Ayhan Bilgen'e Kuran-ı Kerim yok!
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen'e götürülen Kuran-ı Kerim'in, 'yasak' denilerek geri çevrildiği açıklandı. Olayı duyuran TBMM Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, KHK ihraçlarına da tepki gösterdi.
ANKARA - HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında cezaevinde bulunan parti sözcüsü Ayhan Bilgen'e eşi Ayşe Bilgen tarafından götürülen Kuran-ı Kerim'in 'yasak' denilerek kabul edilmediğini söyledi. Yıldırım, son çıkarılan KHK'larla yaşanan ihraçları da eleştirerek, 21 KHK'dan Meclis onayı alınmayan 18'inin kadük olduğunu söyledi.
OHAL KHK'ları ile yapılan bütün işlemlerin geçersiz olacağını söyleyen Yıldırım, "Murat Sevinç hangi seçime girdi? İbrahim Kaboğlu hangi seçime girdi? Deyim yerindeyse üniversitelerin cenaze namazı bu dedi.
'KÜTÜPHANEDEN ALABİLİR AMA ORADA DA YOK'
Yıldırım ayrıca Ayhan Bilgen'e Kuran-ı Kerim götüren eşinin, 'dışarıdan Kuran-ı Kerim almıyoruz' denilerek geri çevrildiğini söyledi. Ayşe Bilgen'e cezaevinde, "Dışarıdan Kuran-ı Kerim almıyoruz. Kütüphaneden alabilir ama şu an da kütüphanede de yok" denildiği belirtiliyor.
Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
100'Ü AŞKIN GÖZALTIYLA UYANDIK: Özellikle siyasi iktidardan farklı düşünen, farklı siyasi örgütlenme içinde olan toplumsal muhalefet kesimlerine dönük siyasi soykırım operasyonları devam ediyor. Adana ve İstanbul’da 4 ayrı kuruma dönük DBP, HDK, TJA ve Gökkuşağı Kadın Derneğine dönük operasyonda 100’ü aşkın gözaltıyla uyandık. Bütün toplumsal dinamiklerin sindirilmeye çalışılmasının bir parçasıdır bu.
YSK KURUL DEĞİL: RTÜK, seçim dönemlerinde seçim takvimi başladıktan sonra YSK ile ortak çalışma yürütülür. Ancak son KHK’da hiç utanmadan, sıkılmadan şöyle bir kavram kullanılmış: “Fırsat eşitliğine aykırı yayın yapan yayıncı kuruluşlara dönük müeyyide uygulanması yetkisi YSK’dan alınıyor”. YSK bir siyasi kurul değildir. Her ne kadar yargı siyasallaşmış olsa da YSK bir yüksek yargı organı konumundadır. Çünkü bütün üyeleri yüksek yargıçlardan oluşur. Biz YSK’ya hala bir değer biçmekteyiz bu ülkenin demokrasisi için ama yetki gasp ediliyor.
KHK’LAR KADÜKTÜR: 21 KHK yayımlandı. Bunların Parlamento’dan onay alması gerekiyor. 21 KHK’nın sadece 3 tanesi Parlamento’ya geldi. Diğer 18’i bizim için kadüktür. Türkiye Anayasasına göre OHAL’in uzatılmasının biricik yolu var. MGK tavsiye kararı ardından Bakanlar kurulunun Meclis’e sevki gerekir. Ama o gün MGK toplanmadı, iktidar yetkilileri kararı telefonla aldıklarını söylediler. Geçen hafta da MGK toplandığında “yılın ilk MGK’sı” diyerek kendilerini yalanladılar. Pişkinliğin bu kadarı, utanmazlığın bu kadarı olabilir. Bu sebeple OHAL ve KHK’larla mağdur olan tüm yurttaşlarımıza sesleniyorum; hakkınızda alınan tüm kararlar yasaya aykırı. Ortada MGK yok, OHAL’in uzatılması kararı yok.
