Duvar Arkası: Kılıçdaroğlu 10 Ekim'de neden o toplantıda?
Kılıçdaroğlu, 10 Ekim Ankara Garı katliamının yıl dönümünde bütün tepkilere rağmen ilahiyatçılarla bir araya gelecek... AK Parti'de ByLock telaşı: Bazı milletvekilleri telefonunda ByLock'un neden bulunduğunu arkadaşlarına anlatmaya başladı... Özellikle Ege sahillerinde arsa ve konut fiyatları fırlamış durumda. Emlakçılar bunu darbe girişimine bağlıyor... CHP'den "Yenikapı ruhu" tanımlamasına itiraz geldi... Duvar Arkası, kulislerde konuşulanları yazmaya devam ediyor...
'KILIÇDAROĞLU 10 EKİM'DE ORADA OLMAYI ÖZELLİKLE İSTEDİ'
CHP Genel Başkanı'nın 10 Ekim Ankara Garı katliamının yıl dönümünde Kartal Belediyesi'nin düzenlediği, 'Günümüz İslam Dünyasındaki Meseleler ve Çözüm Yolları' sempozyumunun açılış konuşmasını yapacak olması tepkilere neden oldu. Kılıçdaroğlu'nun o gün Ankara Garı'ndaki anmaya katılmak yerine İslam'ın güncel sorunlarını konuşmayı tercih etmesi, özellikle gar katliamı mağdurlarınca anlaşılamamıştı.
DUVAR, bu programı, Kılıçdaroğlu'nun özellikle tercih ettiğini öğrendi. Genel Merkez'de bu konuyla ilgili yapılan yorum şöyle, "Genel Başkan böyle bir günde bu etkinlikte olmayı özellikle istedi çünkü orada laikliğin önemini anlatacak. Türkiye'deki IŞİD varlığı ve bunun korkunç sonuçları ile 15 Temmuz darbe girişimi, laikliğin önemini bir kez daha ortaya koydu. Sayın Genel Başkan'ın o sempozyumda ilahiyatçılara bunu anlatacak olması önemlidir. Ankara Valiliği'nin verdiği izin değerlendirilerek Ankara Garı anmasına CHP'den bir heyet mutlaka katılacak."
Kartal Belediyesi, Türk Ocakları İstanbul Şubesi ve İstanbul Üniversitesi işbirliği ile 10-12 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek sempozyumda Kılıçdaroğlu'ndan sonra kürsüye eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu çıkacak.
AK PARTİLER'İN BYLOCK SAVUNMASI
Son günlerde sık tekrarlanan hatta partinin içinde de yüksek sesle dillendirilen, "Her yerde FETÖ'cü var da AK Parti'de yok mu?" sorusuna AK Parti'nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya yanıt verdi. Kaya, cuma günü, 'Fethullahçı Terör Örgütü(FETÖ) ile mücadelede AK Partili 874 belediye başkanı ve 12 bin üye hakkında soruşturma yürütüldüğünü, bu süreçte sona gelindiğini' açıkladı.
Peki operasyon Genel Merkez'e ve AK Partili milletvekillerine de sıçrayacak mı? Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran haberlerden biri 'Aralarında bazı bakanların da bulunduğu AK Partili 82 milletvekilinde ByLock tespit edildiği' iddiasıydı. Aydınlık'tan İsmet Özçelik'in imzasıyla yayınlanan haber Başbakan Binali Yıldırım'a soruldu. Başbakan, "İddia varsa araştırılır, gerçeği ortaya çıkarılır. Hiçbir şey gerçekleşmeden üzerinde konuşmak haksızlıktır, insanları karalamaktır. FETÖ ile mücadele bir milli meseledir. Kim olursa olsun, nereye giderse gitsin her türlü mücadele yapılacaktır. Burada hiç kimsenin muafiyeti, istisnası söz konusu değildir" dedi.
Haber, AK Parti'de epey konuşuldu. Öyle ki bazı milletvekilleri henüz kimse onun adını zikretmeden telefonunda ByLock'un neden bulunduğunu arkadaşlarına anlatmaya girişti.
AK Parti ve Meclis kulislerinde konuşulanlara göre telefonunda ByLock yüklü olan milletvekili sayısı 82 değil 100'ün üzerinde. Bu isimlerin büyük çoğunluğu, uygulamanın neye hizmet ettiğinden haberi olmadığını öne sürülüyor.
Konuştuğumuz bir AK Parti milletvekilinin ifadesi aynen şöyle, "Birkaç arkadaşımız bize telefonunda ByLock olduğunu doğruladı ama ona yükleten arkadaşı, 'Böyle bir program var, kimse takip edemiyor özellikle milletvekilleri için çok güvenli' demiş. O da inanmış ve yüklemiş. Zaten görüşme trafiğine bakılırsa darbe çetesinin içinde olmadığı görülür."
