Podcast’e 'neden' başlamalı?

Okumak, izlemek ve dinlemek… Onlara bu seçeneklerin tümünü sunmak sizin elinizde… Okuma ve izlemeye alışmış kitlenizin, 'dinleme' tarafına ilgisinin hızla yükseldiğini görmek sizi bile şaşırtabilir.

Google Haberlere Abone ol

Özcan Yazıcı [email protected]

Gazete Duvar’da bir süredir ağırlıklı olarak “podcast” odaklı yazılar yazıyorum. Bu yazılara ilgi gösteren ve düzenli takip edenler ya podcast’i “bildikleri” için ya da “merak ettikleri” için ilgi gösteriyorlar. Açıkçası bugün itibariyle “bilenler” ile “merak edenler” arasında deneyim anlamında büyük bir fark olduğu söylenemez.

Podcast’i bilenler arasında kuşkusuz podcast başlatanlar, başlatıp yarıda bırakanlar, başlatmaya hazırlananlar var. Merak edip henüz yolculuğun başında olanlar da dahil olmak üzere bir podcast’e “neden” başlamaları gerektiği konusunda yeterince farkındalık yok ne yazık ki…

İşte bu yazımızda bu noktaya değineceğiz.

İster kurumunuz ya da markanız isterse kişisel hedefleriniz için bir podcast başlatmayı planlıyor olun, “neden” başlamanız gerektiğini kavramanız için güçlü unsurlar var. Burada birçok başlık paylaşabilirim (ki önceki yazılarımızda bunların bir kısmını zaten aktarmıştım) ama önümüzdeki dönem önem kazanacak bazı başlıklara özellikle dikkat çekmek istiyorum.

SESLİ ARAMA SEO’NUN BİR SONRAKİ EVRİMİ

Bu başlıkların en önemlisi, yakın gelecekte çok yaygınlaşacak olan “sesli aramalar” olacak. Bugün herhangi bir bilgi için yaygın olarak Google üzerinden “yazılı arama” yapıyoruz. Bu arama sonuçlarını tetikleyen Google algoritmasına göre planlanmış ve hazırlanmış “yazılı ve görsel” içerikler oluyor. SEO (arama motoru optimizasyonu) için bu yazılı veriler büyük önem taşıyor. SEO’da başarılı olabilmek ve ön plana çıkabilmek için yazılı ve görsel içerikleri ona göre hazırlamanız gerekiyor.

Ancak yakında SEO açısından oyunun kuralı değişecek gibi gözüküyor. Evler, arabalar ve hayatımızdaki birçok nesne giderek “akıllanıyor” ve güçlü bir yapay zekâ teknolojisiyle “sesleniyor.”

2011 yılında Apple Siri ile başlayan “sesli sanal asistan” teknolojileri Google Asistan, Amazon Alexa, Samsung Bixby ile giderek genişledi ve derinleşti.

Mobil yaşam yaygınlaştıkça, hemen her alanda ses temelli ürün, araç ve hizmetler çoğaldıkça kullanım alanları da genişliyor. Podcast’in yükselişi ve yaygınlaşması da bu sürecin parçası.

Google bir süredir arama sonuçlarında Youtube başta olmak üzere video içerikleri de arama terimlerine göre sonuçlar arasında listeliyor. Üstelik bu listeleme yalnızca video başlıkları ve açıklama bölümlerini hedeflemiyor, video içerisindeki sesleri de analiz ediyor. Arama terimi bir videonun 15’inci dakikasındaysa arama sonucu videonun o bölümüne götürüyor. Bu da Google’ın sesi analiz ettiğini gösteriyor.

Bu da bize, yakın gelecekte ses temelli içeriklerin (ki podcast’ler haliyle bunların başında gelecek) daha fazla arama algoritmalarında dikkate alınacağını ve sonuçlarda listeleneceğine işaret ediyor.

İnsanlar gündelik yaşam ve iletişim süreçlerinde daha fazla “yazmak” yerine “konuşmayı” tercih ediyor. Bu, bilgi ararken de, alışveriş yaparken de yaygın bir kültürel davranış haline gelecek. Bu yüzden podcast’e bugünden başlamak, gelmekte olana bugünden hazırlanmak demek.

