Özel okul fiyatları artarken öğretmen maaşları enflasyona yeniliyor
Özel sektörde çalışan öğretmenlerin maaşları, son iki yıldır enflasyon karşısında eriyor. Öğretmenler, kurumların inisiyatifine bırakılmadan ‘taban maaş’ uygulamasının getirilmesini istiyor.
Pelin Akdemir
DUVAR - Özel sektörde çalışan öğretmenlerin maaşları her asgari ücret zammından sonra gelen enflasyon ve zamlar karşısında eriyor. Henüz bir ay önce sözleşmeler yapılmış olsa da artan enflasyon ve zamlar arasında artmayan tek şey maaşlar oluyor. Öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan iyileştirme yapılması için kurumların inisiyatifine kalmadan ‘taban maaş’ uygulamasının getirilmesini istiyor.
ÖZEL SEKTÖR ÖĞRETMENLERİ ALDIKLARI ÜCRETLE GEÇİNEMİYOR
Özel sektörde öğretmen sözleşmeleri şubat ayında başlar, haziran ayında tamamlanmış olurdu. Son iki yıldır asgari ücret zammı döneminde maaşların asgariye denk gelmesine öğretmenler tepki gösterdi ve sözleşmeler geç yapılmaya başladı. Mayıs veya haziran ayında yapılan sözleşmeler, bir önceki asgari ücret rakamı olan 8 bin 500 üzerinden yapıldı. Temmuz ayında belirlenen enflasyon oranı ve asgari ücret zammıyla aradan sadece iki ay geçmesine rağmen öğretmenlerin anlaştığı ücretler, yaşam koşullarını karşılayabilecek düzeyin altında kaldı. Maaşlar, şehir veya branşlara göre farklılık gösterse de genel olarak bazı kurumlarda asgari ücret, bazı kurumlarda da asgari ücretin 2-3 bin lira üstünde oluyor. Öte yandan ocak ayında yapılacak asgari ücret zammında, özel sektörde çalışan öğretmenlerin maaşları yine asgariye denk gelecek veya altında kalacak.
Milli Eğitim Bakanlığı resmi sözleşmesine göre bir öğretmenin çalışma saati 20+20 yani en fazla 40 saat olabilir. Dolayısıyla 20 saat üzerinden anlaşma sağlanması gerekiyor. 20 saatin üzerinde olduğu takdirde bakanlık tarafından belirlenen ek ders ücreti verilmek zorunda. Öğretmenler, maaşlarını genellikle asgari ücret üzerinden alıyor. 20 saatin üzerinde aldıkları ek ders ücretleriyle maaşları asgarinin en fazla 2 veya 3 bin lira üzerine çıkıyor.
‘SESİNİZİ DUYURMADIĞINIZ SÜRECE KİMSE SİZİ DUYMUYOR’
İngilizce öğretmeni Mehmet Melik Arslan, geçen yıllarda karşılaştıkları durumu, “Asgari ücret 4 bin 250 liraya yükseldiği zaman iyileştirme talep ettiğimizde ‘Asgari ücret vermiyoruz ki, 4 bin 300 lira yatmadı mı?’ demişlerdi. 50 lira fazla verdikleri için asgari ücret olmuyormuş. Geçen sene asgari ücret artışında da 'asgari ücret + 500 lira' demişlerdi. Ocak ayında maaşlarımız, asgarinin altında kalırsa muhtemelen aynı şeyi yapacaklardır” dedi. Resmiyette 22 saat dersinin göründüğünü fakat 38 saat derse girdiğini söyleyen Arslan, kurum sahiplerinin ‘çalıştıracak kişi çok, öğretmenler hakkını bilmiyor’ kalıbıyla maaşları düşük düzeyde tutmaya çalıştıklarını belirtti.
Öğretmenlerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için düzenleme yapılması gerektiğini söyleyen Arslan, “KPSS’nin kalkması lazım. Fakülte mezuniyetiyle mesleğe geçilmeli ki, patronların insafına kalınmamalı. Öğretmen arkadaşlar sendika üyesi olmalılar. Devlete yeterince baskı oluşturmadığınız, biber gazı, cop yemediğiniz ve sesinizi duyurmadığınız sürece kimse sizi duymuyor. Öğretmenler haklarını öğrenmeli, daha fazla ses çıkarılmalı. Ses çıkardıkça patronlar da geri adım atmaya başlar” diye konuştu.
‘SEKTÖR DEĞİŞTİRMEK İSTEYEN ÇOK ARKADAŞIMIZ VAR’
Soyadını vermek istemeyen İngilizce öğretmeni Özgür, asgari ücretin 500 lira üstünde maaş alıyor. Mayıs ayında kurumla anlaştığını belirten Özgür, “Şu an vazgeçen, okulda çalışmak yerine özel ders vermeyi düşünen ve sektör değiştirmek isteyen arkadaşlarımız var” dedi.
‘Özel kurumlarda çalışanların maaşı, diğer kamu kurumundaki ücretlerden daha aşağı olamaz’ ibaresinin kaldırıldığını hatırlatan Özgür, “Milletvekilleri neye dayanarak, hangi kamu menfaatini gözeterek bu ibarenin kaldırılmasına yönelik önerge verdi, merak ediyorum. Böyle olunca kurumlar asgari ücret teklif ediyor. Kurum sahipleri de kendi aralarında karar almışlar, belli bir miktar üzerinde teklif etmiyorlar” diye konuştu.
