Paris 2024’te sermayeyi memnun etmek için hiçe sayılan insan sağlığı: Seine Nehri örneği
Paris’te halkın sorunlarını kalıcı olarak çözmek adına harcanmayan milyonlar, sponsorlar üzülmesin diye birkaç günlük organizasyonlarda heba ediliyor. Halk ve sporcu sağlığı hiçe sayılıyor.
Paris 2024 tüm hızıyla sürerken çevresel ve sosyal açıdan sorunlu durumlar, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ni (IOC) eleştiri sağanağı altında ıslatmaya devam ediyor.
Evsizlerin olimpiyat oyunları öncesinde sokaklardan uzaklaştırılması (sosyal temizlik) ve sörf yarışmaları için tercih edilen Fransız Polinezyası’ndaki Tahiti’deki (Teahupo’o) mercan resiflerinin tehlikeye atılması gibi problemler söz konusu.
Gündemdeki en büyük sorunlardan bir diğeri ise Paris’in atardamarı niteliği taşıyan ve onca sanat eserine ilham kaynağı olan Seine Nehri’nin bakteriyel kirliliği…
Birçok tarihi şehirde olduğu gibi Paris’te de atık su ile yağmur suyu aynı borulardan akıyor. Yoğun veya uzun süreli yağmur dönemlerinde ise arıtılmamış atık suyun, arıtma tesisi yerine nehre akması gibi bir sorun var. Dolayısıyla açılış töreni sırasında yağan yağmur bile nehri kirletmeye yetmiş durumda.
Florida Üniversitesi Sağlık Merkezi’nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan Dr. Nicole Iovine, yağmur durumunda suya bakteri, virüs veya parazit girebileceğini ve bunun sadece insan kaynaklı olmadığını, şehirdeki kemirgenlerin de dışkılarını içeriğini söylüyor.
Güvenli olmayan seviyelerde bakteri bulunan suya girilmesi durumunda ise en iyi ihtimalle mide bulantısı ve kötü senaryoda ise idrar ve bağırsak enfeksiyonundan insan hayatını tehdit eden sepsis hastalığına kadar uzanan ciddi sağlık vakaları yaşanabiliyor.
ESKİDEN YÜZÜLÜYORDU
1900 yılında düzenlenen olimpiyat oyunları sırasında suyu güvenli olan Seine Nehri’nin, yıldan yıla artan gemi trafiği ve bahsettiğimiz eski altyapı sorunları nedeniyle enfekte olarak pislendiği ve yüzmenin 1923’ten beri yasak olduğu zaten biliniyor.
Ancak nehrin olimpiyat oyunlarında triatlon yarışmalarına ev sahipliği yapacağının açıklanması ortalığı karıştırdı. Geçtiğimiz nisan ayında farklı hava koşullarına sahip (yağmurlu ve yağmursuz) günlerde nehirden 14 su örneği alan Surfrider isimli sivil toplum kuruluşu, sadece bir örneğin “güvenli” olduğu tespit etti.
Yapılan açıklamada, diğer örneklerin “dışkı kaynaklı (fekal) kirlilik” içerdiği ve sporcuların Seine’de yüzerek “sağlıkları için önemli riskler alacağı” ifadeleri yer aldı. STK, kanalizasyon şebekesindeki arızaların ve noksanlıkların yanı sıra atık su şebekelerine bağlı olmayan gemileri ve nehir kıyısındaki yapıları suçladı.
TEMİZLEMEK İÇİN 1,4 MİLYAR EURO HARCANDI
Seine’in pis sularını “herkes için güvenli” bir yüzme noktasına dönüştürmek amacıyla hükümet tarafından 1,4 milyar euro’luk bir temizleme projesi (Baignade Plan) yürütülürken, Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, tıpkı Çernobil’deki patlama sonrası dönemin sanayi bakanı Cahit Aral’ın halkın karşısına çıkıp çay içmesi gibi bir şov yaparak, nehrin güvenli olduğunu kanıtlamak üzere nehirde yüzerken kameralara poz verdi.
Ne ki daha sonra yapılan testler sayesinde Hidalgo’nun yüzdüğü günkü su örneğinde, 100 mililitre başına 900 koloni, yani “güvenli olmayan seviyelerde bakteri içerdiği” tespit edildi. Üstelik halk sağlığı için büyük bir sorun anlamına gelen E.coli de bu bakterilerden birisi.
Bu arada “organizasyonu kurtarmak” için suya atlayan sadece Hidalgo olmadı. Fransa Spor Bakanı Amelie Oudéa-Castéra gibi bazı Fransız politikacılar da nehirde yüzdü ve yüzdükleri gün yine tehlikeli derecede bakteri seviyeleri tespit edildi.
'HER GÜN KONTROL EDİLİYOR'
Buna rağmen oyunların üzerine gölge düşmesini istemeyen olimpiyat organizatörleri, suyun her gün saat 3’te kontrol edildiğini ve kirlilik seviyeleri çok yüksekse etkinliklerin yeniden planlanabileceğini ve en kötü senaryoda triatlonda yüzme bölümünün iptal edilebileceğini söyledi.
Ancak IOC, 31 Temmuz 2024’te yaptığı açıklamada, “son su testlerinin kalite standartlarına uygun” olduğunu, dolayısıyla kadın ve erkek olimpiyat triatlon yarışlarının Seine Nehri’nde yapılacağını ilan etti. Geçtiğimiz günlerde ise sporcular Seine Nehri’nde yüzdü. Bu da “ne olursa olsun” anlayışının tipik bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.
Fransız halkı, su kalitesini iyileştirmek için geniş çaplı yağmur suyu hasadı ve kanalizasyon altyapısının tamamen yenilenmesi gibi kalıcı önlemler yerine “günü kurtaran” yaklaşımlara karşı ses yükseltirken yönetici erk, halkın sorunlarını sümen altı edip “halka karşı sermaye yanlısı” maharetlerini göstermekten hiçbir zaman geri kalmıyor.
Tıpkı Rio’da olduğu gibi Paris’te de halkın sorunlarını kalıcı olarak çözmek adına harcanmayan milyonlar, sponsorlar üzülmesin diye birkaç günlük organizasyonlarda heba ediliyor. Halk ve sporcu sağlığı hiçe sayılıyor.
Olimpiyat oyunlarının bitmesiyle birlikte bu sorunun hükümetin gündeminden düşmesi ve organizasyonun faturasının da yine halka çıkarılması sürpriz olmayacaktır.