Patlamaların ardından Gold Apollo şirketinden 'çağrı cihazı' açıklaması: Biz de mağduruz

Lübnan'da 12 kişinin ölümüne yol açan ve Hizbullah'la Lübnan'ın İsrail'i sorumlu tuttuğu patlamaların yaşandığı çağrı cihazlarını ürettiği iddia edilen şirket, "Ürün, bizim değildi" dedi.

Fotoğraf: Reuters
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Lübnan'da yüzlerce çağrı cihazının patlaması sonucu aralarında Hizbullah mensuplarının da olduğu en az 12 kişinin öldüğü, yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralandığı olayların ardından Hizbullah'tan yeni bir açıklama yapıldı. Lübnan'da çağrı cihazlarının patlatılmasının ardından Hizbullah, 10 mensubunun daha öldüğünü duyurdu.

Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre, patlamalardan İsrail'i sorumlu tutan Lübnan Hizbullahı, sosyal paylaşım platformu Telegram üzerinden bir dizi açıklama yaptı. Açıklamalarda, 10 Hizbullah üyesinin daha yaşamını yitirdiği ifade edildi.

10 HİZBULLAH MENSUBU DAHA YAŞAMINI YİTİRDİ

Açıklamada, hayatını kaybeden Hizbullah üyelerinin isimleri ve doğum tarihleri şu şekilde sıralandı: Necib Abdulhuseyn Aladdin “Ali Mazlum” (1991), Hasan Muhammed Yasin “Yamin” (1986), Hüseyin Ahmed Menteş “Salah” (1994), Muhammed Zekeriya Abbas “Haydara” (1986), Abbas Bilal Munim "Mirza Mehdi" (1996), Muhammed Mehdi Ali Ammar “Zülfikar” (1985), Hüseyin Ali Aladdin “Zekeriya” (1989), Hüseyin Eyyub Fakih “Bakır” (1988), Abbas Fadl Yasin “Ebulfadl” (1993) ve Mehdi Abbas Semhat “Cevad Matuk” (1995).

Hizbullah, 17 Eylül Salı günü Lübnan'da çağrı cihazlarının patlatılmasının ardından yaptığı açıklamada, iki mensubunun öldüğünü duyurmuştu. Hasan Ahmed Muhammed ile Yusuf Madi'nin hayatını kaybettiği aktarılan açıklamada, Muhammed ile Madi'nin nerede ve hangi sebeple öldüklerine ilişkin ise bilgi verilmemişti. İsrail ordusu ile Lübnan Hizbullahı arasında 8 Ekim 2023 tarihinden bu yana devam eden çatışmalar ve karşılıklı saldırılarda yaşamını yitiren Hizbullah mensuplarının sayısı 453'e çıktı.

LÜBNAN: BU SALDIRI, BİR SAVAŞ SUÇU

Lübnan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği Maslahatgüzarı Hadi Hachem de dün BM Genel Kurulu'nda İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerinin yasal sonuçlarına ilişkin düzenlenen acil oturumda patlamalar hakkında konuştu. Hachem, çağrı cihazları patlaıltarak düzenlenen saldırının savaş suçu olduğunu dile getirdi.

İsrail'in 8 Ekim'den beri Lübnan'ın egemenliğini ihlal eden saldırılarına aynı zamanda sertleşen söylemlerin de eşlik ettiğini söyleyen Hachem, İsrail'in uluslararası hukuk, BM kararları ve insan haklarını ihlal ettiğini kaydetti. Hachem, İsrail'in bugün düzenlediği 'siber saldırının' binlerce kişinin yaralanmasına ve aralarında küçük bir kız çocuğu dahil dokuz kişinin ölmesine yol açtığını belirterek, "Bu saldırı savaş suçudur" dedi.

Saldırının çok ciddi olduğunu kaydeden Lübnan'ın BM Daimi Temsilciliği Maslahatgüzarı Hachem, aynı zamanda bölgede çatışma ve panik halini de tetiklediğini ifade etti.

GOLD APOLLO ŞİRKETİNDEN İDDİALARA YALANLAMA

Öte yandan, Tayvan merkezli Gold Apollo şirketi, bugün bir açıklama yaparak, Lübnan'da patlatıldığı iddia edilen çağrı cihazlarını kendilerinin yapmadığını, kendi markalarını kullanma lisansı bulunan BAC isimli şirket tarafından yapıldığını belirtti. 

Reuters haber ajansı tarafından analiz edilen infilak etmiş çağrı cihazı görüntülerinde, cihazların arka yüzündeki format ve etiketlerin Gold Apollo tarafından yapılan cihazlarla tutarlı olduğu görülmüştü. Üst düzey Lübnanlı bir güvenlik kaynağı da Reuters'a yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın Tayvan merkezli Gold Apollo şirketinden 5 bin çağrı cihazı siparişinde bulunduğunu söylemişti. Tayvan'ın kuzeyindeki Yeni Taipei kentindeki şirket merkezinde basına açıklamalarda bulunan şirket kurucusu ve başkanı Hsu Ching-Kuang, "Ürün, bizim değildi. Sadece üzerinde bizim markamızı taşıyordu" ifadelerini kullandı. 

