Yıldırım: İdam geriye doğru işlemez
Başbakan Binali Yıldırım, TBMM'de uzlaşı olması halinde idam için sınırlandırılmış bir düzenleme yapacaklarını söyledi ve ekledi: "Ancak, getirilecek idam cezası geriye doğru işlemez." Yıldırım'ın, CHP'nin tavrını eleştirirken, "Onlar Çarşı gibi, her şeye karşı" demesi de dikkat çekti.
DUVAR - Başbakan Binali Yıldırım, yeni anayasa ve başkanlık sistemi üzerinden CHP'yi eleştiri yağmuruna tuttu. AK Parti TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşan Yıldırım, anayasa değişikliğinde sona geldiklerini belirterek, "Biz hazırlığımızı tamamladık. Yakında Meclis'e göndereceğiz. MHP'nin, Sayın Bahçeli'nin açıklamaları ortada. MHP'nin desteği önem arzetmekte. Bundan sonrası Meclis'in bileceği iş. Meclis eğer önümüzü açarsa, bu teklifi millete götürmemize imkan sağlarsa, ülkemizdeki anayasa ve sistem tartışmalarına nokta koyacağız" dedi.
Yıldırım konuşmasında özetle şunları söyledi:
"Cumartesi günü milletçe Cumhuriyetimizin 93'üncü yıldönümünü kutladık. Başta Cumhuriyet'in kurucularından Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bu ülkenin istiklali ve istikbali için hayatlarını ortaya koyan bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. O günden bu güne vatanını, milletini, istiklalini koruma uğrunda canını veren tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz. 100'üncü kuruluşunda büyük hedefleri gerçekleştirme yolunda kararlılığımız aynen devam ediyor. Dev eserlerle geleceğe güçlü adımlarla yürüyoruz.
HIZLI TREN HATTI YAYGINLAŞACAK: 29 Ekim'de Ankara Yüksek Hızlı Tren Gar açılışını gerçekleştirdik. 200 bin metrekare kapalı alanlı, Avrupa'da 6'ncı büyük tren garıdır. Bu gar binası sadece yolcuların altı perondan binip seyahat edecekleri bir yer değil. Aynı zamanda 24 saat 150 bin kişinin gelip gideceği yaşam merkezi olacak. Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı'yla demiryollarında son yıllarda ortaya koyduğumuz atılım daha da ileri gidecek. Türkiye nüfusunun yüzde 55'ini oluşturan illerimize hızlı tren hattı yayılacaktır. Ankara tüm hızlı tren hatlarının buluştuğu yer olacak.
İSTANBUL'A 7 PROJE: 30 Ekim'de İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısını gerçekleştirdik. Geleceğe yönelik yatırımlarımızı bir kez daha gözden geçirdik. İstanbul'a 7 proje kazandırıyoruz. Bunlardan 5'i bitti. Ankara-İstanbul hızlı tren projesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü ve İstanbul-İzmir karayolu, Marmaray, Avrasya Tüneli. Biz inanıyoruz ki zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır. Bu proje öyle bir proje. Geriye kaldı iki proje. Biri dünyanın en büyük havalimanı. Bazılarının alay ettiği, bazılarının da Gezi olaylarıyla protesto ettiği engellemeye çalıştığı havaalanın da ilk etabını 2018'de hizmete alıyoruz. Bu haliyle de 90 milyon kapasiteli. 7'nci büyük eser Kanal İstanbul'un çalışmasını da Ulaştırma Bakanlığımız hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Bir su yolu projesi değil, bir yaşam merkezi haline gelecek. Çanakkale 1915 Köprüsü'nün ihanelesine çıktı. Bir aksilik olmazsa 2017 Mart'ta ilk kazmayı vuruyoruz. Türkiye'de ne değişti, Türkiye petrol, gömü mü buldu? Zihneyet değişti. Ülkesini, milletini seven, millete hizmeti ibadet gibi gören AK Parti geldi. İstikrar, güven geldi bütün yollar açıldı.
"Semiha Hanım diyor ki, 'Ben haberleri izlerken Başbakan haberleri ilgimi çekmiyor, Ulaştırma Bakanı haberleri ilgimi çekiyor.' Onun kafasında hala Ulaştırma Bakanı olarak duruyoruz, elbet bir gün o da kabul edecek."
