Özlem Durmaz: Boşanmanın en temel nedeni evlilik
Özlem Durmaz'la Ütopya Yayınları tarafından yayımlanan 'Kadınlar İçin Boşanma Rehberi' kitabını konuştuk. Durmaz, "Kadınlara, yaşadıklarının kişisel olmadığını göstermek istedim" dedi.
Nurettin Öztatar
DUVAR - Özlem Durmaz tarafından kaleme alınan 'Kadınlar İçin Boşanma Rehberi' adlı kitap Ütopya Yayınları’ndan çıktı. Çeşitli nedenlerle boşanmak isteyen kadınların yaşadığı süreci anlatan kitapta, boşanma sürecinde yapılabilecek hukuki süreçlerle birlikte, kadınların bu süreçte psikolojik açıdan neler yapabilecekleri de ele alınıyor.
Kitabın ilk bölümü, yedi kadının evlilik süreçleri ve boşanmalarına neden olan sorunları anlattıkları “Şiddet Sarmalında Büyüyen, Evlenen, Boşanan Kadınlar Anlatıyor” başlığını taşıyor. Bu bölümde yaşadıkları zorlukları anlatan kadınlar, başta şiddet olmak üzere, yok sayılma, dikkate alınmama gibi boşanmak istemelerine neden olan sorunları anlatıyor. Kadınlar ayrıca, boşandıktan sonra yaşamlarında nasıl değişiklikler olduğunu da anlatıyor.
“Şiddet/Boşanma ve Benzeri Hukuki Süreçler Hakkında Bilmemiz Gerekenler” başlıklı bölümde ağırlıklı olarak, “Kadına Yönelik Erkek Şiddeti Nedir?”, “Şiddet Biçimleri” “Şiddete Uğradığınızda Neler Yapabilirsiniz?” sorularına yanıt aranırken, başvuru süreçleri, nafaka sorunu, velayet, sığınak gibi konularda neler yapılabileceği anlatılıyor.
Kitabın “Psikolojik İlk Yardım” başlıklı son bölümünde yer alan alt başlıklar ise şöyle:
- İlişkide Sınırlarınız İhlal Ediliyorsa
- Romantik Aşk ve Romantik İmgeler
- Çocukluk, Bağlanma ve Romantik İlişkiler
- Aşka Yönelik Gerçekçi Olmayan İnançlar, Mitler, Varsayımlar
- Birliktelik/Evlilik/Ayrılık/Boşanma
- Eş/Partner Şiddetine Karşı Bilgilendirici Soru ve Cevaplar
- Eş/Partner Şiddeti Kimleri Daha Fazla Etkiler?
- Eş/Partner Şiddetinin Nedenleri ve Risk Faktörleri
- Kadına Yönelik Şiddeti Destekleyen Yanlış Norm ve Anlayışlar Nelerdir?
- Kadınlar Şiddetten Nasıl Etkileniyor?
- Kadınlar Şiddete Maruz Bırakıldıkları Eş/Partner İlişkilerinden Neden Çıkamıyor?
- Şiddet Sarmalına Karşı Neler Yapılabilir?
YEDİ KADIN ANLATIYOR
Yazar Özlem Durmaz, kitabı yazmaya kendi boşanma sürecinde, kendisine sık sık sorduğu bir soruya cevap ararken karar verdiğini belirtti. “Eğitimli, şehirde yaşayan bir kadın olarak boşanırken bunca sorun, sıkıntı, baskı yaşıyorsam Ardahan’daki, Rize’nin köyündeki, Isparta’daki eğitimsiz kadın neler yaşıyordur” diye kendine sorular sorduğunu söyleyen Durmaz, kadınlara yaşadıklarının kişisel olmadığını göstermek istediğini ifade etti.
Boşanmanın en temel nedeninin evlilik olduğuna dikkat çeken Özlem Durmaz, “Evlilikte kadınların bazıları neredeyse tutsak alınmış haldeler. Büyük çoğunluğumuz ise ucuz iş gücü olarak ciddi anlamda sömürülüyor. Kafalarını sokacakları bir çatı, üstlerine giyecekleri birkaç kıyafet ve karın tokluğuna 7/24 çalıştırılıyorlar. Takdir görmedikleri gibi bir de hakaret, şiddet…” dedi.
'KADINLARIN YAŞADIKLARI KİŞİSEL DEĞİL'
Boşanmanın kadınlar için zor bir süreç olduğu biliniyor. Gerek toplumsal baskılar, gerekse sosyo-kültürel ortam nedeniyle kadınlar genel olarak bırakalım boşanmayı, bunu ifade etmekten bile çekinebiliyor çoğu zaman. Kitabınızda bu baskılara rağmen boşanabilmiş kadınların hikâyelerine yer veriyorsunuz. Öncelikle bu çalışmayı yapma fikrinizin kaynağını açıklayabilir misiniz?
