HDP 'örgütlenme seferberliği' başlatıyor

DUVAR - Kuruluşunun 4'üncü yılını geride bırakan HDP, 15-16 Ekim'de genişletilmiş Parti Meclisi toplantısı gerçekleştirdi. HDP'nin politikalarının ele alındığı toplantıda, 7 Haziran seçiminden sonra inisiyatif geliştirmede eksiklikler ve yetersizlik olduğu belirtildi. Yapılan yazılı açıklamada, yeni bir örgütlenme çalışmasının başlatılacağı duyuruldu.

'SAVAŞ İSTEYEN BİR İTTİFAK KURULDU'

HDP'den yapılan açıklamada, ırkçı, mezhepçi ve cinsiyetçi bir siyaset ile yalnızlaştırılıp, tasfiye edilmek istendiği savunuldu. Türkiye içinde ve Ortadoğu'da savaş isteyen bir ittifak kurulduğu öne sürülen açıklamada, "Türkiye halkları, 24 Temmuz 2015’te iktidarın başlattığı çatışma, savaş ve yıkım politikalarına mahkum edilmiştir" denildi.

İttifakın, Kürtlerin iradesini ve statüsünü engellemek için, Ortadoğu'da geleneksel politikaları hakim kılmak istediği belirtildi. Bu nedenle Kürtlere ve Kürtlerle dayanışmaya karşı düşmanlığın yükseltildiği vurgulandı.

Türkiye'nin Irak ve Suriye'ye işgalci bir amaçla yayıldığı öne sürülürken, Ortadoğu politikasının ciddi bir kriz içinde olduğu ifade edildi. Açılamada "Türk-İslam sentezci yaklaşımın sınır ötesi macerası içeride beklenenden öte yıkıcı sonuçlara yol açmakta; bu ideoloji Ortadoğu’da da tahrip edici etkiler yaratmaktadır. İçeride OHAL, dışarıda İŞGAL politikası eş zamanlı olarak uygulanmakta ve dışarıda içine düşülen batağa, ülkenin tamamı sürüklenmektedir" ifadeleri kullanıldı.

'OHAL MEŞRU DEĞİL'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişimini "Allah'ın lütfu" olarak değerlendirdiği hatırlatılan açıklamada, darbe girişiminin muhalefeti tasfiye etmek ve tek adam rejimini kurmak için kullanıldığı savunuldu. Bu durumun tesadüf olmadığı öne sürülürken, darbe girişimine karşı hazırlıklı olunduğu belirtildi.

OHAL ilanı ve KHK'lerle, TBMM'nin etkisiz bırakıldığı kaydedilirken, "Siyasi iktidar varlığının devamı için artık OHAL rejimi dışında başka bir politik perspektif taşımamaktadır" denildi.

'ERKEN SEÇİM VE REFERANDUM İHTİMALİ'

İktidarın hedefini "tek adam yönetimine" geçmek olduğu görüşüne yer verilen açıklamada, "Şu koşullarda AKP’nin en zayıf halkası, kendi içindeki Fethullah yanlısı ve Erdoğan muhalifi milletvekillerinin, diğer bir deyişle darbe girişiminin siyasi ayağının nasıl tasfiye edileceği meselesidir. ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ne dayalı bir anayasa ve referandum bu işi kolaylaştıracak bir manivela olabilir mi? sorusu iktidarın bu dönemdeki arayışıdır. ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ni içeren bir AKP anayasa teklifinin gündeme getirilecek olması, önümüzdeki dönemde bir referandum ve erken seçim ihtimalini de içinde barındırmaktadır" yorumu yapıldı.

DARBE GİRİŞİMİNİN SİYASİ AYAĞI 

AK Parti'nin, 15 Temmuz darbe girişiminin siyasal bağlantılarının üstünü örtmeye çalıştığı, bu tutumun teşhir edileceği ve sorumlulardan hukuk önünde hesap sorulması için mücadele edileceği ifade edildi.

HDP, Kürt sorununun çözümü için müzakerelere dönülmesi ve barış için mücadele verileceği, çözüm içi müzakerenin tek yol olduğu vurgulandı. Bayramda yapılan görüşmede PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çözüm konusundaki açıklamaları hatırlatılırken, Öcalan'a uygulanan tecride son verilmesi istendi.

HDP açıklamasında, hakların birlikte yaşayabilmesi için önerilen yerel demokrasi ve yerinden yönetim modelinin, sadece Türkiye değil Ortadoğu'daki devletler içinde çözüm olduğu kaydedildi.

'ÖZGÜRLÜKÇÜ LAİKLİK'

Muhalif hareketlerin, demokrasi temelinde ortak mücadele edebilmesi için HDP'nin elinden geleni yapacağı belirtildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Bu alanda geçmişin sıkışıklığının yeniden üretilmesine imkân vermeden, yeni bir siyaseti ve söylemi geliştirmek, farklı yaşam biçimleri ve inançların çeşitliliği çerçevesinde demokratik ve özgürlükçü laikliği gerçekleştirmek konusunda kararlı bir mücadele sürdürülecektir."

'RADİKAL DEMOKRASİ ANLAYIŞI'

HDK öncülüğünde yeni bir örgütlenme çalışmasının başlatılacağı duyurulurken, mahallelerden başlayarak örgütlenecek meclislerin geliştirileceği belirtildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Enerjimizi bu sorumlulukla değerlendirmek,yarını bugünden kurmaya,yarının siyasetini örmeye ayırmak ve yarına hazırlıklı olmak bugünün ihtiyacıdır. Radikal demokrasinin temel ayaklarını oluşturan katılımcı yerel demokrasi ve yerinden yönetim, ortak vatan demokratik cumhuriyet söylemimizi; barış, özgürlük ve eşitlik anlayışımızı yarının siyasetine umut olarak ve gerçekçi gündemlerle halklara ulaştıracağız." (HABER MERKEZİ)