Pasifik ülkesinden Tayvan'la diplomatik ilişkileri kesme kararı
Güney Pasifik'teki ada ülkesi Nauru, bundan böyle Tayvan'ı ayrı bir ülke olarak tanımayacağını ve 'Çin topraklarının ayrılmaz bir parçası' olarak kabul edeceğini açıkladı.
DUVAR - Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan'ı tanıyan az sayıdaki ülkeden Güney Pasifik'teki ada ülkesi Nauru, Tayvan ile diplomatik ilişkilerini kestiğini duyurdu. Nauru, Çin Halk Cumhuriyeti'ni 'Çin'in tek meşru temsilcisi' olarak tanıdığını bildirdi.
Nauru hükümetinin yaptığı yazılı açıklamada, "Nauru hükümeti, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 2758 sayılı kararına uygun olarak, 'tek Çin' ilkesi doğrultusunda, Çin Halk Cumhuriyeti'ni Çin'in tamamını temsil eden tek meşru hükümet olarak tanır" denildi.
ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI KARARI DOĞRULADI
Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre, Nauru'nun bundan böyle Çin Cumhuriyeti'ni (Tayvan) 'ayrı bir ülke' olarak tanımayacağı, 'Çin'in topraklarının ayrılmaz parçası' olarak kabul edeceği belirtilen açıklamada, Tayvan ile diplomatik ilişkilerin kesildiği, resmi ilişki ve temas kurulmayacağı kaydedildi. Çin Dışişleri Bakanlığı da Nauru'nun Tayvan ile diplomatik ilişkilerini keserek Çin'i resmi olarak tanıdığını doğruladı.
11 ÜLKE TAYVAN'I DİPLOMATİK OLARAK TANIYOR
Nauru'nun ilişkileri kesmesi sonucu Tayvan'ı diplomatik olarak tanımayı sürdüren BM üyesi ülke sayısı da 11'e düştü. En son Orta Amerika ülkesi Honduras, 26 Mart 2023'te Tayvan ile diplomatik ilişkilerini keserek Pekin'i Çin'in temsilcisi olarak tanıdığını duyurmuştu.
Halen Orta Amerika ülkeleri Guatemala, Belize, Güney Amerika ülkesi Paraguay, Karayip ülkeleri Haiti, Saint Vincent ve Grenadinler, Saint Kitts ve Nevis, Saint Lucia, Pasifik ülkeleri Tuvalu, Palau, Marshall Adaları ile Afrika ülkesi Esvatini, Tayvan'ı Çin'in temsilcisi olarak tanıyor. BM üyesi olmayan Vatikan da Tayvan ile diplomatik ilişkisini sürdürüyor.
BAŞKANLIK SEÇİMİNİ ÇİN KARŞITI ADAY KAZANMIŞTI
Nauru'nun Tayvan ile diplomatik ilişkilerini kesmesi, Tayvan'da düzenlenen başkanlık ve parlamento seçimlerinin ardından geldi. Tayvan'da 13 Ocak'ta düzenlenen başkanlık seçimlerini iktidardaki Demokratik İleri Parti'nin (DPP) adayı, görevdeki Başkan Yardımcısı Lai Ching-te kazanmıştı. Çin, Lai Ching-te'nin 'tehlikeli bir ayrılıkçı' olduğunu, seçimin 'savaş ve barış arasında bir tercih olduğunu' savunmuştu.
ÇİN-TAYVAN İHTİLAFI
Çin'de 2. Dünya Savaşı'nın ardından Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Koumintang) ile Mao Zıdong önderliğindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) arasında çıkan iç savaşta galip gelen Komünistler, 1 Ekim 1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmişti. Koumintang üyeleri ise Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Tayvan'da devam ettiğini söyleyerek burada geçici hükümet kurmuştu.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar BM Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, 'tek Çin' ilkesini vurgulayarak Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor, kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile diplomatik ilişkileri kesmesini şart koşuyor. Çin'in kendi topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, 1949'dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasında iç savaşın ardından ortaya çıkan ayrılık ve egemenlik ihtilafı halen sürüyor. (DIŞ HABERLER)