Pazarlarda yük taşıyan engelli Cumali Yaşar: Tek isteğim çocuklarıma iyi bir gelecek sunmak

Beş yıldır ailesine bakmak için Diyarbakır’daki pazarlarda el arabasıyla yük taşıyan görme engelli Cumali Yaşar “Tek amacım çocuklarımın okuması. Benim yaşamadığım çocukluğu onlar yaşasın" diyor.

Google Haberlere Abone ol

Mahsum Kara

DİYARBAKIR - Cumali Yaşar 48 yaşında ve görme engelli bir birey. Beş yıldır geçinmek için Diyarbakır’da kurulan semt pazarlarında el arabasıyla vatandaşların ürünlerini evlerine taşıyarak kazandığı parayla geçinmeye çalışıyor.

Bağcılar’da kurulan semt pazarlarında 11 yaşındaki oğluyla birlikte çalışan Yaşar ile yaşadığı zorlukları ve engelli bir birey olarak çalışma koşullarını konuştuk.

‘HİÇ ÇOCUKLUĞUMU YAŞAMADIM'

Altı yaşındayken kuzeninin oynadığı tüfeğin ateş alması sonucu iki gözünü kaybediyor Cumali Yaşar. Sonrasında yaşam şatlarının onun için çok zorlaştığını ifade eden Yaşar, hayat hikayesini şöyle anlatıyor: “Ben engelli doğmadım. Engelli doğmuş olsaydım belki hayat bu kadar zor olmazdı. Gözlerimi kaybettiğimde daha çocuktum. Hep gözlerimin açılacağı günü hayal ettim. Ama açılmadı hiçbir zaman.

Hiç çocukluğumu yaşayamadım, bütün çocukluğum hastanelerde geçti. Maddi durumuz iyi olmadığı için ameliyat paramız yoktu. Ben de bu şekilde hayata tutunmaya çalıştım. Hayatımı devam ettirmenin başka bir çaresi olmadığını anladım ve buna kendimi alıştırdım. Kendim gibi engelli bir insanla evlendim. Eşimin sırtı ve sağ kolu felç. Birlikte hayata tutunmaya çalışıyoruz. Bu evlilikten iki çocuğumuz oldu, biri 11 diğer ise 14 yaşında. Tek amacım onların okuması. Benim yaşamadığım çocukluğu onlar yaşasın istiyorum, bütün çabam onlar için.”

‘HAYAT ŞARTLARI HER GEÇEN GÜN İNSANLARI ZORLUYOR'

İki gözünü kaybettikten sonra verdiği hayat mücadelesini “Kendi çabalarımla kendime yeni bir dünya yaratmaya çalıştım” diyerek anlatan Yaşar, şöyle devam ediyor: “Hem engelli olduğum için yaşadığım zorluklar hem de maddi konudaki zorluklar beni çok zorladı. Aldığım engelli maaşı hayatımı devam ettirmek için yetersiz kalıyordu. Hayat şartları her geçen gün insanları zorluyor. Her şey çok pahalı. İki çocuğum okuyor, onların okul masraflarını, evin giderlerini bir şekilde karşılamam gerekiyordu. Ben de beş yıl önce el arabası aldım. Pazarlarda alışveriş yapan insanların aldıkları eşyaları taşıyarak geçinmeye çalışıyorum. İki gözüm görmediği için bana iki çocuğum yardım ediyor. Yükleri ben taşıyorum, yolu çocuklarım gösteriyor. Bu şekilde hem geçimimi sağlıyorum hem de bir işe yaradığımı hissediyorum.”

‘HAYATIMIZI İYİ BİR ŞEKİLDE DEVAM ETTİRMEK İSTİYORUZ'

Yaşar, pazarlarda çalışmadan önce çok iş aradığını fakat engelli olduğu için kimsenin iş vermediğini söylüyor. Gözleri görmediği için tek başına ihtiyacını karşılayamadığını belirtip, yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: “Engelli olduğum için insanlar zannediyor ki biz devletten çok fazla para alıyoruz. Ama öyle değil. İnanın hayat şartları bizim için çok zor. Ben mecbur olmasam bu sıcakta bu halimle bu işi yapmazdım. Mecburum, haftanın altı günü gelip pazarda çalışmak zorundayım. Tek istediğim hayatımı devam ettirecek kadar para kazanmak ve çocuklarıma iyi bir gelecek sağlamak. Gerçekten engelliler için hayat şartları çok zor, yetkililerin sesimizi duymasını istiyorum. Biz de her vatandaş gibi hayatımızı iyi bir şekilde devam ettirmek istiyoruz, yanımızda olsunlar.”