Kitabı kendi boşanma sürecimde, kendime sık sık sorduğum bir soruya cevap ararken yazmaya karar verdim. Ben Alevi kültüründen gelmiş, eğitimli, şehirde yaşayan bir kadınken boşanırken bunca sorun, sıkıntı, baskı yaşıyorsam Ardahan’daki, Rize’nin köyündeki, Isparta’daki eğitimsiz bir kadın neler yaşıyordur?
İlerleyen zamanlarda boşanmış ya da boşanmayı düşünen birçok kadına bu soruyu sordum. Aldığım cevaplar beni çok şaşırttı çünkü koşullarımız değişse de bize uygulanan sevgili/eş şiddeti, toplumsal, ailevi baskı çok da değişmiyormuş. Sağ olsun resmi kurumlar neredeyse her ilde ve her ilçede aynı ölçüde kadınlara yapılanlara karşı duyarsız! Resmi kurumlar bu anlamda gayet eşitlikçi yani! Çok benzer muamelelere maruz kalıyoruz, çok benzer hakaretler duyuyoruz. Çok ilginç değil mi, kadınlara söylenen sözler neredeyse aynı. Sanki birileri erkeklerin eline bir kâğıt tutuşturmuş ve şu hakaretleri edin demiş gibi… “Hastasın sen. Tedavi ol! Sen de kadın mısın? Bütün gün evde ne yapıyorsun ki? Sen anlamazsın! Senden karı mı olur?” Biz de sanıyoruz ki bu duyduklarımızı sadece biz duyuyoruz. Sadece bizim anne, babamız, akrabalarımız bizi boşanırken yalnız bırakıyor. Kolluk güçleri sadece bize öğüt verip gerisin geri, belki de katilimiz olacak adamlara yolluyor. Yaşananlar çok genel ve kadınlara yapılanlar sistematik.
Kadınlara, yaşadıklarının kişisel olmadığını göstermek istedim. Köyde, kentte, eğitimli, eğitimsiz, Alevi, Şafi olmamızın durumu çok da değiştirmediğini göstermek istedim. Farklılıklar var ama çok büyük değil. Kadınların bunu görmesini, olanlar için kendilerini suçlamalarını bırakmalarını istedim. Aynı zamanda bu zor dönemde çözümlerin de olabileceğini de anlatmaya çalıştım. Boşanırken koca bir sis bulutu ve gürültünün içinde bazen gözümüzün önündeki çözümleri bile göremez hale gelebiliyoruz. Bu sebeple kadınların başka kadınların boşanma deneyimlerini okurken boşanma sürecinde yürüyeceği yolları da görmelerini, sisin içinde bir ışık olabileceğini fark etmelerini istedim.
'EVLİLİKTE KADINLARIN BAZILARI NEREDEYSE TUTSAK ALINMIŞ HALDELER'
Boşanma nedenlerine ilişkin genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Boşanmanın en temel nedeni, evlilik. Doğru ve güzel bir uygulama değil. Kurum neticede. Kurumlarda illa bir ast, bir de üst vardır. Ataerkil düzende el mahkum, ast olan kadın oluyor. Evlilikte kadınların bazıları neredeyse tutsak alınmış haldeler. Büyük çoğunluğumuz ise ucuz iş gücü olarak ciddi anlamda sömürülüyor. Kafalarını sokacakları bir çatı, üstlerine giyecekleri birkaç kıyafet ve karın tokluğuna 7/24 çalıştırılıyorlar. Takdir görmedikleri gibi bir de hakaret, şiddet…
Severek, isteyerek evlendik diyelim, bu sefer de imzadan sonra ilişki değişmeye başlıyor. Kadının eskisinden daha farklı davranması bekleniyor. Evli kadının bir ağırlığı olacak, her şeye dikkate edecek, sınırları aşmayacak… Kadın, kendinden beklenileni yapmaya çalıştıkça aşağılanmaya başlıyor: “İyice saldın kendini. Amma beceriksizsin! Eskiden bu kadar da … değildin sen!“ Alanı daraltılan kadın, o alanda bocalıyor, panikliyor. Zamanla kendisine biçilen role giriyor; role girdikçe şiddet, aşağılama daha da artıyor. Tam bir kısırdöngü!
Evlendikten sonra yalnızlaştırılıyor kadın. Ailesiyle, arkadaşlarıyla görüşmesi engelleniyor. Kendine ait bir alan bırakılmıyor. Hayatı; ev, çocuklar, koca ve çalışırsa işten ibaret. Dışarıya çıkıp, bir arkadaşıyla görüşmesine, yalnız alışverişe çıkmasına, bir kafede bir fincan kahve içmesine bile çok büyük bir olaymış gibi bakılıyor. Kadın için konuşmak, dertleşmek çok önemli çünkü kadın ancak konuşarak yolunu bulabiliyor. Kadın yalnızlaştırılmışsa yolda kayboluyor, suskunluğu artıyor, kendini kapatıyor. Çalışıyorsa elinden parası, maaş kartı alınabiliyor. Maaşından kadına harçlık veriliyor, üstelik o azıcık harçlığı nereye harcadığı da sorgulanarak.
