Darbe komisyonu kendini fesh mi ediyor?

'15 Temmuz FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonu' ikinci ayına ‘fesh’ tartışmalarıyla giriyor. AK Partili Başkanlık Divanı ve üyelerinin kritik isimlerin davetinde ‘takdire’ bırakma eğilimi muhalefetin tepkisine neden oldu. CHP Milletvekili Aytun Çıray, “Bu ön kabulle yola çıktığınız anda komisyon bir nevi kendini fesheder” uyarısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - '15 Temmuz FETÖ Darbesi Girişimini Araştırma Komisyonu’nda AK Partili Başkanlık Divanı, muhalefetin asker ve sivil kanattan komisyona bizzat gelerek dinlenmesini istediği kritik isimler için takdire bırakma eğilimini ortaya koyunca muhalefetle karşı karşıya geldi. Komisyonun CHP’li Üyesi Sezgin Tanrıkulu,  AK Partili Komisyon Başkanvekili Selçik Özdağ’a, böyle bir tutumun bütün mazeretlere meşru zemin hazırlayacağını ve bundan sonra kimsenin çağrılmaması gibi bir sonuç doğurabileceğini söyledi. CHP'li diğer üye İzmir Milletvekili Aytun Çıray da, “ Komisyon bir nevi kendini fesheder bu ön kabulle yola çıktığınız anda” uyarısında bulundu. CHP’ye destek veren komisyon üyesi MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan,  “Cumhurbaşkanlarına biz gideriz komisyon olarak, diğer başbakanları buraya davet ederiz. Ama Sezgin Bey’in bu endişesine ben de katılıyorum” dedi.

İkinci  ayın çalışma sürecine giren komisyonla ilgili kulislerde, dinlenilen önemli  isimlerin 'FETÖ' yapılanmasından hükümeti sorumlu tutmasından hoşnutsuzluk  duyulduğu ifade ediliyor.Bu nedenle komisyon yönetiminin  bundan sonraki süreçte takdire dayalı yani  gelmek istemeyenlere yazılı soru gönderme yöntemine ağırlık verebileceği öne sürülüyor.

CHP, MHP ve tutuklama kararından sonra çalışmaları askıya alan HDP, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Genel Kurmay Başkanları Necdet Özel ve Yaşar Büyükanıt ile mevcut Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın bizzat komisyonda dinlenmesinde ısrarcı. Ancak söz konusu isimlerden  gitmeyeceklerine ilişkin  mazeretli açıklamalar dikkat çekmişti.

CEZAVİNE 'FETÖ' ZİYARETİ ASKIDA

Komisyonun ilk gününden itibaren darbecilerin cezaevinde ziyaret edilmesi konusunda  alacağı karar netlik kazanmadı. Komisyon Başkanvekili Selçuk Özdağ, bu konuların tartışıldığı  toplantıda “İsim tespiti, cezaevlerindeki bu elinize verdiğim listede bahsettiğimiz itirafçı niteliğindeki kişilerin savcılık, terörle mücadele, sulh ceza sorgu tutanaklarını istedik. Bunlar gelsin, değerlendirelim ki, hani, neye göre kişiye gideceğimiz konusunda” demişti.

CHP,  cezaevindeki Mehmet Partigöç, Mehmet Dişli, Metin İyidil’in özellikle cezaevinde dinlenilmesini  istiyor.

KİM, NASIL DAVET EDİLECEK?

Komisyona yapılan davetler ve çalışma usulü hakkıdaki konuşmalar, tutanaklara şöyle yansıdı:

