Erdoğan: Bildiklerimi söyleyemeyecek durumdayım ama...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ihraç edilen ya da açığa alınan öğretmenler için "Devletine kılıç sallayanları asla affetmeyeceğiz" ifadesini kullandı. 'FETÖ'nün, zamanın gerisinde kalan eğitim politikasının ürünü olduğunu söyledi. Şu an bildiklerini söyleyemeyecek durumda olduğunu vurgulayan Erdoğan "Günü geldiğinde inşallah onlar da kaleme dökülecektir" dedi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada, "FETÖ, zamanın gerisinde kalan, toplumun temel değerlerinden uzak, jakoben, baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür" dedi. Hedeflerinin 'tekli tedrisat' olduğunu söyleyen Erdoğan, kamuda ihraçlar ve açığa almalar için de sert mesajlar verdi.
Erdoğan, Beştepe'de düzenlenen 'Öğretmenler Günü' programında yaptığı konuşmada özetle şu ifadeleri kullandı:
TEK TEDRİSATA YÜRÜYORUZ: 100'ün üzerinde öğrencisi olan sınıflar vardı. Başbakanlığım döneminde bir hedef koyduk. 30 ve altına inecek dedik. İkinci etap tek tedrisata doğru yürüyeceğiz dedik. Şimdi buna doğru yürüyoruz. Er ya da geç bunu başaracağız.
BÜTÇEDE ASLAN PAYI EĞİTİME: Yapılacak atamalarda yüzde 50 milli eğitime yapacağız dedik. Öğretmen açığımız büyük bunu gidereceğiz dedik. Bütçede aslan payını eğitime vereceğiz dedik, bu gerçekleşiyor. Göreve geldiğimizde Osmanlı'dan kalanlarla birlikte Cumhuriyet tarihimiz boyunca 346 bin derslik inşa edilmişti. Biz bu rakama 2002 ile 2016 arasında 270 bin yeni derslik ilave ettik. 2002 yılında 506 bin öğretmenimiz hizmet verirken aynı dönemde biz 561 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Emekli olanlar çıktığında 904 bin öğretmen görev yapıyor. Eksikliklerimiz var ama bunları aşacağız.
MARJİNAL GENÇLERE YER YOK: Biz, terör örgütlerinin kanlı eylemlerinde kullanacağı sarf malzemeleri değil, ülkemizin istikbalini kurtaracak Asım'ın nesli gibi gençler yetiştirmek istiyoruz, derdimiz bu. Bizler Batı'ya öykünen, kendi milletinden tiksinen sömürge ajanları değil, kendini bilen, tarihini bilen, medeniyet değerlerini özümsemiş fikir işçileri yetiştirmeyi hedefliyoruz. Marjinal ideolojilerinin kalıplarına sıkışmış at gözlüğüyle dünyaya bakan gençlerin ne bu ülkeye ne de millete sunacağı katkı yoktur.
12 EYLÜL VE 28 ŞUBAT FETÖ'YÜ GÜÇLENDİRDİ: Gerek PKK, DHKP-C gibi etnik ve mezhebi farklılıkları kaşıyan örgütlerin gerekse DEAŞ ve FETÖ gibi dini kavramların arkasına saklanan yapıların en büyük istismar alanı, eğitim ve öğretim alanındaki hatalardır. Bu ülkenin yüzlerce yıllık tarihi ve kültürel birikimine yabancı eğitim-öğretim politikaları, maalesef çatışmacı, hastalıklı, çift kişilikli nesillerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Özellikle FETÖ, zamanın gerisinde kalan, toplumun temel değerlerinden uzak, jakoben, baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür. FETÖ'ye beklediği fırsatı sunan bu ülkenin asli evlatlarına kapatılmış olmasıdır. 12 Eylül'den sonra ve 28 Şubat'ın akabinde zeki ve başarılı insanlarımız bu örgütün kollarına itildi.
BUNLARI TABİİ Kİ ALACAĞIZ: FETÖ'cü bir grup terörist bu adımları attılar. Görevden alınanlar vesaire, bunları da tabii ki alacağız. Mümkün olduğunca da istiyoruz ki at izi it izine karışmasın ama bu tür şeyler de olur mu, tabii o kadar da olur. Çünkü A'dan Z'ye kendilerini acayip saklıyorlar.
GÜNÜ GELDİĞİNDE SÖYLERİM: 'Ağlarım ağlatamam, hissederim söyleyemem, dili yok yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım' diyor şair. Şu anda bildiklerimi tabii söyleyemeyecek durumdayım ama günü geldiğinde inşallah onlar da belki kaleme dökülecektir. Çünkü her doğruyu her yerde, her zaman söylemek doğru değil. Onun için sabır gerekiyor. Bu şer odaklarına karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Öğretmenlerimiz bu mücadelenin en ön safında yer almalıdır. Teröre sempatiyle bakan hatta farklı örgütlerin dağ ve şehir kadrosuna militan kazandıran Milli Eğitim Bakanlığı mensupları yok mu, elbette var. Bu tarz hainler diğer kurumlarımızda da var. Fakat bunlar, kimliğinde ne yazarsa yazsın, öğretmen değildir, olsa olsa öğretmen kılığındaki insan müsveddeleridir. Devletine kılıç sallayan memuru asla affetmeyiz.
VATAN KANLA YOĞRULURSA VATANDIR: Bu topraklarda kimse operasyon yapmaya çalışmasın, bedelini ağır öder. Vatan durup dururken vatan değildir. Bu topraklar şehit ve gazi kanlarıyla yoğrulursa o zaman vatan olma özelliğini kazanır.