'Dış kaynaklı asimetrik saldırıyla karşı karşıyayız'
Başbakan Binali Yıldırım, Türkeyi'nin, 'içerden değil dış kaynaklı ancak içerde uygulaması yapılan asimetrik saldırıyla karşı karşıya' olduğunu söyledi. Kadın girişimciler heyetini kabul eden Yıldırım, kadınların işgücüne katılımının yetersiz olduğunu söyleyerek, önemli olanın zihinlerde değişikliği sağlamak olduğunu söyledi.
DUVAR - Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin 'terörle mücadele konseptini savunmadan taarruza dönüştürdüğü için' maruz kaldığı saldırıların artış gösterdiğini söyledi. Yıldırım, saldırıların önüne geçmek için teknik ve istihbarat kapasitesini daha da güçlendireceklerini ifade etti. Yıldırım, son günlerde artış gösteren saldırılar için de "Türkiye hakikaten büyük bir savaş veriyor. İçeriden değil, dış kaynaklı ama içeride uygulaması yapılan maalesef bir asimetrik saldırıyla karşı karşıyayız'' dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde kadın girişimciler heyetini kabulünde konuştu. Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
İSTİHDAM: 2007'den bugüne kadar 7 milyon vatandaşımıza iş imkânı sağladık. OECD ülkeleri arasında son yıllarda en fazla istihdam oluşturan ülkelerde ikinci sıradayız. 2007-2015 arasında AB kadın istihdam oranını yine en fazla artıran ülkeyiz. Bu şu anlama gelmesin; Avrupa ülkelerinden daha iyiyiz, OECD ülkelerinden daha iyiyiz değil. Son yılların performansından bahsediyorum. Burada gideceğimiz çok yol var, katedeceğimiz çok mesafe var.
KADINLARA POZİTİF AYRIMCILIK: İş gücüne katılımda ağır gidiyoruz. Kadınların iş gücüne katılımı hala yetersiz. Türkiye'nin kadın-erkek nüfusu neredeyse eşit. Hatta yüzde 1 kadınlar daha fazla. Onun için iktidar sizsiniz esasında. Yüzde 51-49 hatırladığım kadarıyla. Dolayısıyla burada yüzde 10'luk bir artış sağlayabilmişiz. Bunun daha da artması lazım. Bunu da siz yapacaksınız, siz hemcinslerinize daha çok alan açacaksınız. Madem erkeklerden şikayetiniz var, öyle mi Tercihlerinizde pozitif ayrımcılığı siz başlatacaksınız.
GELİŞMİŞ SİLAHLAR ELDE ETTİLER: Şu anda terörle mücadelede konseptimizi savunmadan taarruza dönüştürdüğümüz için Türkiye içerisinde özellikle bu hendek-çukur siyasetinin hemen sonrasında terör örgütü büyük bir bozguna uğradı. Bunun üzerine güneyimizdeki ülkelerden ciddi anlamda destekler gelmeye başladı. Orada maalesef DEAŞ, PYD ve diğer terör grupları elde ettikleri silahları PKK'ye vermeye başladı. Bu silahlar bu sefer yurt içinde terör faaliyetlerinde kullanılmaya başlandı. Bu da tabii terörle mücadelede bizim biraz daha işimizi zora soktu. Çok gelişmiş silahlar elde ettiler. Bunların hepsini topladık, büyük oranda kırsalda hiçbir gücü kalmadı.
FIRAT KALKANI: Bazıları diyor ki 'Fırat Kalkanı'nı niye başlattınız Bizim orada ne işimiz var?' Bu Fırat Kalkanı başladıktan sonra Türkiye bölgede işin içine tam anlamıyla girdi. Peki başlatmasaydık, 'Gaziantep'in ortasına füze düşüyor, Kilis'in ortasına füze düşüyor, onlarca insan ölüyor, nerede bu devlet, niye bunlara bakmıyor?' Bakmanın yolu tehdidi kapıya gelmeden durdurmaktır. Bizim kendi topraklarımızı ekip biçsek, mamur etsek bize yeter, bizim Suriye'nin toprağıyla ne işimiz var Bizim orada bulunma sebebimiz; güney sınırlarımızda yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlamak, oradan gelen tehditleri de gelmeden önlemek. O amaçla oradayız."
(HABER MERKEZİ)