçim ihtimaline karşı hazır olduklarını söyledi. Son dönemde başlatılan parmak boyası tartışmalarına ilişkin ise "Çözümden uzak” dedi.
ANKARA - Türkiye’de seçimlerin şeffaflığı ve denetlenebilirliği alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu Oy ve Ötesi Derneği, 2014 yılından bu yana seçimlerde sandık başlarında gönüllü olarak gözlemcilik yapıyor.
Seçimler öncesi müşahitlere eğitim veren dernek, organizasyonu sandık başında görev alan gönüllerinin T3 adını verdikleri mobil uygulamaya ıslak imzalı tutanakları yüklemesiyle başlatıyor. Böylece dernek tarafından elde edilen tutanaklar Yüksek Seçim Kurulu’nunkilerle karşılaştırılarak usulsüzlük yapılıp yapılmadığı teyit ediliyor.
Kuruldukları günden bu yana etkinliğini artırarak 350 bin civarında gönüllüye ulaşan dernek, oy vermenin ötesine geçerek Türkiye'de katılımcı demokrasi kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla geçtiğimiz günlerde ‘Dijital Demokrasi Platformu’ kurdu.
Yedinci yılını dolduran Oy ve Ötesi Derneği Başkanı Mustafa Köksalan ile ‘erken seçim’ tartışmalarını, seçim güvenliğini ve son dönemde hayata geçirdikleri ‘Dijital Demokrasi Platformu’nun işlevini konuştuk.
'OY VE ÖTESİ, SİVİL VAROLUŞUN BİR SONUCU'
Oy ve Ötesi Derneği’nin 2014 yılında Türkiye’de seçim güvenliğiyle ilgili ciddi endişelerinin olduğu bir dönemde kurulduğunu ifade eden Köksalan, geçen yedi yıllık süreci şu sözlerle değerlendirdi:
“Oy ve Ötesi, seçimlere indirgenmiş bir dernek. Biliyorsunuz biz 2014 yılında genel seçimler öncesi altı arkadaşımızla bir araya gelerek derneği kurduk. O dönemde seçim güvenliğiyle ilgili ciddi endişeler vardı. Geriye dönüp baktığımızda eskiden sandık sivil bir alan değildi. Oy ve Ötesi’nin çabalarıyla sandık, sivil bir alana dönüştü. Müşahitler gitti, gözlem yaptılar. Biz de o gözlemler sonucu bilgileri bir araya getirerek tarafsız, bağımsız raporlar ürettik. Oy ve Ötesi’ni sivil varoluşun bir sonucu, bir başarısı olarak görüyorum. Bir yerde sandıkların bekçisi olduk. Belki bugün değil ama bundan 40-50 yıl sonra Oy ve Ötesi’nin ne kadar önemli bir sivil girişim olduğu anlaşılacak.”
'SANDIK KURULLARI BAĞIMSIZ SİVİLLER TARAFINDAN OLUŞTURULMALI'
Türkiye’deki seçimlerle ilgili hayata geçirmek istediği bir hayali olduğundan da bahseden Köksalan, “Benim şöyle bir hayalim var: Biliyorsunuz sandık kurulları partilerden oluşuyor. Aslında sandık demokrasi için var; demokrasi de halk için var. O yüzden sandık başlarında partilerden olmaksızın halkın içinden kişiler olması gerekiyor. Sandık kurullarını tarafsız, bağımsız siviller olarak bizler oluştursak diye istiyorum” diye konuştu.
ERKEN SEÇİM TARTIŞMASI: BİZ HAZIRIZ
Son dönemde erkek seçim tartışmalarının yoğunlaştığına dikkat çekerek “Biz hazırız” diyen Köksalan, “Erken seçim tartışmaları anket sonuçları üzerinden yürütülüyor. Anketlerde oyu yüksek çıkan erken seçim tartışmasını gündeme getiriyor. Oy ve Ötesi ise seçimlerin ilan edildiği gün çalışmalara başlıyor. Bizim bir sloganımız var; seçim varsa biz de varız diye. Aynı şekilde organize olmaya devam ediyoruz. Seçimler 2022’de de olsa 2023’te de olsa biz seçimlere tam kadro hazırız” ifadelerine yer verdi.