VESAYET ODAKLARIN SON DARBEYİ VURACAĞIZ: Geçmişte vesayet odakları her 10 yılda bir darbe yaparak bu ülkenin yolunu, gelişmesini kesmeye çalıştılar. Türkiye'yi birilerinin istediği gibi ekonomik, siyasi, sosyal istikrarsızlığa mahkum etmek istediler. O dönemde vesayet odakları kendi çıkarlarını korurken, milletin geleceği, refahı, kalkınması adına hiçbir şey yapmadılar. AK Parti 2002'de milletle başlattığı bu değişimle milletimiz kazanmaya, vesayet odakları kaybetmeye başladı. Yapacağımız anayasa değişikliğiyle vesayet odaklarına son darbeyi vuracağız. 2002 seçim olmuş 363 milletvekiliyle AK Parti tek başına işbaşına gelmiş. Ankara'ya gelir gelmez sağdan soldan kafayı uzatanları gördük. 'Hoşgeldiniz, yeni ortağınız biziz'. Ankara'da böyle vesayet odakları eskiden beri hep var olmuş. AK Parti 14 yıllık iktidarında iki şeyi başardı: Birincisi yılmadan yorulmadan millete hizmet etmek. İkincisi vesayet odaklarıyla mücadele etmek. Anamuhalefet partisi bunların ana sponsoru. Sözde 367 ile Cumhurbaşkanını seçtirmeyeceklerdi. Hodrimeydan dedik, millet cumhurbaşkanını seçti mi? Recep Tayyip Erdoğan'ı yüzde 52 oyla cumhurun başı yaptı mı yapmadı mı? Bunların hiç azimleri tükenmedi. O iş bitince parti kapatma. İktidar partisini kapatmaya kalktılar.
CHP, BİZ NE DERSEK ONA KARŞI: Anayasa değişikliği sadece bizim meselemiz değil. Bu AK Parti'nin işi değil. Baştan beri, 14 yıldan beri bütün partiler darbe anayasası değişsin, bunun için bizim seçimlerde oy veriyorlar. Seçim vaadlerinde bu var. AK Parti söylediklerini yapan, yapamayacaklarını söylemeyen bir parti. Şimdi artık millete verdiğimiz sözü yerine getirme zamanıdır. Anayasa değişikliğini bizim referanduma götürecek sayımız yok. Biz partilerden şunu istiyoruz, bir anayasa değişikliği teklifimiz var, buyrun teklinizi getirin, vatandaş hangisini onaylarsa başımız üstünde yeri var. İşte şimdi sırası. Bütün partilerin katılımıyla bir anayasada uzlaşalım. Bunu yapamıyorsak, öyle anlaşılıyor ki, CHP temelden karşı; Çarşı gibi her şeye karşı. CHP de AK Parti ne söylüyorsa tersini söylüyor, bununla da siyaset yaptığını zannediyor. Siyaset yapacaksak seçim meydanlarında anlatıyoruz. 10 seçimde anlatıyoruz. Millet ne diyor, 'AK Parti'nin dediği daha doğru, bunlar devam etsin' diyor. CHP'de de istikrar var Kılıçdaroğlu'yla. Orada da istikrar devam ediyor, seçim değişiyor bir şey değişmiyor.
Anayasa değişikliğinde, sona geldik. Biz hazırlıklarımızı tamamladık. Meclis'e de getireceğiz. MHP'nin bu konuyla ilgili Sayın Bahçeli'nin beyanatları ortada. Bizim bu hazırlıklarımızda bir zemin oluşturmuştur. 330'a erişmek ve üstüne çıkmak için MHP'nin desteği de önem arz etmektedir. MHP'nin de hassasiyetini dikkate alarak bir hazırlık içerisinden çalışmalarımızı tamamladık. Bundan sonrasını Meclis'in bileceği iştir. Meclis önümüzü açarsa, meydanlara bu teklifi götürmeye imkan sağlarsa, bu teklifle ülkemizde anayasa ve sistem konusundaki anlamsız tartışmalara noktayı koyacağız.
CUMHURİYET'E OPERASYON: Cumhuriyet'e yönelik soruşturmanın iki yönü var. Gazeteyi çıkaran vakfın yöneticilerinin yanlış işlemlerinden dolayı başlatılan kurumsal takibat. Diğeri de terör örgütlerine üye olmadan teröre destek vermek iddiasıyla başlatılan takibata. Bu gazeteye takibat başladı. Hemen basın özgürlüğü elden gidiyor yaygarası. Biz buna alışığız. Basın özgürlüğüne sonuna kadar sahip çıkacağız. Bizim bir sorunumuz yok basın özgürlüğüyle. Terörle mücadeleyle ilgili adım attığımızda Avrupalı dostlarımızla anlaşamadığımız konu bu. Avrupa Parlamentosu'nda biri çıkmış 'Basın özgürlüğü bizim kırmızı çizgimiz' diyor. Kardeşim bizim kırmızı çizgimiz millettir. Sizden talimat almayız. Siz terör örgütünün reklamını yaptırırken düşünecektiniz. Nerede kırmızı çizginiz. Bu ülkenin cumhurbaşkanı video konferansla Almanya'ya bağlanmak istediğinde izin vermediler. Geçin basın özgürlüğü yaygaranızı. FETÖ'ye, PKK'ye destek verenleri görmezden gelecek değiliz. Bırakın yargı işini yapsın. Zaten bir şeyleri yoksa ortaya çıkar, serbest kalırlar. Hukuk devletinde herkese düşen hukukun verdiği kararlara uymaktır.
İDAM GERİYE DOĞRU İŞLEMEZ: İdam meselesi bir anayasa meselesi ve uzlaşma gerektiriyor. Bu konuda milletin talebine kulağımızı tıkamayız.TBMM'de mutabakat olursa sınırlandırılmış bir düzenleme yapacağız. Ama idam konusu geriye doğru işlemez, bunu da Sayın Bahçeli'nin bilmesi gerekiyor.