'Bu ortamda halka gidilmez'
Hukukçu Kerem Altıparmak, başkanlık tartışmalarına ve olası referanduma ilişkin konuştu. Altıparmak, "Bu ortamda halka gidilemez. Basının bu kadar baskı ve sansür altında olduğu, hiç kimsenin kendini hukuksal güvencede görmediği bir yerde halka herhangi bir şeyi sorduğunuzda sağlıklı sonuç alacağınızı nereden çıkarıyorsunuz ki?"
DUVAR -MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından sonra başkanlık tartışmaları yeniden alevlendi. Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş, konu ile ilgili Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ile konuştu.
Twitter ve YouTube’un açılmasını sağlayan kararlar başta olmak üzere basın ve internet özgürlüğü ile ilgili mücadelenin önemli isimlerinden olan Altıparmak ile başkanlık sistemini, AİHM’in OHAL uygulamalarına ilişkin olası kararlarını, basın özgürlüğünü anlattı.
"Başkanlık Anayasa'ya girdiğinde bugünkünden farklı ne olacak?" sorusuna yönelik, toplumda hukuksal güvence olmadığını belirten Altıparmak, "Birincisi ben şu ortamda halka bir şey sorulamayacağı kanaatindeyim. Basının bu kadar baskı ve sansür altında olduğu, hiç kimsenin kendini hukuksal güvencede görmediği bir yerde halka herhangi bir şeyi sorduğunuzda sağlıklı sonuç alacağınızı nereden çıkarıyorsunuz ki?" diye yanıt verdi.
"1 Kasım'dan çok daha ağır koşullar var" diyen Altıparmak, şunları söyledi: "Muhalefet liderlerinin televizyonda konuşmasının mümkün olmadığı bir dönem bu. Yani şimdi başkanlık referandumu yapıldığında başkanlık referandumu Erdoğan'ın ve Erdoğan karşıtlarının referandumu olmayacak mı? Şu koşullar altında Erdoğan karşıtları nerede seslerini duyuracaklar? Hangi medya grubunda? Bu ortamda sağlıklı bir tartışma ortamı olmayacağı ortada. 23 TV kanalı, gazeteler kapatılmış, diğerlerinin akıbeti belli değil. En ufak bir şeyde KHK'ya göre bir bakanın sözüyle kanal kapatılabildiği bir ortamda hangi demokratik tartışma ortamında referanduma gideceksiniz? Gazetelerin durumu ortada. Kaç gazetecinin işsiz kaldığı ortada. Üniversiteler ortada. Şuna benzetiyorum. 12 Eylül'de referanduma gidildiğinde zarfların dışından 'evet- hayır' oyu görülebildiği için insanlar özgürce iradelerini beyan ederek 12 Eylül Anayasası'na oy vermediler. Bugünün zarfı da bu. Bugünkü zarfın içi muhtemelen görünmeyecek ama buna gerek de olmayacak. Başkanlık sistemi referanduma girdiği anda ben nasıl bir başkanlık propagandası ile karşı karşıya kalacağımızı tahmin ediyorum ve ama onun aleyhine söylenen hiçbir sözün hemen hemen duyulmayacağını düşünüyorum. İşte Kılıçdaroğlu'nun kenarda köşede bir iki şeyi dışında... Bu işte zarfın içinin gözükmesidir."