'HERKES GÖREVİNİ YAPARSA PARMAK BOYASINA GEREK YOK'
Köksalan, seçim güvenliği tartışmaları arasında eski yöntemlerden ‘parmak boyası’ uygulamasının yeniden önerilmesine de değinerek, şunları söyledi:
“Elinize vazelin sürerseniz boyanın kalmadığını biliyor musunuz? Bence çözüm parmak boyası değil, çözüm müşahitlerin sandıklara sahip çıkmasıyla ilgili. Mesela seçmen listeleri mi hazırlanıyor; partiler üzerlerine düşen görevleri yaparsa parmak boyasına gerek kalmaz. Parmak boyası getirilse dahi onun da o parmaktan çıkması için çözümler var. Önemli olan insanlarda bilinç oluşturmak. Parmak boyasını çözüm değil.”
'EN BÜYÜK SORUN OY VE ÖTESİ’NİN SEÇİMLERE İNDİRGENMESİ'
Köksalan’a göre dernek olarak en büyük sorunları sadece seçimlere indirgenen bir sivil girişim olarak algılanmak. Oy ve Ötesi’nin sadece seçime indirgenmesini, demokrasinin de sandığa indirgenmesi olarak açıklayan Köksalan, yakın zamanda kurdukları ‘Dijital Demokrasi Platformu’ ile yurttaşları, çevrimiçi ortamda bir araya getirerek yerel sorunların çözümüne yurttaş katılımını artırmayı amaçlıyor.
'TEMSİLİYETİN YETERSİZ KALDIĞI YERDE KATILIMCI DEMOKRASİ BAŞLAR'
Mustafa Köksalan, platform hakkında şu bilgileri veriyor:
“Biz 2019 yılında proje geliştirme toplantıları yaptık. Toplantılar sırasında fark ettiğimiz şuydu: Hepimiz ülke politikalarına katılmak istiyoruz, fakat bize verilen opsiyonlar da yeterli gelmiyor. Dijital Demokrasi Platformu da o toplantılar sırasında çıktı ve geliştirildi. Araştırdığımızda gördük ki bu yolla ilerleyeceğimiz yazılımlar aslında bedava halka açık yazılımlar. Temsiliyetin yetersiz kaldığı yerde katılımcı demokrasi başlıyor. Biz temsili demokraside istiyoruz ki, bir milletvekili veya belediye başkanı yüzbinleri, milyonları temsil etsin. Fakat bunu yapamıyorlar. Katılımcı demokrasi de, devreye işte tam da bu noktada giriyor: Ben ne yapabilirim?
Türkiye aslında e-devlet uygulamasında çok ilerici davranmış. E-devlet baktığınızda sadece bilgi veren, tekil bilgi alan bir mecra. Bizim farkımız interaktif bir platform kuruyor olmamız. Kullanıcılar birbirleriyle de interaktif şekilde bir araya gelebiliyorlar. Bu da çok farklı çözüm önerilerini tetikleyebilecek bir imkân sağlıyor. E-devletin, CİMER’in eksikliği interaktif olmamaları. Mesela belediyeler eski dönemde anketörler aracılığıyla seçmen araştırması yapabiliyordu ama şimdi bu araştırmaları dijital ortama taşıdı. İlk defa bu yıl katılımcı bütçe çalışmaları görüyoruz. Ama daha da fazlasını yapabiliriz. İşte daha da fazlası bizim uğraştığımız taraf. Platform, 2021'in ağustos ayından itibaren, İstanbul Avcılar'da pilot uygulama olarak hayata geçti. Dijital teknolojilerin yaşamımızda yarattığı en önemli değişimlerden biri yurttaşların özellikle yerel yönetim süreçlerine katılımını kolaylaştıran platformların gelişimine olanak tanıması. Dijital Demokrasi Platformu ile ilçe sakinlerinin, yerel yönetim ve karar alma süreçlerine etkili biçimde katılmalarına olanak tanımayı hedefliyoruz.”