PODCAST YENİ NESİL ‘BLOGLAMA’

Yaklaşık 20 yıldır “blog yazmak” oldukça popüler bir içerik geliştirme alanı oldu. Profesyonellerden kurumlara kadar “blog yazmak” hedef kitlenin ilgisini çekmek, etki yaratmak için önemli bir mecraya dönüştü. Blog yazarlığıyla ciddi gelir edenler de oldu.

Tabi blog yazmanın gücünü erken dönemde fark eden ve başlayanlar ciddi mesafe kaydetti. Aynı şey Youtube alanında da oldu. Videonun gücünü daha doğuş aşamasında kavrayanlar bu platforma video içerikler üretmeye başladılar ve zamanla topluluklarını büyüttüler.

Biraz önce de aktardığım gibi zamanla blog yazıları ve video içerikleri SEO açısından da çok değerli içeriklere dönüştü.

Şimdi benzer bir süreç “podcast” için yaşanıyor. Bu erken dönemde hem “sesli podcast” hem de “video podcast” içerikleri üretenler avantaj sağlamış olacak.

Yaşamın ve iletişimin merkezine “sesli iletişim” oturdukça “sesli içerikler” değer kazanacak. Hedefleriniz doğrultusunda üreteceğiniz “sesli içerikler” daha çok kullanıcı karşısına çıkacak. Bir dönem yazı ile yani “yazılı bloglarla” yaptığımız şeyi bu kez “sesli blog” olarak görebileceğimiz podcast’ler ile yapacağız. Geriye yalnızca nasıl bir podcast geliştirmeniz gerektiğini düşünmek kalacak!

İÇERİĞİ GENİŞ ALANA YAYMA

Dijital iletişim son 20 yılda aşama aşama geleneksel mecraları geçti ve geri plana itti. Bugün basılı gazete ve dergiler, geleneksel TV ölüm döşeğinde. Bireyler ve kurumlar iletişim süreçlerinin temeline tamamen dijital mecraları konumlandırmış durumda.

Üretilen içeriğin büyük çoğunluğu yazılı, görsel ve video temelli olarak dijital kanallar için geliştiriliyor ve kullanılıyor. Sosyal medya kanalları, Youtube gibi mecralar etkin biçimde sürecin parçası olmuş vaziyette.

Şimdi “ses” yükseliyor. Dolayısıyla stratejinize uygun olarak geliştirdiğiniz yazılı, görsel bir içeriğiniz varsa, bunu kullanıcı deneyimi ve beklentisine uygun biçimde “sesle” sunmanız ve içerik yönetiminizi genişletmeniz akılcı bir adım olacaktır. Bunu, içeriği yeniden kullanma ve konumlandırma olarak görebilirsiniz.

Hızlı hareket etmeniz, ses odaklı etkili içerikler sunmanız henüz yaygınlaşmamış bir alanda daha görünür olmanızı ve dikkat çekmenizi sağlayacaktır. Devamında ses içeriklerinizin markalaşmasını destekleyecektir. Bu ekstra bir çaba ve harcama gerektirmeden elde edeceğiniz harika bir avantaj olacaktır.

SONUÇ OLARAK…

Bu üç ana unsuru birbirine bağladığınızda hedef kitleniz için bütünsel bir içerik seçeneği sunmuş olacaksınız. Bu size yenilikçilik ve güçlü bir otorite algısı katabileceği gibi, son derece dinamik bir kültürel değişim çağında hedef kitlenize deneyim olarak seçenek sunmanızı, onları etrafınızda tutmanızı sağlayacaktır.

Okumak, izlemek ve dinlemek… Onlara bu seçeneklerin tümünü sunmak sizin elinizde… Okuma ve izlemeye alışmış kitlenizin, “dinleme” tarafına ilgisinin hızla yükseldiğini görmek sizi bile şaşırtabilir.

Tek yapmanız gereken, buna ilişkin farkındalığınızı oluşturmak, planlama yapmak ve eyleme geçmek…