Özel: Kayıp silahları getirsinler, suç işlenmediyse 'nereden buldun' demeyelim
CHP'li Özgür Özel, “Kayıp silahlar var. Kanun çıkaralım. Kimin evinde kayıt dışı silah varsa, devlete teslim etsin. O silahla önce suç işlenmediyse silahı nereden buldun demeyelim” önerisinde bulundu.
DUVAR - CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kayıp silahlar olduğunu söyledi ve bu silahlar için kanun çıkarılmasını önerdi.
“Bu kayıp silahlar meselesi ciddi endişe kaynağıdır” diyen Özel, “Kanun çıkaralım. Kimin evinde, bahçesinde ruhsatlı olan silah dışında silah, kayıt dışında silah varsa, gelsinler o silahları devlete teslim etsinler. O silahla daha önce suç işlenmediyse ‘silahı nereden buldun’ demeyelim” ifadelerini kullandı.
Özgür Özel'in TBMM’de düzenlediği basın toplantısındaki konuşmasından satır başları şöyle:
HDP’YE GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMİZİ İLETİYORUZ: Bugün sabah erken saatlerde HDP Marmaris İlçe Binası’na silahlı saldırıda bulunulduğunu öğrendik. Son derece üzücü bir olaydır. İzmir’de Deniz Poyraz’ın hayatını kaybettiği saldırı sonrasında da kaygı vericidir. HDP’ye geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Siyasetteki hedef gösterici dilin sonucudur. Adaylıkların devlet tarafından tescillendiği bir partinin, hedef gösterilmesi böyle sonuçlar doğuruyor. ‘Deniz Poyraz kimdir’ size söyleyeyim deyip, bilgi ve belge olmadığı halde Deniz Poyraz’ı adeta terörist olarak yaftalanması bile cinayetin meşrulaştırılması ve sonrakiler için sorumluluk doğurur. Hiçbir siyasi partinin bu şekilde hedef gösterilmesi doğru değildir.
İKTİDAR BİR KEZ DAHA BİR YERLERİ SATMAYA KARAR VERMİŞ: Elimizde bir liste var. Ekonomik olarak sıkıntıya düşen ve kaynak arayan iktidar bir kez daha bir yerlere satmaya karar vermiş. 18 adet sosyal tesisi satıyorlar. Bunlar birilerine satılacak. Bu sosyal tesisler, bu kurumların kendi bütçelerinden çalışanları, memurları, işçileri tatil yapsın diye kuruldular. Yoğun şartlarda çalışan, kendi bütçesiyle çocuğunu tatile götüremeyecek olanların sosyal devletin gereği olarak yapılmış tesisler satılıyor. Akla bir başka ailenin tatili geliyor. Erdoğan’ın ailesi yazın tatil yapsın ve Katarlı dostlarını ağırlasın diye Okluk’ta yazlık saray yapıldı. Maliyeti 640 milyon TL. Bugünkü parayla 13 milyar TL saraylara ayrılmış durumda. Devletin çalışanlarının tatil yapılacağı yerler ellerinden alınıyor. Bu tesislere bakıldığında hiç değilse 4-5 bin kişinin ucuz tatil yapma imkanı elinden alınıyor.
NEDEN ÖZEL OTURUM YAPMIYORSUNUZ?: Recep Tayyip Erdoğan, grup toplantısını gerçekleştirdi. Yarın 15 Temmuz, resmi tatil. Meclis’te özel oturumlar yapılıyordu. Darbeye karşı çıkan siyasi partiler ve liderleri söz hakkı buluyorlardı. Sayın Genel Başkanımızın yaptığı konuşmalar nasıl endişe yaratmış ki, Meclis Başkanlığı özel oturum yapmıyor. Şentop’a soruyoruz, niye yapmıyorsunuz? Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Siz 20 Temmuz’da kendi sivil darbenizi yaptınız, FETÖ’nün değil muhalefetin üzerine gittiniz’ dedi diye, yarın yapılacak konuşmalarda birisi ‘15 Temmuz’da darbe komisyonu kuruldu’ diyecek diye mi kaçıyorsunuz? Muhalefet belge bilgileri istiyorken, Recep Tayyip Erdoğan, ‘Tamam artık’ dedi ve apar topar raporu yazdığınız diye mi kaçıyorsunuz? ‘Genelkurmay Başkanı niçin gelmedi’ diye sorulacak diye mi özel oturum yapmıyorsunuz? ‘Darbeci CHP’ dediği CHP; ‘Darbecilere teslim olmayız, ana muhalefet partisiyiz, başka hedefimiz yoktur, demokrasinin arkasında darbenin karşısındayız’ diye hatırlatacağı için mi özel oturum yapmıyorsunuz? Yine kendiniz çalıp kendiniz dinletecek ‘Yok darbeye şunu dediler bunu dediler’ yalanını mı atacaksınız? Yazıklar olsun. Erkenden darbe istihbaratı gelmişken, hazirandaki FETÖ iddianamesinde darbe hazırlığı yazılıyorken, sonuçlarından istifade edilen bu darbe konuşulmasın mı diye kaçıyorsunuz? Bir kez daha Meclis Başkanı’na darbe araştırma komisyonunun raporlarını ve eklerini istiyoruz.
