Ankara'da 'başkanlık' alarmı!

İktidar 'başkanlık kampı'na hazırlanıyor... Gündemde üç 'model' var. HDP'de, 'Seni başkan yaptırmayacağız' sloganı tartışılıyor: "Kürtlere bedeli ağır oldu"... CHP ise 'yön' arayışında... MHP'de ise başkanlık konusundaki mevcut tutumun gerekçeleri tartışılıyor. Siyasi partiler başkanlık konusunda 'alarm'da!

Google Haberlere Abone ol

Özlem Akarsu Çelik   [email protected]

Hülya Karabağlı   [email protected]ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 'başkanlık' için yeşil ışık yakmasının ardından Meclis'te grubu bulunan tüm siyasi partiler hareketlendi. AK Parti hafta sonu Afyon’da iki günlük kampa girecek milletvekillerine, "Nasıl bir başkanlık olmalı?" sorusunu soracak.

İktidar partisi kulislerinden gelen bilgiler, kamptan, bütün yetkileri ‘tek kişide' toplayan bir öneri gelmeyeceği yönünde. Bahçeli'nin ‘Türk tipi’ olarak lanse edilen formüle sıcak bakmadığına dikkat çekilirken AK Parti'nin iki ayrı formülü hazırda beklettiği konuşuluyor.

Bunlardan ilki daha önceki başkanlık tartışmalarında da gündeme getirilen, 'partisiyle bağını koparmayan partili cumhurbaşkanı’ formülü. Diğeriyse Meclis yaz tatiline girmeden önce sıcak gündem maddesi olan ‘güçlü başbakanlık’... Cumhurbaşkanlığı danışmanlarının hazırladığı öneri ise doğrudan 'başkanlık'a işaret ediyor.

Bahçeli, 'sorumsuz cumhurbaşkanı' yerine cumhurbaşkanının yargılanmasının da yolunu açan bir düzenlemeden yana. Bu nedenle AK Parti'nin Bahçeli’yi ikna etmek, olası bir referandum öncesi 'diktatörlük' tartışmalarının önüne geçmek ve kabul edilecek sisteme yönelik eleştirilerin önünü kesmek için daha yumuşatılmış formüller üzerinde durduğu belirtiliyor. Afyon kampında milletvekillerine bu formüllere ilişkin değerlendirmeleri sorulacak, görüşleri alınacak.

Meclis’te gözler, AK Parti'nin olası bir referandum kararı için ihtiyaç duyacağı 14 milletvekilinde. AK Parti'nin getireceği 'başkanlık teklifi'nin halka sunulması için 330 milletvekiline ihtiyacı var.

Anayasa değişikliğinin referanduma götürülebilmesi için Meclis üye tam sayısının beşte üçünün (330 oy veya daha üstü) üzerinde ancak üçte ikisinin (367 oy) altında oyla kabul edilmiş olması gerekiyor. Yani 330 ile 367 arasında oy alan Anayasa değişikliği hakkında kanun referanduma gidiyor. AK Parti'nin sandalye sayısı 317. TBMM Başkanı İsmail Kahraman oy kullanmadığı için 316 oyu var siyasi iktidarın. Buna göre başkanlık teklifine destek verecek 14 milletvekiline daha ihtiyacı var.

Bahçeli'nin başkanlık için işaret fişeği olarak yorumlanan açıklamalarıyla AK Parti'nin ihtiyacı olan oyu MHP'nin desteğiyle sağlayacağı yorumu yapılsa da HDP'nin tavrı da merak konusu.

HDP 'BAŞKANLIK'A NASIL BAKIYOR?

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 7 Haziran 2015 genel seçimi öncesi, parlamento tarihinin en kısa grup konuşmasını yaparak, "Seni başkan yaptırmayacağız!" demişti. Demirtaş'ın 17 Mart 2015 tarihli o konuşması aynen şöyleydi, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkede HDP oldukça, HDP'liler bu topraklarda nefes aldığı müddetçe sen Başkan olamayacaksın! Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seni Başkan yaptırmayacağız, seni  Başkan yaptırmayacağız, seni Başkan yaptırmayacağız!"

Demirtaş'ın bu çıkışı, Kürt sorununun bitmesi için HDP'nin eninde sonunda AK Parti ile iş birliği yapacağını, Recep Tayyip Erdoğan'ın asla vazgeçmeyeceği 'başkanlık' talebi için HDP'den destek alacağını savunanlara da yanıt olmuştu aynı zamanda.

Yüzde 10 barajını aşıp aşamayacağı tartışılan HDP'nin, 7 Haziran 2015 genel seçiminde yüzde 13 oy almasında ve Meclis'e 80 milletvekili sokmasında Demirtaş'ın "Seni Başkan yaptırmayacağız!" çıkışının önemli payı olduğu da çok konuşuldu.

Üst üste patlayan bombalar ve Ceylanpınar'da iki polisin suikast sonucu öldürülmesi ile başlayan süreç ise Türkiye'yi bambaşka bir yere sürükledi. 1 Kasım'da tekrar seçim yapıldı ve HDP bu kez  yüzde 10.7 oy alabildi. Türkiye'de 7 Haziran seçim sürecinden bu yana en büyük sorun güvenlik kaygısı haline geldi. Yaşananların ardından HDP çevrelerinde, "Seni Başkan yaptırmayacağız" sloganı için şu yorum yapılmaya başlandı, "Bu slogan o tarihte doğru görünse de bedeli Kürt halkı açısından çok ağır olmuştur." HDP şimdi 'başkanlık'ı bütün bu gelişmeler ve iç tartışmalar ışığında değerlendiriyor.