SEÇİME Mİ GİRDİLER? İşte böyle bir süreçte her biri kendi alanında otorite olan, bilim camiasında saygınlık kazanmış olan 300’ü aşkın akademisyen ihraç edildi. Genel Kurul’da gündeme getirdiğimizde bölücülükten dem vuranlar oldu. Biz neden ihraç edildiler araştırılsın diyoruz, iktidar partisi hatibi “Onlar 7 Haziran’da kandan beslenince 1 Kasım’da destek geri alındı” dedi. İbrahim Kaboğlu, Murat Sevinç, Öget Öktem 7 Haziran’da hangi seçimlere girdi? İktidar vekilleri de savunamıyorlar bu son KHK’yı. Bazıları kuliste mahçup mahcup, “biz de desteklemiyoruz, bizim de vicdanımızda mahkumdur” diyorlar.
ÜNİVERSİTELERİN CENAZE NAMAZI: Bu son KHK ile üniversitelerin cenaze namazı kılındı. Çünkü bu ülkede bilim, bu değerli son kuşakla birlikte mefta oldu. Bunu ters yüz etmezsek bu ülkenin geleceği karanlıktır. İktidar devleti ele geçireyim arzusuyla hırslarının kurbanı olarak devleti çökertme noktasına, uçurumdan yuvarlanma noktasına getirmiştir. Haftaya yeni dönem başlıyor. Sadece Siyasal’da 38 ders açılamayacak. İktidar bilgiden, aydınlıktan değil, karanlıktan, dogmadan besleniyor. Mülkiye hedef alındı. Mülkiyenin hedef alınmasının rejim değişikliğine tekabül eden Anayasa değişikliğiyle ilgisi vardır.
KENAN EVREN RUHU: Cebeci kampusuna bir 12 Eylül’de tanklar girdi bir de AKP’nin pespaye KHK’larıyla girdi. Bunlar Kenan Evren’in Çevik Bir’in ruhuyla yaşıyorlar. İyi kötü Kenan Evren bu ülkede yaşam şansı buldu ama bunların iktidarları sona erdiğinde yaşayabilecekleri alan, selam verecekleri kişi bulamayacaklar. İktidar partisi milletvekillerinin vicdanına sesleniyorum; karnınızda ne sözünüz varsa söyleyin. Belki koltuğunuzu kaybedebilirsiniz ama vicdanınızı ahlakınızı kurtarırsınız. Çünkü daha düşünme yetisine yeni mazhar olmuş çocukların bedduasını alıyorsunuz. Onların rızkını aldığınızın ve onların elinin iki cihan yakanızda olacağının farkında mısınız?
AKADEMİSYENLER GERİ DÖNECEK: Bu akademisyenler er geç geri dönecekler. Asla boyun eğmesinler, dirensinler. Hiçbir zaman bilimsel bilgi ve görgümün kullanım alanını üniversite kürsüm olarak görmedim. Bu KHK ile ihraç edilen akademisyenlerimizin affedilemez günahı da budur. Bu toplumun sorunu çok sizin bilimsel bilgi ve birikiminize ihtiyacı var. Ne olur mahrum bırakmayın. Farklı alternatif ortamlarda bilginizi paylaşın. Hiçbir zulüm düzeni kalıcı değildir.
BİLGEN'İN KURAN-I KERİM'İ ALINMADI: Parti Sözcümüz Ayhan Bilgen’in eşinin Silivri Cezaevi’ne ziyaretinde, Bilgen’e iletilmek üzere götürdüğü Kuran-ı Kerim kabul edilmedi. Ayhan Bilgen’in okuması için götürülen Kuran-ı Kerim kabul edilmedi. Bir an önce işkencelerin araştırılması için Meclis’in komisyon kurması gerekmektedir.
TRUMP'LA İLGİLİ GÖRÜŞÜ NE? Erdoğan, önceki gece Trump’la ne görüştü merak ediyorum. ABD’ye girişi yasaklanan 7 Müslüman ülkenin yurttaşlarının sorununu sormuş mudur? Fethullah Gülen’in iadesi konuşulmuş mudur? Hiç sanmıyorum. CIA’in de bu ülkeye sunacağı bir katkı yoktur ama gerçekten Erdoğan, Trump’a Müslüman ülkelerin durumunu sorabilme cüretinde bulundu mu, merak ediyoruz. (DUVAR)