TRT’DE PELİKANDAN GEÇİLMİYOR: TRT, kuruluş gayesiyle ve köklü geleneği ile kıymetli personeli ile hepimizin gözbebeği. Her Türk vatandaşı, TRT payı ödüyor. TRT, kamu yayıncılığı yapmak üzere kurulmuş. İngiltere’nin BBC’si ile rekabet etsin diye kurulmuş bu kuruma, bu sabah yeni yöneticiler atandı. Yönetimi 9’a çıkardılar, 2 koltuk daha çıkardılar. TRT yönetiminin yeni yönetimini oluşturdular. AKP’nin iletişimini oluşturan bir ekip oluştur deseler bu oluşturulur. TRT çatısına pelikan konuldu, bahçesi pelikandan geçilmiyor. Pelikan ordusu TRT’yi kuşatmış durumda. TRT ile ilgili fotoğraf çekmek gerekirse, örneğin AKP Genel Başkanı’nın bütün grup konuşmalarını A’dan Z’ye veriyor ama ana muhalefeti 10-15 dakika veriyor. MHP’nin sandalye sayısının 3 katı CHP’de var ama 6 katını MHP’ye veriyorlar. Bu nasıl kamu yayıncılığı? Sizin kriteriniz ne? Açıklaması yok. Şimdi yetmez daha da yandaş kişilerle Fahrettin Altun’un yardımcısını kayyım atıyorlar. Bir F tipi yapılanmadan TRT yeni kurtulmuşken bir başka F tipi yapılanma.
İKTİDARI SENDEN İSTEYEN KİM: Erdoğan bir lafı şöyle astı: ‘Bunlara iktidarı teslim edemeyiz.’ Kim söylüyor bunu? 19 yıl önce demokratik yollarla iktidara gelmiş birisi. ‘Eski Türkiye çok kötüydü.’ Girdi seçime, kazandı, bir kişi ‘bunlara iktidar teslim edilmez’ demedi. Rejime kasteden anayasal düzene karşı ifadeleri olmasına rağmen kimse ‘bunlara iktidar teslim edilmez’ demedi. Eski Türkiye kötüydü, ileri demokraside diyor bunu. Ankara seçimlerinde Mansur Yavaş seçilirse, ‘hakkında iddialar var, zaten göreve gelemez, alırız’ demişti. Tehdit. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu kazandı, hazmedemedi, iptal ettirdi. Sakın ha sakın. Türkiye’yi dünyaya rezil edecek bu antidemokratik, geri kafalı ifadeleri kullanmaya kalkma. İktidarı senden isteyen kim? Milletten istiyoruz. Haydi versin de gitme bakalım. Haydi millet sandıkta seçsin iktidarı sen ‘bunlara verilmez’ de. Sen kendi seçmenlerinin gönlünün razı olmadığı haksızlığı İstanbul’da göze aldın, gerekli cevabı aldın. Milletin sandığı tanımayana sessiz kalacağını sanmayasın. Ecevit ile Demirel ne kadar sert rekabet yaşadılar, her seferinde el sıkışıp devir teslim yaptılar. Hep seçmene saygılı oldular. Önüne geleni darbecilikle suçlayanların dönüp Erdoğan’ın dilinin altındaki baklaya bakmalarını isteriz.
GELİN KAYIP SİLAHLAR İÇİN KANUN ÇIKARALIM: Kayıp silahlar var. Mahir Beyefendi, her dönem rengi değişir, çıkmış 15 Temmuz kahramanlık hikayesini anlatıyor. Kayıp silahları söylemek 15 Temmuz’u değersizleştirirmiş. Bu iddiaları duyup da harekete geçmeyen savcılar, o diplomalarından yemin törenine gelmiş anne babalarından, sırtlarındaki cüppelerinden utanmıyorlarsa neyden utanacaklar? Otoriter popülist liderlerde ruhsatsız silah artar. Kullandıkları dil ülkeyi felakete sürükler. Bu kayıp silahlar meselesi ciddi endişe kaynağıdır. Bir kez daha çağrı yapıyoruz. Kanun çıkaralım. Kimin evinde, bahçesinde; ruhsatlı olan silah dışında silah, kayıt dışında silah varsa, gelsinler o silahları devlete teslim etsinler. O silahla daha önce suç işlenmediyse ‘o silahı nereden buldun’ demeyelim.
SİYASETTEKİ OKSİJENİ BİTİREN BİZATİHİ SİZSİNİZ: Recep Tayyip Erdoğan, ‘siyasi müsilajı da etkisiz hale getireceğiz’ diyor. Neresinden tutulacağı belli olmayan bir laf. Birincisi müsilajın temizlendiği yok, yüzeydekileri topluyorsunuz, güldürmeyin dünyaya kendinizi. Siyasi müsilaj dediğin de pislikle olur. Siyasetteki oksijeni bitiren bizatihi sizsiniz. Üçüncü bileşenleri mafya. Soylu hakkında dünya kadar iddia olacak ve siz susacaksınız. Küçük ittifak, Soylu ile kelepçeleyip anahtarı denize attı, şimdi öyle bakıyorsunuz. Daha fazla ne pislik olacak?
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinin ardından başlayan çözüm süreci tartışmaları ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti ve çözüm sürecine ilişkin söylediklerinin, kendi siyasi açmazları için söylediği sözler olduğunu herkes biliyor. Çözüm sürecini bıraktığı yerden sonra köprünün altından çok sular geçti. Seçmenin yüzde 68 ile seçtiği belediye başkanının o gece görevden almak için düğmeye bastığını bilmeyen mi var? Diyarbakır seçmeni yüzde 68 ile kendine belediye başkanı seçecek, seçtiği gece yerine kayyım atayacaksın, HDP belediye başkanlarının neredeyse hepsine kayyım diyeceksin, ‘çözüm sürecinde kaldığım yerden’ diyeceksin. Bu konuda benim ne düşündüğüm değil, Diyarbakır’daki kargaların nasıl güldüğü önemlidir.” (ANKA)