Polis şefleri hakim önünde: 'Ayhan Bora Kaplan, Emniyet'e operasyon çekiyor'

Ayhan Bora Kaplan davasında Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçırılmasına ilişkin 6'sı emniyet mensubu 11 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşmasında, bir komiser tahliye edildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Ayhan Bora Kaplan’la ilgili davanın sanığı ve gizli tanığı Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçırılmasına ilişkin 6'sı emniyet mensubu 11 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı. Duruşmada 7 tutuklu sanıktan komiser Metehan İlkyaz'ın tahliyesine karar verildi. 

ANKA'nın haberine göre davanın ilk duruşmasında ifade veren tutuklu sanıklar, '' Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün Emniyet'e operasyon çektiği'' iddiasında bulunarak, tüm suçlamaları reddetti ve görevlerinin gereğini yaptıklarını söyledi.

Duruşmaya Kaplan’ın vekilleri ''sanığı etkileme suçu'' gerekçesiyle katılma talebinde bulundu. Duruşmaya katılımın yoğun olması nedeniyle duruşmanın büyük salona alınması istendi, ancak uygun salon bulunamadığı ifade edilerek bu talep reddedildi.

Kaplan’ın avukatlarının ''tarafsız olmayacağı'', Kaplan’ın da ''suçtan zarar görme ihtimalinin bulunmadığı'' gerekçesiyle katılma talepleri reddedildi.

'KARŞI OPERASYONA MARUZ KALIYORUZ'

Duruşmada ilk olarak savunma yapan dönemin Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, şunları söyledi:

''Başmüdürümüzün emirlerini alta iletmek benim görevimdir. Etkili pek çok operasyonlarda görevde bulundum. Suç örgütleriyle silahlı çatışmalara girecek şekilde görevlerim oldu. Meslek hayatımda yaralandığım da oldu. Suçlamalara gelecek olursak ben mutlaka iftira vardır diye düşündüm. 10 gün önce iddianame geldi. Ben bu iddianameyi defalarca inceledim. Ben bu suçlamaları reddediyorum işlemediğim ve işletmediğim için. Öte yandan iddianamede benim hakkımda hiçbir somut delil yok. Sayın savcım varsayımlarda bulunmuş sadece. Biz Ayhan Bora Kaplan’ın tehlikeli bir suç örgütü olduğunu tespit ettik. Bunun silahlı ve dolandırıcılık kanadı var. Serdar Sertçelik de dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Biz böylesine bir örgütün karşı operasyonuna maruz kalıyoruz. Ben her şeyi mesleğime, hukuka uygun yaptım. Ben hangi hakime hangi savcıya gidip yönlendirme yapmışım. Zaten hiyerarşik düzen içerisinde ben savcılarla değil başsavcılarla görüşürüm. Ben tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum. Bizim itibarımız da söz konusu. Bunu kabul etmem mümkün değil. Ben görevini yapmayı seven bir emniyet müdürüyüm. Bütün meslek hayatım boyunca da bunu yaptım.''

'NEYİ, NİÇİN SAVUNACAĞIMIZI BİLMİYORUZ'

Murat Çelik’in avukatı Cengiz Varol, “Cumhur İttifakı’na darbe suçlamasıyla başlayan soruşturmada iddianameye baktığımızda neyi, niçin savunacağını da bilmiyoruz. Somut bir vaka yok, el yordamıyla hayal gücümüzü kullanarak bir savunma yapacak olursak; ‘iddia edilen hiçbir suçun unsurların ulaşmadığı ortadadır. 63 gündür boş yere tutuklu kalan müvekkilimin tahliye edilmesini talep ediyorum. Böylesine bir suç örgütüne etkin bir mücadele sergilemesi sonucunda emniyet personellerinin yargılanması emniyet teşkilatının da motivasyonunu kırmıştır'' dedi.

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, şöyle konuştu:

