'Evet diyenlerin iki argümanı var'

Yeşil Sol Parti, "Bir Hayır Yeter" kampanyasını başlattı. Kampanya toplantısına katılan eski MAZLUM-DER Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, "Evet"i savunanların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın popülaritesini ve istikrar vurgusunu öne çıkardığını belirtti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Yeşil Sol Parti, anayasa değişiklik referandumu için "Bir Hayır Yeter" kampanyası başlattı. Kampanyanın basın toplantısında Oya Baydar, Murat Belge, Bekir Ağırdır, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ufuk Uras, Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu ve sanatçı Deniz Türkali konuşmacı olarak katıldı.

T24'ten Mehmet Efe Altay'ın haberine göre, toplantında konuşan eski milletvekili Ufuk Uras, "özgürlükçü sol" olarak şimdiye kadar bütün anayasa değişikliklerini desteklediklerini hatırlattı. Referanduma götürülen anayasa teklifine destek vermeyeceklerini kaydeden Uras, "Bir hayır yeter ama ikinci hedefimiz de hayırın güçlü olması” dedi.

"Hayır" kampanyasıyla ilgili önerilerde bulunan Uras, "Bizim siyasette mevcudu savunmamız, rakibimizin en büyük başarısı olacaktır. Bu tuzağa karşı vicdanlarımızdan yana ses vermenin ve hiçbir şekilde ülkede kaosa neden olmayacağının altını çizmek gerekiyor” şeklinde konuştu.

'YAŞANANLARA ABUKİSTAN DİYORUM'

Türkiye'de yaşananların distopyalara dahi uymadığını belirten yazar Oya Baydar, “Türkiye’de şu anda yaşanana ben ‘abukistan’ diyorum. Ütopyalar vardır, distopyalar var… Bizimki bunlara uymuyor” dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından gazetecilerin mal varlıklarına el koyulmasını eleştiren Baydar, “Biz üç buçuk darbe gördük, hiçbirinde mala mülke dokunulduğunu görmedik. Hilmi Yavuz, Şahin Alpay ve birçok arkadaşımızın evlerine, mallarına el kondu” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyonda gözaltına alınan eşi Aydın Engin'i hatırlatan Oya Baydar, "Kendime küçük bir çanta hazırladım, elbet bir gün gelecekler" diye konuştu.

'KESKİN BİR KUTUPLAŞMADA SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ KALMAZ'

Eski MAZLUM-DER Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, ilk başta umutlu olmak gerektiğini dile getirdi. Teklifin hepsinin antidemokratik olduğunu söyleyen Gergerlioğlu, teklife "evet" demenin mümkün olmadığını vurguladı.

"Evet" seçeneğini savunanların iki ögesi olduğunu kaydeden Gergerlioğlu, şu şekilde konuştu:

"Evet diyenlerde iki ana öge var. Birincisi Erdoğan, bu kadar yolsuzluğa rağmen bir popülaritesi var. İkincisi istikrar vurgu. 'Memnunuz kardeşim, niye hayır' diyelim diyenler var. 'Memleket kötüye gidiyor' diyenlerin olduğu yerde oldukça önemli bir kesim 'Hanlar, hamamlar yapılıyor. Memleket çok iyi' diyor. Bu iki argümanı hayıra çevirmek zorundayız. Evetçilerin istediği gibi keskin bir kutuplaşma olursa söyleyecek sözümüz kalmaz."

'HAYIRDAN EVETTEN SONRASINA NE KADAR HAZIRIZ'

Gergerlioğlu’ndan sonra söz alan sanatçı Deniz Türkali, sosyal medyada bazı “hayır” paylaşımlarını yanlış bulduğunu aktardı. Türkali, “Böyle bir itiraz dili olamaz. Böyle bir dünya için hayır demiyoruz biz duygusuna kapılıyorum bunları gördükçe. Muhalefeti hakaret ederek yapmayı biliyoruz” diye konuştu.

"Hayır" demekten başka bir çare olmadığının altını çizen Türkali, “Hayırdan, evetten sonrasına ne kadar hazırız, bilmiyorum” dedi.

'ÖNCELİKLE UMUTLANMALIYIZ'

Türkali’nin ardından konuşan KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, referandum sürecinde kutuplaşma üzerinden siyaset yapılacağını öne sürdü.

Referandum anketlerine değinen Ağırdır, “Eşit başlıyoruz. Üç adımlı bir kampanyaya ihtiyacımız var. Öncelikle bir süre kendi içimizde umutlanmalıyız. Daha sonra referandum, asıl önemli olan da referandum sonrasıdır. Diyelim ki 50,5 evet çıktı. Bu saçma sapan yetkilerle Murat Belge’yi cumhurbaşkanı seçsek fena mı olur?” ifadelerini kulladı.

'BU SEFER GALİBA ÇOĞUNLUĞUN İÇİNDEYİM'

Başkanlık sistemi için her zaman "kötü" değerlendirmesine bulunduğunu dile getiren Prof. Murat Belge, referanduma sunulan teklifle kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırılacağını söyledi.

Türkiye toplumunun demokrasiye alışık olmadığını savunan Belge, başkanlık sisteminin genel olarak bir diktatörlüğün anayasallaşması olduğu ifade etti. Belge, “Bunun bir istisnası ABD’dir. ABD, ciddi bir biçimde kuvvetler ayrılığına dayanan başkanlık örneği. En azından bizim cumhurbaşkanımız 3 gün sonra yüksek menfaatleri için Yunanistan’a harp açıyorum diyebilir. ABD’de böyle bir durum olduğunda Meclis onaylamıyorsa bunu yapması için bütçe vermez. Bütçesiz savaş açamaz” dedi.

Şimdiye kadar Türkiye için ne istediyse tersi olduğunu kaydeden Belge, “Bu sefer galiba çoğunluğun içindeyim” şeklinde konuştu.