'Kapatılan radyoların frekansları korsan yayıncılara verildi'

CHP'li Yarkadaş, kapatılan radyo ve televizyonların frekanslarının korsan yayın yapan kurumlara verildiğini öne sürdü. Yarkadaş kapatma kararlarının da hukuka aykırı şekilde, gayri ciddi tutanaklarla alındığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR -  CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Medya kuruluşlaranın kapatılmasını eleştiren Yarkadaş, bu kurumların mallarına el konulmasının anayasaya aykırı olduğunu söyledi.

Birçok radyo ve TV'nin yayını, hiçbir mahkeme kararı olmadığı halde keyfi bir biçimde sonlandırıldı. Radyo ve TV'lerin yayınına (idari tedbir) olarak son verildiği söylendi. Bu ibare, kapatma sırasında kağıda da döküldü. Ancak ne ilginçtir ki; radyo ve TV'ler idari tedbir olarak kapatılmış olmasına rağmen, boşalan frekanslar hemen korsan yayınlarca dolduruluyor. Örneğin, 95.1 frekansının, Özgür Radyo ile ilgili hukuki süreç tamamlanana dek boş kalması gerekiyor. Oysa ki; bu kural da ortadan kaldırıldı. Özgür Radyo'nun frekansından, kimi zaman Kanal 7, kimi zaman ise Ülke TV ve başka bir radyo yayın yapıyor. Bunun adı açıkça gasptır; yağmacılıktır..."

RTÜK'ün (Radyo Televizyon Üst kurulu) yasadışı uygulamaya göz yumarak suç işlediğini belirten Yarkadaş, "Bu yayını korsan olarak yapmak da buna izin vermek de ağır cezalık bir suçtur" dedi.

'BU FREKANSLAR ELLERİNE NASIL GEÇTİ?'

'Radyo ve TV frekanslarına el konularak yandaşlara rant sağlandığını iddia eden Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Değeri milyonlarla ölçülen radyo - TV frekanslarına el koyup bunları yandaşlarına peşkeş çekmek istiyorlar. Örneğin, Kanaltürk ile Bugün TV'ye el konulduktan sonra, her iki kanalın uydudaki frekansından yayın yapılmaya başlandı. Bu yayınları kim yapıyor, frekanslar bu kişilerin eline nasıl geçti bilinmiyor. Sorularımız ise yanıtsız kalıyor. AKP, darbeyi istismar ediyor; ideolojik ve ekonomik hegemonyasını darbe bahanesiyle kurumsallaştırmak istiyor."

CHP Milletvekili Yarkadaş, 96.6 frekansında yayın yapan ve kapatılmak istenen Yön Radyo'ya ilişkin de konuştu. Yarkadaş, "Resmi bir tutanakta, radyonun merkezinin İstanbul Anadolu Yakası'nda cemaatçilere ait bir binada bulunduğu yazılmış... Bu bilgi külliyen yanlış" dedi.

'AKP'LİLER HALA CEMAATÇİLERİN KİRACISI'

Yön Radyo'nun 23 yıldır Avrupa Yakası'ndaki Okmeydanı semtinden yayın yaptığını belirten Yarkadaş, "Bu tür gayri ciddi tutanaklarla radyoların kapatılmasının zemini oluşturuluyor" dedi. AKP'nin bir çok teşkilatının cemaatçilere ait olduğunu ve hala kiracı olarak bu binalarda bulunduğunu hatırlatan Yarkadaş, "O halde AKP'yi de kapatacak mısınız?" diye sordu.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a da çağrı yapan Yarkadaş, "Elimdeki belge, AKP'li Beyoğlu Belediyesi'nin tutanağıdır. Bu tutanakta, Yön Radyo'nun 23 yıldır Avrupa Yakası'nda ikamet ettiği görülmektedir. Sayın Kurtulmuş, bu belgeyi değerlendirin ve Yön Radyo'nun düzmece bir belgeyle kapatılmasına engel olun'' ifadesini kullandı.

'TELEVİZYONLARIN MALLARINA EL KONULAMAZ'

Hükümetin hiçbir mahkeme kararı olmamasına rağmen, Hayatın Sesi, TV 10 ve İMC TV'yi kapatarak mallarına el koyduğunu belirten Yarkadaş, "Kanunsuzluk ve anayasasızlaştırma olağan hale getiriliyor" tepkisini gösterdi. Yarkadaş, anayasanın 30. maddesine göre, yayın araçlarına el konulamayacağını da hatırlattı.

Yarkadaş, mülkiyet hakkı üzerindeki anayasal güvencenin yok edilmesinin, özellikle yabancı sermayeyi tedirgin edeceğini ve bu yüzden yatırımların azalacağını da sözlerine ekledi. CHP'li vekil, "Hiçbir sermaye grubu, mülkiyet hakkının güvencede olmadığı bir ülkeye yatırım yapmaz" dedi.