''Serdar Sertçelik 1. dalga operasyonu kapsamında Kıbrıs’tan ülkemize getirilerek şube müdürlüğümüzde ifadesi alınmış ve ardından adli kontrol uygulanarak serbest bırakılmıştır. Kıbrıs’tan gelme aşamasında Murat Çelik bana ‘Kıbrıs’tan geleceğini ve Kıbrıs irtibat görevlisinin numarasını almamı' istedi. Getirildikten sonra şüpheli olarak ifadesi alındı elektronik kelepçe ile serbest bırakıldı. Ben de ardından gizli tanık olduğunu öğrendim. Doktor raporu için Etlik Şehir Hastanesi’ne gittiğinde iki ayağında kurşun olduğu için gözaltına alınmasının uygun olmadığını söyledi. Savcımız ardından ‘Serdar Sertçelik’in yakalanmasıyla ilgili olarak evinde gözaltına almaksızın ifadesinin alınmasına’ şeklinde tutanağı var. Bizim ekiplerimiz de ardından avukat nezaretinde ifadesini alıyor. Hakkında gözaltı kararı olmadığı için de biz herhangi bir polis bırakmadık. Sonrasında savcımız diğer sanıklarla birlikte mevcutlu getirilme kararı veriyor Serdar Sertçelik için. Bunun üzerine giden ekiplerimiz evinde olmadığını görüyor. Şevket Demircan bana ‘Serdar Sertçelik babasının borcunu ödemek için İstanbul yolunda’ diye mesaj atıyor. Ben de bu bilginin sağlıklı olup olmadığını araştırdım ardından yurt dışına kaçmasını önlemek için hudut kapılarına da bilgi veriyorum. Benim bu şahsı kayırma gibi bir durumum söz konusu olamaz. Serdar Sertçelik bulunduğunda ‘Murat Çelik müdürümüz bana gerekli işlemleri yapmama yönelik mesaj attı. Ben de bizim değil Asayiş Şube’nin yapmasının uygun olacağını belittim ve durumu Asayiş Şube’ye bildirdim. Yargılamanın etkilenmesi konusunda ise ben Cumhuriyet Başsavcılığı’na tüm şifrelerimi verdim çünkü bir şey yapmadım. Dosyaya giren bazı belgeler de benim telefonumdan çıkmıştır. Ben görevimin gereğini yaptığım buradan da bellidir. Bazı personellerin benden habersiz hareket etmesine dair defalarca rahatsızlığımı da belirttim. Sorabiliriz buradaki memurlara da. Ben görevimi kötüye kullanmadım. Serdar Sertçelik’e yönelik tüm işlemler Cumhuriyet Başsavcımızın talimatıyla yapılmıştır. Ben Serdar Sertçelik ile hiçbir şekilde iletişime de geçmedim kendisini sadece bu dosyadaki şüpheli konumundan biliyorum.''

'SORUŞTURMA SAVCISINA DA SORMAK GEREKİYOR'

Öner’in avukatı Suna Öztaşdönderen, ''Müvekkilim profesyonelce işinin gereğini yaptığını ortaya koymuştur. Hiyerarşi sistemi belirtilmemiş ‘görevi kötü kullanma suçu’nda. Bu büyük bir eksiklik. Müvekkilimin ABK dosyasıyla yapmış olduğu bir eksiklik yoktur. Sanıktan delile gidildi burada. Oysa delilden sanığa gidilir ceza yargılamasında. Emniyet görevlileri bir operasyon yaptığında yarın bir gün sanık sandalyesine oturmaktan korkabilir. Bir doktorun ‘gözaltına alınmada sakıncası vardır’ diyerek düzenlediği bir raporu ilk defa görüyorum. Soruşturma Savcısı Mustafa Kaya’ya da sormak gerekiyor bir gün içinde ne değişti de gözaltına alma kararı verdi? Müvekkilimizin beraatini talep etmekteyiz. Doktor raporunu düzenlemeye giden Emniyet personelinin kim olduğunun sorulmasına ve soruşturmanın daha geniş çaplı araştırılması gerekir'' dedi.

Öner’in bir diğer avukatı Yasin Gökberk Çınar, ''Bizce kabul edilmemesi gereken bir iddianamedir bu. Burada ele geçen deliller bir cezalandırma yargılamasına esas olamaz. Müvekkilimizin esas incelemesi yapılmadan derhal beraatine karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.

Eski Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ise yaptığı her şeyi görevi kapsamında adli mercilerin bilgisi dahilinde gerçekleştirdiğini öne sürdü ve şunları söyledi:

''Ben tüm görevimi adli merci bilgisinde gerçekleştirdim. Buradaki suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Suçlamalar asılsızdır. Özel bir oda da görüşme yaptığım söyleniyor. Bu yalandır. ABK kapsamında kullanılması için boş bir oda kullanılmıştır. Biz bu odada yeri geldi oturduk, yeri geldi yemek yedik, yeri geldi spor yaptık. Fizik tedavi yatağı vardır. Kerem Gökay Öner de bunu defalarca kullanmıştır. Ayrıca görev ve yetkim olmadan Serdar Sertçelik ile iletişim kurmaya devam ettiğimiz iddia edilmiştir. Doğrudur ben telefonda görüşmeler yaptım. Ancak bunlar savcılarımız, amirlerimizce bilinmektedir. Sadece Kerem Gökay Öner’in haberi yoktur çünkü kendisi o sırada şehir dışındadır. Ben görüşmelerimi Nurullah Özgür Kopuk aracılığı ile yaptım. Görüşmelerin tamamı gerçeği ortaya çıkartmak ve şahsı Türkiye’ye getirmek için güven telkinli bir konuşmadır. Olsaydı zaten ben bu konuşmaları kayıt altına alıp sunmazdım. Serdar Sertçelik’in Türkiye’ye nasıl geldiğini gayet iyi bilmektedir Kerem Gökay Öner. Gizli sanık olduğunu da bilmediğini söyledi Kerem Gökay Öner ancak bunu da bilmektedir. Bu ifadeyi neden verdiğini bilmiyorum.''