Şirketten yapılan açıklamada, AR-924 model çağrı cihazının BAC isimli şirket tarafından üretilip satıldığı ifade edildi. Açıklamada, "Sadece ticari marka yetkilendirmesi sağladık; bu ürünün tasarımında ya da üretiminde dahlimiz bulunmuyor" denildi. Hsu daha önce yaptığı açıklamada, lisans sahibi BAC şirketinin Avrupa merkezli olduğunu söylese de daha sonra BAC'nin nerede olduğu hakkında yorum yapmayı reddetti. Öte yandan, Hsu'nun basın toplantısı sırasında polis memurları da şirkete geldi. 

Lübnanlı üst düzey bir güvenlik kaynağı ile başka bir kaynak, daha önce yaptıkları açıklamalarda, İsrail'in dış istihbarat servisinin dünkü patlamalarda aylar önce Lübnan Hizbullahı tarafından ithal edilen 5 bin çağrı cihazının içine patlayıcı yerleştirdiğini söylemişti. Hsu ise dün yaşanan olayda kendilerinin de mağdur olduğunu söyledi. Hsu, "Büyük bir şirket olmayabiliriz ama sorumluluk sahibi bir şirketiz. Bu, çok utanç verici" dedi. 

BAC'NİN BEYAN ETTİĞİ ADRESİ MACARİSTAN'DA

Reuters'ın haberine göre, BAC Danışmanlık isimli şirketin beyan ettiği adres, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de bulunuyor. Şirketin ismi, binanın cam kapısında bir A4 kağıdına yazılmış. Binada isminin verilmemesini istemeyen bir kişi, şirketin bu adreste kayıtlı olduğunu ama orada fiziki bir varlığının bulunmadığını söyledi. Söz konusu adreste pek çok diğer şirket kayıtlı olsa da onlar da Reuters'ın çağrılarına yanıt vermedi. 

BAC Consulting CEO'su Cristiana Barsony-Arcidiacono, LinkedIn profiline göre, daha önce UNESCO da dahil olmak üzere bir dizi kurum için danışmanlık yapmıştı. CEO, Reuters'ın epostalarına dönüş yapmadı. Şirketin internet sitesinde de üretime ilişkin bir atıf yer almadı. 

AA: BAC ŞİRKETİNİN İNTERNET SİTESİ ERİŞİLEMEZ HALE GETİRİLDİ

AA da konuya ilişkin haberinde, muhabirlerinin iddialara karşı bir açıklama için Macar firmayla telefon ve e-mail yoluyla temasa geçmeye çalıştığını ancak herhangi bir yanıt alınamadığını aktardı. Bunun yanı sıra, Türkiye saatiyle 14.30 itibarıyla, hakkında soru işaretlerinin arttığı şirketin internet sitesinin de erişilemez hale getirildiği belirtildi.

4 ÜLKEDEN LÜBNAN'A YARDIM TEKLİFİ

Bölge ülkeleri Mısır, Irak, Ürdün ve Filistin da çağrı cihazlarının patlatılması sonucu dokuz kişinin öldüğü, 2 bin 800 kişinin yaralandığı Lübnan'la dayanışma içinde olduklarını belirterek, yardım teklifinde bulundu. Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberine göre, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib ile yaptığı telefon görüşmesinde, Lübnan ile dayanışma içinde olduklarını kaydetti.

Mısır'ın Lübnan'ın yanında yer aldığını belirten Abdulati, ülkesinin, yaralıların tedavisi için elinden gelen her türlü yardımı sunmaya hazır olduğunu bildirdi.

Irak Hükümet Sözcüsü Basim El Avadi de yaptığı açıklamada, Irak hükümetinin Lübnan'da yaşanan tehlikeli gelişmeleri yakından takip ettiğini belirtti. Sözcü Avadi, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin, yaralı masum sivillerin acısını hafifletmek için mümkün olan en kısa sürede acil yardım sağlamak amacıyla Irak sağlık ekiplerinin ve acil durum ekiplerinin kardeş Lübnan'a gönderilmesi talimatını verdiğini kaydetti.

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile yaptığı telefon görüşmesinde, Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın, çağrı cihazlarının patlaması olayında yaralanan Lübnanlıların tedavisi için gerekli her türlü tıbbi yardımın sunulması talimatı verdiğini söyledi. Safedi, Ürdün'ün Lübnan'ın güvenliğinin, egemenliğinin ve istikrarının yanında yer aldığını ve Lübnan ve halkıyla dayanışma içinde olduğunu vurguladı.

Filistin'in Beyrut Büyükelçisi Eşref Debbur, gazetecilere yaptığı açıklamada, yaralıları tedavi etmek için Lübnan'daki tüm Filistin hastanelerini açarak sağlık çalışanlarını seferber ettiklerini belirtti. Debbur, Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas'ın yaralıların hastanelere kabul edilmesi ve onlara her türlü desteğin sağlanması talimatının yanı sıra Lübnan'daki Filistinlileri yaralılara destek için kan bağışında bulunmaya çağırdığını aktardı.

HAMAS VE HUSİLERDEN DESTEK

Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada da çağrı cihazlarının patlatılması kınanarak, olay 'tüm yasa ve geleneklere meydan okuyan tehlikeli bir suç' olarak nitelendirildi.

Husilerin Yüksek Siyasi Konseyi Üyesi Muhammed Ali El Husi, X (eski adıyla Twitter) platformundan yaptığı açıklamada, Lübnanlıların güçlü olduğunu ve çağrı cihazlarının patlatılması olayından etkilenmeyeceklerini ifade etti. Husi, "Herhangi bir saldırı yalnızca İslami direnişin siyonist varlığı yenme kararlılığını artıracaktır" ifadesini kullandı.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)