Cinsel olarak da mutlu değil ki kadın. Kadının cinsel tatmini çok önemli bir konu değil koca ya da sevgili açısından, olsa da olur olmasa da. Hatta olursa, nasıl öğrendin sorusu da gündeme gelebiliyor. Kadına çocuğa hazır olup olmadığı sorgulanmadan evlenir evlenmez kadından çocuk yapması bekleniliyor. Çocuk olsa dert, olmasa dert!
Kadın bunca şeye niye katlansın? Kadının biraz parası veya işi olsa ya da ona destek olan bir ailesi, ona arka çıkacak kanunlar, kurumlar; kadınlar bu evliliklerde zaten kalmayacaklar. Mecbur hissettikleri için, çareleri ve gidebilecek bir yerleri olmadığı için bu evliliklere katlanıyorlar.
Boşanmak isteyen kadınların yaşadığı zorluklar nelerdir?
Zorluklar arasında neler yok ki! Aileler, kocalar/sevgililer, çevre, devletin kurumları sanki güç birliği etmişler kadınlar boşanamasın diye. Kadın kime derdini anlatsa, kimden yardım istese kapı, duvar! Çoğu zaman verilen birkaç öğüt, okunan birkaç gazelle kadınlar, işkence hanelerine gerisin geri yollanıyorlar. “Kim yaşamadı ki bunları? Herkes dayak yiyor? Aman bu laflarda ne var, herkese söyleniyor. Erkek bu, yapar. Çocukların var, onları babasız mı büyüteceksin? Düzelir, biraz zaman geçsin değişir." Adam seni bıçakla kovalamıştır, can havliyle karakola sığınırsın, "Amma büyütüyorsun, ölmemişsin ya" olur. Tüm gücünü toplar mahkemeye gidersin, "Biraz daha zaman veriyorum, iyice düşün" denir. Kime gidelim, nereye anlatalım derdimizi? Biz bu ülkede kaderlerimize terk edilmiş haldeyiz.
'KADINLAR BÜYÜK MÜCADELELER VEREREK BOŞANABİLMİŞLER'
Görüştüğünüz kadınların sorunlu evlilikten kurtulmaları, kadınların sonraki yaşamlarını nasıl etkilemiş? Kadınların boşandıktan sonra duyguları neler?
Hani suyun altına uzun süre bastırılırsınız, boğulursunuz, tam her şey bitti deyip bir anda kurtulup su yüzüne çıkıp derin bir nefes alırsınız ya, işte öyle! Kadınları boğan evliliklerden kurtulabilen kadınlar tam anlamıyla nefes alıyorlar. Kitaptaki kadınlar, gerçekten büyük mücadeleler vererek boşanabilmişler. Kocalarından ayrılmak neredeyse kadınların tamamında büyük bir rahatlama, ferahlama ve huzur hissettirmiş. Hayata, kendilerine bakışları değişmiş. Birey olduklarını, onların da bir hayatları olduklarını hatırlamışlar. Çoğunun boşandıktan sonraki hayatlarında da özellikle ekonomik sorunlar, toplumsal baskılar olmasına rağmen tercihlerinin ve mücadelelerinin doğruluklarından eminler, olanlardan pişman değiller ve artık kendilerini de suçlamıyorlar ve tamamı kendilerini yeni hayatlarında, mutlu olarak tanımlıyor.
Kitabınızda, kadınların başvurabilecekleri kurum ve mercilere ilgili de bilgi veriyorsunuz. Genel olarak yasal süreçler ve yapılabileceklere ilişkin yeterince bilgi sahibi olamamak kadınları kararlarını nasıl etkiliyor?
Elbette olumsuz etkiliyor. Gerçi bilgi sahibi olmaları da yeterli değil ki! Bilgi sahibi olacaksın, o bilgiyi kurum ve mercilerin uygulaması için inatçı olacaksın. Çok sağlam bir iraden olacak ki başvurduğun yerlerde sana söylenenlere, ima edilenler aldırmadan yoluna devam edebilesin. İşimiz zor ama imkânsız değil. Bir kere artık kadın dayanışması daha yaygın ve kitlesel. Kadınlar, kendilerine yardım edebilecek birçok kadınlar için mücadele veren sivil toplum örgütüne kolayca ulaşabilir, destek, yardım alabilir. Bu bile o kadar kıymetli ki!