'130 MEDYA KURULUŞUNUN YAYININA SON VERİLDİ'

CHP Medyaya Yönelik Baskıları İzleme Komisyonu Üyesi Barış Yarkadaş, 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası ortaya çıkan tabloyu da sayılarla ifade etti. "Düşünceyi ifade özgürlüğü ortadan kaldırılıyor, gazeteciler cezaevlerinde tecritte tutuluyor'' diyen Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 Temmuz darbe girişiminin ardından bugüne kadar tam 130 medya kuruluşunun yayınına son verildi. Son olarak Başbakanlık kararnamesiyle 23 medya kuruluşu kapatıldı.  Şu anda sektörümüzün üçte biri işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya. Yaklaşık 30 bin kişiyi istihdam eden sektörümüzde şu an ne yazık ki 10 bin kişi işsiz durumda. 100’ün üzerinde gazeteci cezaevinde yargılanmayı bekliyor.''

ADALET BAKANI BOZDAĞ'A ÇAĞRI

Yarkadaş, toplantıda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a da şöyle seslendi:

"Yazdıkları, düşündükleri, yorum yaptıkları, tweet attıkları için cezaevine konulan gazetecilerle görüşme taleplerimiz, Adalet Bakanlığı engeline takılıyor. Gazeteciler şu an tecritte tutuluyor. Tecrit bir insanlık suçudur. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a buradan çağrı yapıyor ve gazetecilerle görüşme isteğimizin gerçekleştirilmesini istiyorum. Milletvekili arkadaşlarımız, başta CHP PM Yedek Üyesi Atilla Taş ile Gazeteci Murat Aksoy olmak üzere, tüm gazetecilerle görüşmek için yazılı talepte bulundu. Bakanlık bu talepleri yanıtlamıyor.''

Darbe girişimi sonrası tutuklanan gazetecilerin ''yalnızlaştırma politikası''na tabi tutulduğunu belirten Yarkadaş, "Örneğin tanınmış bir yazarın hiç akrabası yok. Dolayısıyla soyadları tutmadığı için, hiç bir arkadaşı kendisiyle görüşemiyor. Biz bu yazarı da ziyaret edip davaya ilişkin bilgi almak ve durumunu görmek istiyoruz. Bu da engelleniyor'' ifadesini kullandı.

'ASLI ERDOĞAN ÖDÜLÜNÜ ALMAYA GİTMELİ'

Özgür Gündem Yayın Kurulu Üyesi - Yazar Aslı Erdoğan'ın durumuna ilişkin bilgi de veren CHP'li vekil, "Yazarlar için düzenlenen Demokrasi Nöbeti'ne katıldığım gün, Aslı Erdoğan'ın hırkasının kendisine 15 gündür verilmediğini açıkladım. Neyse ki bu sorun açıklamanın ardından çözüldü ve yazar hırkasına kavuştu. Ancak şimdi ise kavuşması gereken başka bir şey var'' dedi.

Aslı Erdoğan'ın 2016 yılı Tucholsky Ödülü'ne layık görüldüğünü belirten Yarkadaş, "Aslı Erdoğan içeride tutulduğu için, bu ödülü alamayacak gibi görünüyor. Erdoğan'ın bu ödülü alması için gereken yapılmalıdır. Tucholsky Ödülü, dünya çapında değeri olan bir ödüldür. Tören 15 Kasım'da Stocholm'de gerçekleşecek'' ifadesini kullandı.

'YASTIK 20 GÜNDE İÇERİ SOKULABİLDİ'

Gazeteci ve yazarların cezaevinde en temel haklarının verilmediğini de söyleyen Yarkadaş, "Örneğin Aslı Erdoğan, boynundaki rahatsızlıktan dolayı bir yastık istedi. Tam altı kurumla, yaklaşık 20 gün boyunca yazışma yapıldı ve yastık içeri sokulabildi. Sayın Bozdağ'ın bu konuda gereken duyarlılığı göstermesini istiyorum'' dedi.  Yarkadaş, cezaevindeki gazetecilerin bir çoğunun, partilerini çok sert eleştiren yazılar kaleme almasına rağmen, hiçbir ayrım yapmadıklarını ve herkesin hakkı ve hukukunu savunmak için çaba gösterdiklerini de belirtti.

MHP'NİN DESTEĞİYLE BAŞKANLIK SİSTEMİ

“MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başkanlık sistemine ilişkin sözlerine ne diyorsunuz?” sorusuna da Yarkadaş, “Başkanlık, sadece Tayyip Erdoğan’ın ihtiyacıdır. Olağanüstü hal uzatıldıkça;  MHP’nin desteğiyle Türkiye fiili bir başkanlık rejimine zaten sürüklenmektedir. Bahçeli, OHAL'e destek vererek, ülkemizin fiili başkanlık sistemine sürüklenmesinin zeminini yaratıyor” yanıtını verdi.