‘ÖĞRETMENİN İYİLEŞTİRME BEKLENTİSİNE MAHKÛM EDİLMEMESİ LAZIM’
Bursa Fizik Öğretmenleri Grubu, kendi aralarında kabul edebilecekleri bir alt limit belirledi. Kurumlardan aldıkları ilk tepki, "Kimse vermez" oldu. Grup adına konuşan ve ismini vermek istemeyen öğretmen, “Şu an geldiğimiz noktada, teklif edilen ücretler belirlediğimiz alt limitten daha yüksek miktara çıktı” dedi. Kurumların kendilerini arayarak ‘karardan vazgeçin, fizik öğretmenleriyle anlaşamıyoruz’ dediklerini aktaran öğretmen, “Kurumlar bizi muhatap alma ihtiyacında bulundular. Bize gülen kurumlar, şimdi daha yüksek bir miktardan kapıyı açıyorlar” ifadelerini kullandı.
Fizik ve matematik branşları, diğer branşlara göre daha yüksek ücret alıyor. Ortalama ücretler 14-16 bin lira arasında değişirken, en yüksek alınan ücret ancak 20 bin liraya çıkıyor. Ocak ayında yapılacak zamla birlikte asgari ücrete denk gelecek maaşlarla ilgili olarak fizik öğretmeni, “Her kurum ocak ayından itibaren bir iyileştirme yapmıyor. Hiçbir kurum bunun garantisini de vermiyor. Öğretmenin, iyileştirme beklentisine mahkûm edilmemesi lazım. Kurumların savunması da ‘biz öğrencilere o kadar yüksek bir artış yapamıyoruz’ oluyor. Aslında gerçekçi değil. Öğretmenlerin maaşını en aşağı çekebilmek için kurumlar elinden gelen her şeyi yapıyorlar” şeklinde konuştu.
Özellikle son iki yıldır asgari ücret zammı dönemlerinde öğretmen maaşlarının asgariye denk gelmesine ilişkin konuşan öğretmen, “Üç sene önce asgari ücretin üç katına çalışırken şimdi maaşlar asgari ücrete denk gelmeye başladı. Kurumlar bunun sebebi olarak pandemiyi öne sürüyorlar. Pandemide öğretmenlerin sigortaları yatmadı, kurumlar devlet yardımı aldı, servis, yemek giderleri olmadı. Kar elde ettiler. Bahanelerle bizi, asgari ücrete mahkûm ediyorlar ama bakıyorsunuz kurum sahipleri kendi harcamalarından ödün vermiyorlar. Kurum sahipleri kazanamadıklarını söylüyorlar ama kazanıyor olmalılar ki ticarete devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.
’10 BİN LİRADAN AŞAĞI KİRA YOK, ÖĞRETMENE 15 BİN LİRA VERİYORLAR’
Öğretmenlerin hakkını istediği için kurum sahiplerinin önlem aldığını belirten Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Umut Erkurt, şöyle konuştu: “Yaptırım gücü olmayan maddeleri, öğretmene ‘sözleşmeye koydum, ayağını denk al’ mesajı vermek için ekliyorlar. Zaten yasal olarak vermek zorunda olduğu asgari ücreti, kurum sahibi bağışlıyormuş gibi söylüyor. Öğretmeni, asgari ücretle çalıştırmak demek, ek ders ücretini vermiyorsun demek. Yirmi saat üzerinde çalışan öğretmenin ‘ek ders ücreti’ hakkı vardır. Ek ders ücretini vermiyorsan da öğretmenin haklı fesih hakkı doğuyor. Yani kurum sahibi suç işliyor demek.”
Kurslarda çalışma koşullarının daha ağır olduğunu söyleyen Erkurt, “40 saat, en hafif çalışma saatidir. ‘Bire bir dersler, akşam etütleri’ derken haftalık 60 saate kadar gidebiliyor. İnsanlık dışı bir mesai saati döngüsünde, insanlık dışı bir tempoda çalışıyoruz. Söylenen miktar, bir kolejin verdiği miktarı geçmiyor, yani 15 bin lira civarında” dedi. Öğretmenlerin boyun eğmek istemediğini, bu nedenle örgütlendiğini ifade eden Erkurt, “İşverenler de kendi aralarında örgütleniyor. Ama gerçekler var. İstanbul’da 10 bin liradan aşağı kira yok, öğretmene 15 bin lira maaş vermeye çalışıyorlar. Bunun akıl alır yanı yok. Sadece İstanbul değil, bütün şehirlerde durum aynı” diye konuştu.
‘HUKUKSUZLUKLAR SÜRDÜKÇE ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA BÜYÜK BİR KRİZ PATLAYACAK’
Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner ile görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Erkurt, taban maaş talebini, belirli süreli sözleşmeleri ve güvencesizliği anlattıklarını söyledi. Erkurt, Güner’den aldıkları yanıtları şöyle aktardı: “Sömürü olduğunu, çalışma yapılması gerektiğini fakat tek başına elinden bir şey gelmeyeceğini söyledi. ‘Karar verici ben değilim’ dedi. Milli Eğitim Bakanı’yla aramızda bir köprü olmasını, görüşme ayarlamasını istedik. Yüzlerce davanın olduğunu, aynı zamanda hak gaspları, hukuksuzluklar sürdüğü sürece ve taban maaş gelmediği sürece yakın zaman içerisinde özel öğretim kurumlarında büyük bir krizin patlak vereceğini ilettik. Artık somut çalışma yapıldığını görmek istiyoruz. Ama ne yazık ki yok.”