SEZGİN TANRIKULU: Yazılı soru sorulmasına bu aşamada ben karşıyım çünkü davetimize rağmen gelmeyen çok önemli tanık davetliler var, görevliler var. Hâlen de onların gelmesi konusunda ısrarcıyız. Yaşar Büyükanıt ve Necdet Özel. İkisi de bize 'Yazı yazın' demişlerdi. Şimdi biz başka davetlilere, başbakana veya işte, eski başbakana, eski cumhurbaşkanına falan yazı yazdığımızda, bunların bu mazeretini haklı çıkarmış olacağız. Daha komisyonumuzun çalışma süresi var. Daha sonra bu yazıları eğer takvim sıkışırsa yazabiliriz bir ihtimal. Ben bir parantez açıyorum. Ama bu aşamada yazılması çok doğru değil. Diğer mazeretleri haklı çıkartır ki biz bundan sonra hiç kimseyi çağıramayız yani. Bütün bu mazeretlere de meşru bir zemin hazırlarız. Kamu görevlilerinde bizim bir yaptırım gücümüz yok. Bu yazıyı yazdığımız zaman, bundan sonra çağıracaklarımız konusunda da ellerine meşru bir neden vermiş oluruz. Gelmeyen 2 önemli isim var. Necdet Özel var özellikle, bütün sorumlulukları ortaya çıkan bir Genelkurmay Başkanı var ve ısrarla 'Gelmiyorum' diyor. Şimdi eğer biz bu yazıyı yazarsak bu aşamada, onların bu mazeretini meşru kılmış oluruz, doğru değil.

MEHMET ERDOĞAN: Biz talepte bulunalım, cumhurbaşkanlarına biz gideriz komisyon olarak, diğer başbakanları buraya davet ederiz, ondan sonra, onların tavrına göre, ileride ne yapacağımızı biz tekrar değerlendiririz. Ama Sezgin Bey’in bu endişesine ben de katılıyorum.

AYTUN ÇIRAY: Çok önemli. Yani komisyon bir nevi kendini fesheder bu ön kabulle yola çıktığınız anda.

SELÇUK ÖZDAĞ: Sezgin Bey’in konuşmasında bir düzeltme yapayım. Bir, Yaşar Büyükanıt 'Buraya gelmeyeceğim' demedi, hasta olduğu için hastanede, on gün önce hastaneye yatırılmış, iyileştikten sonra buraya gelebileceğini beyan etti. İki, Ali Bardakoğlu Bey, Diyanet İşleri Başkanı, bir ameliyat geçirdiği için 'Saat 17.00’de geleyim' dedi, bizim de o gün başka bir programımız vardı, o nedenle o mazeretini kabul etmedik. Kendisi iyileştikten sonra gelebileceğini beyan etti. 'Buraya gelmeyeceğim' diyen sadece bir kişi var, Sayın Birgül Ayman Güler, bize bir mektup yazdı, “Sadece küçük siyasi mülahazalarla davet edildiğimi düşündüğüm için katılamayacağım” diyor. Sorularınızı sorun ve bize gönderin de demiyor. Sadece Necdet Özel Paşa, Necdet Özel Bey, eski Genelkurmay Başkanı, “Sorularınızı bana yazılı olarak tevdi ederseniz size gönderirim” ifadesini kullandı. Düzeltmek adına söylüyorum. Burada, eski başbakanlar ve eski cumhurbaşkanlarına ben bir yazı yazılıp buraya davet edilmelerinin doğru olduğunu düşünüyorum. Eğer gelmezlerse, aynen Necdet Bey gibi, gelmeme hakları da var, sorularımıza cevap vermeme hakları var ama verirlerse iyi olur diye düşünüyoruz. Hem tarihe tanıklık etmiş olurlar, Türkiye’deki darbe ikliminin, kültürünün kurutulmasına da vesile olurlar diye. Tecrübeli insanlar bunlar, devleti yönettiler bilgileriyle, ahlaklarıyla ve tecrübeleriyle yönettiler. O nedenle bir yazı yazılıp davet edilmelerinde fayda var. Ama buna rağmen gelmezse bazıları 'Takdir haklarıdır' deriz, onu kamuoyu değerlendirir. Bir diğer husus ki, eğer “Bize yazılı olarak gönderin” derlerse yazılı olarak göndeririz ve bu şahıslara sorularımızı tevdi ederiz, onlar da bize yazılı olarak gönderirler. Ama mevcut başbakan, mevcut genel başkanlar ve mevcut cumhurbaşkanı için buraya davet edilmeyi doğru bulmuyorum, doğru görmüyorum. Bir başbakanın buraya, komisyonumuzun huzuruna gelmesini, bir genel başkanın buraya, huzurumuza gelmesi, hâlen görevde olanların… Onlara da telefon görüşmesi yaparak, telefon diplomasisiyle, 'Sizlere, zatıalilerinize biz komisyon olarak sorularımızı göndermek ve yazılı olarak istiyoruz' demeyi daha şık, daha etik davranış olarak kabul ediyorum, doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorum.