CHP'den Suriye için Cenevre uyarısı!

CHP'li Öztürk Yılmaz, Suriye politikasında "hata yaptık" diyen hükümete, bir daha hata yapılmaması için "Astana'nın yanında Cenevre'yi de unutmayın" uyarısı yaptı. Türkiye'nin sadece Esad karşıtlığından vazgeçtiğini söyleyen HDP'li Hişyar Özsoy ise "Kürt karşıtı pozisyon yeni taktik ittifaklarla devam ediyor” görüşünde.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Türkiye, imza attığı Moskova deklarasyonu ile “Esad gitsin” ısrarından vazgeçerken, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’tan da tarihi bir açıklama geldi. Türkiye’nin Suriye politikası için ‘Baştan beri büyük yanlışlarla dolu olduğuna inananlardanım” diyen Kurtulmuş “Şimdi bunları tamir ediyoruz, düzeltiyoruz” açıklaması yaptı.

Hükümetin Suriye politikasında keskin bir dönüş olarak nitelendirilen bu durumu muhalefet partisi temsilcilerine sorduk.

CHP: AYNI HATALAR YAPILMASIN

CHP’nin dış politikadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Suriye politikasının iflas ettiği, sürdürülemez olduğunu anlattığı yüzlerce konuşma olduğunu hatırlatarak “Geç gelmiş bir itiraf” yorumu yaptı. Geç de olsa gerçeğin teslim edilmesinin önemli olduğunu belirten Yılmaz, bunu çözüm yolunda olumlu bir gelişme olarak değerlendirerek bundan sonrası için de uyardı:

Öztürk Yılmaz, "Bu kez de Rusya ve İran ile yola çıkılırken, ABD gözardı edilmesin" uyarısında bulundu. Öztürk Yılmaz, "Bu kez de Rusya ve İran ile yola çıkılırken, ABD gözardı edilmesin" uyarısında bulundu.

“Moskova görüşmeleri umut ışığı olabilir. Ama Astana da yapılan toplantı ara toplantıdır. 31 Aralık 2016’da BM’nin oy birliğiyle aldığı karar çerçevesinde 8 Şubat’ta Cenevre’de Suriye rejimiyle muhalifler arasında görüşmelerin tekrar başlaması bekleniyor. AKP yönetimi uzun süre ABD ile ittifak yaptı bölgedeki diğer ülkeleri, aktörleri görmedi. Bu yanlıştı. Şimdi bir yanlış daha yapmaması için uyarıyoruz. Bu kez de Rusya ile İran ile yola çıkılırken ABD ve diğer aktörler göz ardı edilmemeli. Suriye politikası küresel bir politikadır ve terör örgütleri dışında tüm aktörler gözetilmelidir.

Türkiye’nin önceliği de Esad’ın uzaklaştırılması veya rejim değişikliği değil Suriye’nin birliği, toprak bütünlüğü, istikrara kavuşturulması olmalıdır. Sınır güvenliğimiz de ancak böyle sağlanır. Terör örgütlerinin Suriye’deki varlığına da ancak böyle son verilebilir. Türkiye’ye dönük tehditleri de ancak böyle engellenebilir.”

HDP: SURİYE’DE KÜRT KARŞITLIĞI DEĞİŞMEDİ

HDP’nin dış politikadan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy ise hükümetin Suriye’de, Esad ve Kürtler üzerinden iki başlı bir politika izlediğini, değişenin sadece Esad takıntısıyla ilgili olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Sayın Kurtulmuş, Suriye politikasında yanlışlıktan bahsederken Esad karşıtlığından bahsediyor. Asıl takıntının Kürt meselesi olduğunu Suriye’deki Kürtler olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bir değişiklik değil aksine Kürt karşıtı pozisyonu yeni taktik ittifaklarla devam ettirme çabası var. Türkiye şimdi Rusya’ya yaklaşarak, Rusya’nın Suriye üzerindeki nüfuzunu bir şekilde Kürtlere karşı cephe oluşturmak için kullanmaya çalışıyor. Suriye politikasının değiştiği izlenimi yanılgıdır. Tersine eski hatalar yeni taktiklerle derinleştiriliyor.”

Hişyar Özsoy, "Asıl takıntının Suriye'deki Kürtler olduğunu biliyoruz" dedi. Hişyar Özsoy, "Asıl takıntının Suriye'deki Kürtler olduğunu biliyoruz" diyor.

'TÜRKİYE FABRİKA AYARLARINA DÖNDÜ'

Yeni bir siyasal denklem kurulduğunda Kürtlerin bunun içinde yer bulmaması yönündeki katı, ırkçı tutumun anlaşılır olmadığını söyleyen Özsoy, “Nihayetinde Kürtler Suriye’de yaşayan bir halk” diyerek şöyle devam etti:

“Hala Kürtler en büyük ulusal güvenlik tehdidi olarak ele alınıyor. Kerkük’ten Afrin’e Türkiye’deki Kürtlerle farklı bir ilişki geliştirmek de mümkündü ama tercih devletin fabrika ayarları üzerinden yapılıyor. Bölgede tarihsel dönüşümler yaşanırken Türkiye’nin yüzyıllık tarihsel ayarlarına dönmesi siyasetin gerçeğine de Ortadoğu’nun dengelerine de terstir. Kürtleri yok etmek hayal ama kazanımları geriletme, istedikleri bir noktaya çekme çabası var. Bu mantıkla gidilirse Türkiye’nin ne doğuda ne dünyada dış politikada beli doğrulmaz.”

Türkiye’nin dış politikada pek çok 'U' dönüşü yaptığını ancak, bu dönüşü yapmaya cesaret edemediği tek konunun Kürt meselesi olduğunu söyleyen Özsoy, ülkenin, Ortadoğu genelindeki sorunlarının da bu şekilde çözülemeyeceğini söyledi.