Pandora Belgeleri: Vergi kaçakçılığı cezalandırılmalı
Zengin ve ayrıcalıklı insanların denizaşırı vergi cennetleri aracılığıyla gerçekleştirdiği vergi kaçakçılığı olayları, toplumdaki adalet duygusuna ve toplumsal refaha büyük zarar veriyor.
Tisha King
Yasalara riayet eden vergi mükellefleri, aşırı zengin tabakanın yasa dışı mali düzenlemeleriyle ilgili ayrıntılara bir kez daha hayal kırıklığı ve mide bulantısıyla bakıyorlar. ‘Pandora Belgeleri’ diye adlandırılan ve yaklaşık 12 milyon denizaşırı mali kaydı içeren raporlar, zenginlerin hakkaniyetli vergi paylarını ödemekten nasıl kaçındıklarına dair ipuçları barındırıyor.
Pandora Belgeleri’nde ismi geçen Kanadalı spor yıldızları arasında, eski bir Formula yarışçısı olan Jacques Villeneuve ve artistik patinaj efsanesi Elvis Stojko da bulunuyor.
Bu, halkın, zenginlerin vergi ödemekten nasıl kaçtığını ve mal varlıklarını nasıl koruduğunu öğrendiği ilk olay değil. Daha önce de Panama Belgeleri, Paradise Belgeleri ve Lüksemburg Belgeleri gibi sızıntılar küresel elitlerin giriştiği agresif vergi planlaması ve vergi kaçakçılığı olaylarını gözler önüne sermişti.
Zenginler, ünlüler ve kötü şöhretli kişiler kendi paylarına düşen vergileri ödemediklerinde, halk, yetkililerin vergi yasalarını uygulamalarını ve suçluları cezalandırmalarını bekler. Verilen ceza, adaletin tecelli ettiği duygusunu yaratır ve toplumun ortak refahı için vergi uyum yasalarına riayet edilmesi gerektiğini hatırlatır. Bunun yanı sıra, yetkililer çoğu zaman adaletsizlik döngüsünü devam ettirerek, adaleti yerine getirme hususunda başarısız oluyorlar.
CEZALAR VERGİ KAÇAKÇILIĞINI ENGELLİYOR MU?
Tam olarak bilmediğimiz şey, küresel vergi skandallarına adı karışan suçlulara ceza vermenin, denetçilerin beyan ettiği gelir uyumluluğu hususunda bir fayda sağlayıp sağlamadığı ve vergi hilelerini engelleyip engellemediği. Yaptığım ön araştırma, yanıtın “evet” olduğunu gösteriyor; ne var ki bu, sadece denetçiler vergi kaçakçısının tamamen suçlanabilir veya sorumlu olduğunu algıladığı durumda böyle oluyor.
Eğer dava edilen suçluların cezalandırılması vergilere riayeti artırabilirse, vergi makamlarının zan altındaki tüm suçluları aktif biçimde kovuşturması akla yatkın görünecektir. Fakat şu an için bu çok zor gibi görünüyor.
Eldeki sınırlı kaynaklar ve büyük maliyetli yasal mücadeleleri kaybetme riski söz konusuyken, vergi ödemekten kaçan ve servetine siper olan herkesi cezalandırmak mümkün değil. Daha da kötüsü, şayet savcıların iddianameleri mahkemede kabul görmezse, vergi makamlarını sekteye uğratan bir emsal oluşturduğu için, bu durum agresif vergi planlamasını ya da vergi kaçakçılığını teşvik edebilir.
Peki vergi hilelerinin cezalandırılması durumunda vergiye riayet neden artar? Araştırmamda ulaştığım bulgular, hile yapanların kovuşturmayı daha fazla hak ettiğini ve sonuçta cezalandırıldıkları zaman vergi ödeme konusundaki rızanın arttığını gösteriyor. Yetkililer özellikle de zenginlere karşı adaleti yerine getirdiklerinde, buna tanık olan insanlar memnuniyet duyuyorlar.
Adalet eşit biçimde sağlandığı zaman, yetkililer yasalara uyma gerekliliğini pekiştirir ve bu da hem yetkin olduklarının hem de vergi kaçakçılarının bulunup yaptıklarından sorumlu tutulacaklarının işaretini verir.
PARMAĞI DANIŞMANLARA ÇEVİRMEK
Suçlu olarak görülmek, bir olaydan sorumlu olan kişinin cezayı hak ettiği algısını güçlendirir. Hâl böyleyken, küresel vergi skandallarına ismi karışanlar açısından stratejik bir davranış şekli, şahsi sorumluluğunu reddetmektir. Pandora Belgeleri’nde ve diğer vergi skandallarında ismi anılan aşırı zengin kişiler, çoğunlukla avukatlarını ya da danışmanlarını suçluyorlar.
Örneğin, Stojko kendi sorumluluğunu reddetti ve mali işlerinin yönetilmesi hususunda avukatına güvendiğini dile getirdi.
Benzer şekilde, Panama Belgeleri’nde ismi geçen Kanada’daki British Columbia bölgesinin varlıklı Cooper ailesi de sorumluluğu reddetti. Güney Afrika’da büyüyen Marshall Cooper, Kanada’daki vergi kanunları konusunda bilgisi olmadığını ve ailesinin mali işlerini yürütmesi için en iyi danışmanları işe aldığını söyledi.
Suçlamalar havalarda uçuşurken, belki de yetkililerin vergi kaçakçılarını cezalandırmak yerine yalnızca zenginlerin avukatlarını ve danışmanlarını takip etmesi yeterlidir.
Basın belki zenginleri utandırabilir ama agresif vergi planlamalarını ve muhtemelen kimi durumlarda vergi kaçakçılığını kolaylaştıran arabulucular gibi hareket edenler, avukatlar, muhasebeciler ve diğer danışmanlardır. Şayet arabulucular bu sorumluluğu paylaşıyorlarsa, onların da cezalandırılmaları gerekir. Zira, cezalandırılacak bir sorunu yaratanların, vergi mükelleflerini vergi yasalarına uymaya zorlaması da mümkündür.
MİLYARLARCA DOLARLIK KAYIP TELAFİ EDİLEBİLİR Mİ?
Kanıtlanmış vergi hileleri karşısında uygulanan cezaların yerine getirilmesi, vergi yasalarına riayeti deha da iyi bir hale getirmenin ötesinde daha başka faydalar da sağlayabilir. Suçlular cezaları ödedikten sonra, deniz aşırı [vergi kaçakçılığı] skandallarında yitirilen milyarlarca dolar telafi edilebilir ve vergi yükü, mükellefler arasında daha adil bir biçimde paylaştırılabilir.
Bununla birlikte, Pandora Belgeleri’nin yayınlanmasının ardından, vergi mükellefleri, büyük olasılıkla, yetkililerin bu defa ne yapacaklarını ve vergi kaçakçılarının hak ettikleri cezaları alıp almayacaklarını merak ediyorlar. Küresel vergi şeffaflığı girişimleri gittikçe hızlanıyor ve büyük ihtimalle adaletin galip geleceğine ilişkin bir umut ışığı barındırıyor. Ne var ki, bu umut ışığına rağmen, bazıları kötümserliğini korumaya devam ediyor.
Verilecek cezanın adalet duygusunu yeniden tesis edebileceğini gösteren kanıtlarla, yetkililer, suç işleyenlerin yaptıklarından sorumlu tutulmasını sağlamak doğrultusunda ellerindeki kaynakları kullanmalı. Özellikle de zengin ve imtiyazlı olanlar karşısında adaleti korumak, toplumun ortak refahına hizmet edecektir.
Yazının orijinali The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)