'BU OPERASYON SONUCUNDA TÜRKİYE GRİ LİSTEDEN ÇIKTI'

Serdar Sertçelik’i bizim gizli tanık yapma gibi bir yetkimiz ve haddimiz söz konusu değildir. Ben bana verilen görevleri eksiksiz yaptım. Üstlerim her zaman bilgi verdim. Kerem Gökay Öner’in de her şey hakkında bilgisi vardır. Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün uzantıları tarafından bizlere operasyon yapılmaktadır. Ayhan Bora Kaplan Suç Örgütü şu an Organize Şube Müdürlüğü’ne operasyon çekmektedir.''

Şevket Demircan’ın avukatı Recep Öksüz, iddianamenin usule uygun olmadığını belirtti ve ''Kimin neyle suçlandığı belirsizdir. Hangi fiilin suç teşkil ettiği de anlatılmamıştır. Maddi delile dayanan hiçbir suçlama yoktur. Hiçbir aşamada adli görev ihlali de yoktur. Müvekkilimin ve arkadaşlarının yaptığı bu operasyon sonucunda Türkiye gri listeden çıktı. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum'' dedi.

Organize Şube Komiseri Ufuk Gültekin, suçsuz olduğu iddiasını öne sürerek, ''Benim telefonumda suç içeren hiçbir şey yoktur bu yüzden de telefonumun şifresini verdim. Serdar Sertçelik’in kaçması tam tersi bizi zor durumu düşürmüştür. Kerem Gökay Öner bana bir numara attı Serdar Sertçelik’in Kıbrıs’ta olabileceği nedeniyle bilgi almam doğrultusunda. Ben de aradım ve sonra Kerem müdüre bilgi verdim. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum'' ifadelerini kullandı.

Gültekin’in avukatı da ''Müvekkilimin aldığı ses kaydı neticesinde operasyon yapılıyor ve iki kişi tutuklanıyor. Yani söz konusu ses kaydı dosyayı aydınlatmaya yöneliktir. Bu adamın 9 ihlali var ayağında elektronik kelepçe varken. Hiç mi denetime yakalanmadı? Ayağında elektronik kelepçe varken çorbacıya gidiyor ve burada silahlı çatışmada yaralanıyor. Bu ihlal dahi bildirilirken geç kalınıyor. Tanık Koruma Daire Başkanlığı ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün bu süreçte neler yaptığının öğrenilmesini istiyoruz. Hiçbir delil olmadan yıllardır uç işlediği örgütü dahi satmış adamın beyanları ile emniyet görevlilerini yargılıyoruz. Bu dosya tamamen Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın sulandırılmasından başka bir şey değil. Müvekkilimin beraatini talep ediyorum'' diye konuştu.

1 KOMİSER TAHLİYE EDİLDİ

Ayhan Bora Kaplan davasında yargılanan polislerin ilk duruşmasında organize şube komiserlerinden Metehan İlkyaz'ın tahliyesine karar verildi. Diğer tutuklu 6 sanığın mevcut tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Duruşma 3 Eylül'e ertelendi.

TOPLAM 11 SANIK YARGILANIYOR

Tutuklu sanıklar dönemin Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ve eski Şube Komiserleri Ufuk Gültekin, Metehan İlkyaz ve Gökhan Karaca hakkında, “adli görevi kötüye kullanma”, “göreve ilişkin sırrın açıklanması”, “tanığı etkilemeye teşebbüs” ve “suçluyu kayırma” suçundan yargılanıyor. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner’e “tanığı etkilemeye teşebbüs” suçu hariç, benzer suçlamalar yöneltiliyor. Sivil sanıklar arasında ise Nurullah Özgür Kopuk, Ramazan Kubat, Adem Kaçan, Mustafa Çotuk ve Erdoğan Sertçelik bulunuyor.

(HABER MERKEZİ)