HDP'nin 15-16 Ekim tarihlerinde İl Eşbaşkanları ve milletvekillerinin katılımıyla gerçekleştirdiği genişletilmiş Parti Meclisi toplantısından sonra yaptığı "Siyasal ve örgütsel seferberliği başlatıyoruz" başlıklı açıklamada şöyle denildi, "7 Haziran seçimlerini yok sayanlar, 1 Kasım seçim iradesini de ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Yasaları, uluslararası demokratik anlaşmaları, hukuku yok sayanların yasal süreçler işleterek karşımıza çıkaracakları 'tek adam yönetimi'ne geçiş referandumuna ve Meclis'i Saray'ın adeta bir komisyonu haline getirebilecek adımlara tüm toplumsal muhalefetle kapsamlı şekilde hazırlanma kararlılığındayız."

ERDOĞAN İLE BAHÇELİ 7 HAZİRAN ÖNCESİNDE DE GÖRÜŞTÜ İDDİASI

7 Haziran seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz aynı gece MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tüm koalisyonlara karşı çıkan sözleri ve "En erken seçim ne zaman olacaksa o zaman da seçim olur" demesi siyasetin seyrini değiştirmişti.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin 'başkanlık' tartışmasını yeniden başlatması ve AK Parti'ye adeta yol göstermesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Devlet Bahçeli arasında gerçekleştiği iddia edilen bir görüşmeyi de gündeme taşıdı. 7 Haziran seçimi sonrası koalisyon görüşmeleri sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Bahçeli'nin görüştüğü iddiası Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş tarafından da dillendirilmişti. Kulislerde bugünlerde konuşulan bilgi ise çok daha çarpıcı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı arasındaki asıl görüşmenin 7 Haziran seçiminden kısa bir süre önce gerçekleştiği öne sürülüyor.

Bütün bu iddialar dile getirilirken şu yorum yapılıyor, "Bahçeli ile Erdoğan'ın başkanlık ittifakının tohumları çok daha önceden atılmıştı!" MHP'nin başkanlık konusundaki 'atılgan' tutumunun olası bir erken seçimle daha fazla güç kaybetmenin önüne geçme planından kaynaklandığı da kulislerdeki bir diğer iddia.

 

'TÜRK TİPİ BAŞKANLIK HDP'YE UYMAZ!'

"Partimizin genel tutumu diktatöryel tutumlara karşı sonuna kadar direnmek yönünde" diyen HDP'liler arasında sesleri şimdilik pek çıkmasa da tek tük başkanlık yanlısı olan isimler de var. Bu isimler, "Şimdi değilse ne zaman? Başkanlık Kürtler'in kurtuluşu olabilir" yorumunu yapıyorlar.

HDP'deki genel kanı ise şu sözlerle özetleniyor, "Şu anda iktidarda olan Devlet Bahçeli'nin görüşleridir. Başkanlıkla birlikte merkezi otoritenin gücünü yerelle paylaşacağı bir sistem değil Bahçeli'nin ideolojisine uygun bir başkanlık dayatılacak. Bundan yine Kürtler zararlı çıkacak."

Peki başkanlık tartışmasında MHP yerine siyasi iktidar ile HDP ittifak yapamaz mı? Bu soruya aynen şu yanıtı veriyor HDP'liler, "Bir merhabamız bile kalmamışken, AK Parti bize elini dahi uzatmazken, yapılan Kürt düşmanlığı ayyuka çıkmışken bunun imkânı yoktur!"

Bu açıklamanın ardından Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'un açıklamasını hatırlatıyorlar. Şentop, "AK Parti'nin önerisi başkanlık idi. Yarı başkanlık ve partili cumhurbaşkanlığı, başkanlık olmadığı takdirde düşünülecek modellerdi bize göre... Biz üniter başkanlık sunuyoruz. 2012'de verdiğimiz öneride budur. Türkiye'de federasyonu savunmanın sosyal ve tarihi temelleri yok. Başkanlık ile eyalet sistemi birbiriyle ayrılmaz değil. Biz federasyonu dışlayan, üniter başkanlık sistemi önerdik. Tarihi şartlar da üniterliği zorunlu kılıyor" demişti.

CHP'DE SHP ÖZLEMİ

 

Başkanlık tartışmaları tüm hızıyla sürerken CHP ise 'yön' arayışında. Ana muhalefet partisinde ‘CHP merkez sağdan bir an önce kurtulmalı’ diyenlerin sesi bugünlerde giderek yükseliyor. Bunu söyleyenlerin iki dayanağı var. İlki, Türkiye'nin giderek otoriterleşen, nihayetinde de başkanlıkla sonuçlanması beklenen bu süreçten ancak 'sosyal demokrasi' ile kurtulabileceği yönündeki düşünce. İkincisiyse Türkiye'nin uzun süredir ihtiyacı olduğu ifade edilen bir 'merkez sağ' partiye kavuşması için CHP'nin bu alanı terk etmesi gerektiği fikri.

CHP'nin bir an önce sola kayması gerektiğini düşünenler son günlerde sık sık SHP örneğini hatırlatıyorlar. "SHP ruhunu yakalayabilirsek HDP'ye giden oylar CHP'ye yönelir" diyenler de var, "CHP'nin emek hareketlerinden uzaklaşmasının partiyi erittiğini" dile getirenler de.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun mayıs ayında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Kurulu'nda, "TÜSİAD kadar yürekli olamadınız!" demesi üzerine TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında yaşanan tartışmayı hatırlatan CHP'liler, "Bizim TÜSİAD'la TOBB'la değil sendikalarla, meslek örgütleriyle buluşmamız, asgari ücretle yaşamaya çalışan milyonlara ulaşmamız lazım" diyorlar. (DUVAR)