Pandemi izni biten mahkum: Evime bakmak zorundayım
Pandemi nedeniyle salınan ama kasım ayında kaldığı cezaevine geri dönmesi beklenen bir mahkum, hiçbir suça karışmayanların çağrılmamasını isteyerek “Beni topluma geri kazandırdılar” diyor.
Osman Çaklı
DUVAR - Korona virüsü pandemisi nedeniyle açık ceza infaz kurumlarındaki hükümlülerin pandemi izinleri kasım ayı ile birlikte sona eriyor. Yaklaşık 90 bin hükümlü izinler uzatılmaz ise cezaevine geri dönecek. Bursa Gemlik Açık Ceza İnfaz Kurumu'na geri dönecek bir hükümlü, dışarıda kendine bir hayat kurduğunu belirterek “Tam bir düzen kurduk, geçinmeye başladık derken başa sarıyoruz” diye konuşuyor.
Hükümlü şunları anlatıyor:
KENDİME YENİ BİR HAYAT KURDUM: Ben Şubat 2020'de tutuklandım. Üç ay Bursa E Tipi Kapalı Cezaevi'nde kaldım. Denetimden yararlanarak daha sonra Gemlik Açık Cezaevi'ne geçtim, pandemi izninden yararlanarak dışarı çıktım, Dokuz aydır dışarıdayım. Üç sene daha cezam var. Dışarıda kendime yeni bir hayat kurdum. Üç çocuk babasıyım. Çocuklarımın üçü de okul okuyorlar. Eşim çalışıyor. Ben adaptasyon sürecini dışarıda tamamladım. Tabiri caizse beni "topluma geri kazandırdılar." Bu süre zarfında herhangi bir suça karışmadım. Ev ekonomisine destek oldum, sigortalı işe girdim. Şimdi bütün düzenim bozulacak, ailemin psikolojisi bozuldu. Tam bir düzen kurduk, geçinmeye başladık derken başa sarıyoruz. Ben ev ekonomisine destek olurken, şimdi köstek olacağım. Cezaevinde bin lira giderim oluyor. Bana para göndermek durumunda kalacaklar. Biz devletten hiçbir destek almadan iş kurduk, işe girdik. Zaten mevcut şartlarda geçinemiyoruz. Şimdi çocuklarım da çalışmak zorunda kalacak.
KİMLE GÖRÜŞSEM AĞLIYOR: Ay sonu izin sona eriyor. Ben geri gideceğim. Böyle olmamalıydı. Yetkililerin deyimiyle; "Biz ıslah olduk." Bu sürede bebeği doğan oldu. Kimle görüşsem ağlıyor. Gemlik Cezaevi Müdürü en fazla 400 kişi kapasitelerinin olduğunu söyledi. Fakat buraya 750 kişi geri gelecek. Cezaevinin 12 tane tuvaleti, 17 tane banyo kabini var. Yatakhaneleri eski. Çatılar eski, yağmurda su sızdırıyor. Kalorifer sistemi ısıtmıyor. Gemlik Cezaevi’nde yatacak yer yok. 750 kişinin orada nefes alması mucize. İnsanlar tuvaletlerin önlerinde yatıyor. Koridorlara yatak atılıyor. Medya gelince böyle olmuyor tabi. Sadece dışarıdaki hayatımız değil, geri döndüğümüzde de bizi zor bir hayat bekliyor. Yemek kuyrukları yüzünden birçok insan yemek dahi yiyemiyor. Cezaevinde bir arkadaşımın ayağında tümör çıktı. Hastaneye götürülmedi. Altı ay alçıda gezdi. İzine çıktıktan sonra ayağını kestiler. Bu insanı bile geri çağırıyorlar.
BİZİ 8-10 TL'YE ÇALIŞTIRIYORLAR: Ben iznin uzatılmamasını, iş yurtlarındaki işçi ihtiyacı olmasına bağlıyorum. Çünkü bizi günlük 8-10 liraya çalıştırıyorlar. Bunun amacı da "topluma geri kazandırma." Pandemi izninin başlamasıyla iş yurtlarında çalışacak kimse kalmadı. İmralı Adası'nda zeytin ağaçlarından üretim yapılıyor. Geçen sene zeytin üretimi yapılamadı. Kapalı cezaevlerinin ihtiyaçlarını iş yurtları temin ediyordu. Şimdi işçi olmayınca üretim yapılamıyor. İhtiyaçlar başka kaynaklardan elde ediliyor. Kar düşünce izin de uzatılmadı. Bizi bedavaya çalıştırıp bu ihtiyacı kapatacaklar. Mahkumları çalıştırmaları belki iyi bir şey olabilir ama neden süreci dışarıda tamamlayan insanı geri çağırıyorlar? Hiçbir suça karışmayan, yuvasını, düzenini kuran insanı geri çağırmasınlar. Kapalı cezaevleri kapasitelerinin üzerinde. Oradaki insanları açığa çıkarsınlar. Onlar içinde iyi olur. Kitapta yazana daha uygun olur.
SESİMİZİN DUYULMASINI İSTİYORUZ: Son olarak şunu eklemek istiyorum. Devlet "mahkum ailelerine yardım ediyoruz" diyor. Bugüne kadar hiç destek almadık. Hep ret aldık. Benim eşim çalışıyor ama eşi çalışamayan insanlar var. Bunların geçimi ne olacak? Biz mahkum olduğumuz için toplumda bir ön yargı da var. Bizi eleştirebilirler ama sesimizin duyulmasını istiyoruz. Görüştüğüm birçok mahkum, izinler uzatılmazsa teslim olmayacağını söyledi. Herkes "evime bakmak zorundayım, işimi, gücümü kaybetmek istemiyorum" diyor. Bunun vebali devletin üstündedir.