AK Partililer'in ByLock savunması böyle. Peki iktidar partisine mensup bir milletvekilinin güvenliğinden endişe etmesi normal mi? "Siz bile telefonunuzun dinlenildiğini düşünüyorsanız biz ne yapalım?" sorusunu yönelttiğimizde cevapları hazırdı, "Biz 17-25 Aralık darbe girişimini yaşamış bir iktidarız. Kimi arkadaşlarımız kendilerince bazı önlemleri almaya çalışmış ama maalesef kripto FETÖ'cüler tarafından yönlendirilmişler." ByLock'çu milletvekillerinin bu savunması olası bir soruşturmada onları kurtaracak mı göreceğiz.
DARBE SONRASI EGE'DE GAYRİMENKULE BÜYÜK İLGİ
"Darbe girişimi ve OHAL'e rağmen gayrimenkul alım satımındaki hareketlilik neye işaret?" diye sorduğumuz Türkiye'nin önde gelen iş adamlarından biri şu bilgiyi verdi, "Siz bunun altında darbe girişiminden yaklaşık bir ay sonra konut kredilerinde muazzam faiz indirimine gidilmesinin yattığını sanıyorsunuz. Evet bu en önemli nokta ama kimsenin fark etmediği bir konu daha var. Özellikle Ege sahillerinde, İzmir ve Çanakkale çevresinde ve hatta Bodrum civarında arsa, konut fiyatları fırlamış durumda. İnsanlar kendini daha güvende hissedeceği yerlere yatırım yapıyorlar çünkü Türkiye'nin geleceğine dair hâlâ kaygılılar."
Bu önemli bilgiyi teyit için aradığımız Çanakkaleli bir emlakçı ise şunları söyledi, "Bu bölgenin en büyük sıkıntısı Suriyeli sığınmacıların burayı geçiş noktası olarak kullanmasıydı. O nedenle emlak piyasası durgundu. Sonra köprü yapılınca işlerimiz hareketlendi. 1 Temmuz 2016 tarihinde açılışı yapılan, İzmit Körfezi Geçiş Köprüsü(Osmangazi Köprüsü) Gelibolu'dan Balıkesir il sınırına kadar bölgedeki gayrimenkul fiyatlarını yaklaşık iki katına çıkardı. 15 temmuz darbe girişiminin ardından buralara talep daha da arttı."
Emlakçılar Ege bölgesinde, özellikle de Kuzey Ege'de gayrimenkul yatırımı yapanların ağırlıklı olarak İstanbullular ile Ankaralılar olduğunu belirtiyor, "Bunun sebebi, darbe oralarda çok farklı hissedildi, yaşandı. Savaş uçaklarından halkın üzerine ateş açıldı. Meclis sabaha kadar bombalandı. Galiba onlar daha çok endişeli" diyor.
CHP'LİLER: YENİKAPI RUHU ÇAĞRISI YAPANLAR NEREDE?
Ana muhalefet partisinin her itirazına "Yenikapı ruhu zedeleniyor" diyerek karşı çıkan iktidar partisinin tutumu CHP içinde huzursuzluğa neden oldu. CHP milletvekilleri öncelikle "Yenikapı ruhu" tanımlamasına itiraz ediyor.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel geçtiğimiz hafta Meclis'te yaptığı konuşmada, "Muhalefet partilerinin oraya katılımı, oraya düştüğü şerhler Yenikapı'yı anlamlı kılmış ve bir Yenikapı ruhu tartışması başlatmıştır. Yenikapı ruhu, Parlamentodaki tüm siyasi partileri temsil etmemesi açısından eksik ama 15-16 Temmuz günü Parlamentoda, o bomalar altındayken parlamenter sisteme, demokrasiye hep beraber sahip çıkan bir Parlamentonun bir partilerüstü yaklaşımın karşılık bulduğu bir noktada ela alınacaksa konuşulabilir" dedi.
CHP'yi 'Yenikapı Ruhunu yok sayarak fabrika ayarlarına dönmekle' suçlayan iktidar partisine CHP'lilerin yanıtını sorunca önemli bir konuyu gündeme getiriyorlar. CHP yöneticileri ve milletvekillerinin şöyle bir talebi var, "O gün Kemal Kılıçdaroğlu'nu ikna etmek için arayanlar bugün nerede? O gün arayan kim varsa şimdi çıkıp konuşmalı! AK Parti'nin önde gelen isimleri, bakanlar, eski Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin geçmiş yıllarına damgasını vurmuş siyasetçiler... Hepsi Kemal Bey'i oraya gitmeye ikna etmek için telefon açtılar. Genel Başkan oraya gitmeyeceğini açıklamıştı ama bu görüşmeler üzerine ikna olup gitti. Yenikapı'da da CHP'nin kırmızı çizgilerini anlattı. O güne kadar söylediklerini tekrarladı. Geldiğimiz noktada böyle eleştirilmesi büyük haksızlık. O gün Genel Başkanı'ı arayıp oraya ikna etmeye çalışanların çıkıp kamuoyuna bilgi vermesi gerekir. Bunu yapmaları, hepsinin bu topluma sorumlulukları gereği zorunludur."