'İhraçlar hukuksuz demek için istifa ettim'

KHK ile ihraç edilen Prof. Dr. Mine Gencel Bek istifa sürecinde hem fakültenin hem de rektörlüğün baskısına işaret ediyor. Bek 'fakülte bize sahip çıkmadı' diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - OHAL kapsamında çıkarılan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile üniversiteden 330 akademisyen ihraç edildi. Bu akademisyenlerden 115’i, Barış için Akademisyenlerin (BAK) barış bildirisine imza atanlardı. En fazla ihraç, 70 akademisyen ve bir uzman ile Ankara Üniversitesinden geldi.

Evrensel'den Fatih Polat'a konuşan Prof. Dr. Mine Gencel Bek, 'İhraçlar hukuksuz demek için istifa ettim' dedi.

Bek istifa sürecini şöyle anlatıyor.

Evet, 30 Ocak’ta istifa ettim. 7 Şubat KHK’sinde de ihraç edildim. Bunun anlamının istifa ettiğim için bana daha fazla kızdıkları ve beni cezalandırdıkları olduğunu sanmıyorum. O kadar da önemsemezler zaten. Neticede benim için çok da sonuç itibariyle fark eden bir şey yok. Önümüzdeki ay her durumda maaşsızım, okula giremiyorum, hemen kartımı istediler ve girişte de kart soruyorlar, ders vermiyorum...vs.

'İTİRAZ EDECEĞİM'

Bir yandan ihraçla aynı barış talebinde buluştuğumuz tüm arkadaşlarımla bir arada oldum. Ama istifa ise hem biriken öfkeme hem de kişiliğime uygundu ‘Heyt ben gidiyorum işte’ demek. İkisini de yaşamış oldum. Şaka bir yana, okuldan kitaplarımı kutuya doldurup çıkarken asla dönmem dediğim fakülteye bir kaç gün sonra benim de içinde olduğum KHK ile ihraç edilen arkadaşlarıma geçmiş olsun demek ve sendika ile eylemleri tartışmak için geri döndüm. İstifa onandı ama sanırım henüz yürürlüğe girmeden ihraç gerçekleşti. Ben de diğer ihraç edilen arkadaşlarım gibi itiraz edeceğim elbette. Herhangi bir geri ödeme, tazminat beklentisiyle de değil, ben kendim çıktım sistemden zaten ama sizin ihracınız hukuksuzdur demek için.

KRALDAN ÇOK KRALCILAR

Evet istifamı facebook sayfamda açıkladım ve bazı medya kuruluşları oradan alıp kullandı. Son bir yılda genel olarak akademi, 31 yılımı geçirdiğim üniversite ve de hatta eleştirelliğiyle pek bir gurur duyan fakülte, biz barış akademisyenlerine destek olmadı. Ben de kendimce bu durumu protesto ederek her düzlemde idari görevlerimi bırakmıştım senatodan ana bilim dalı başkanlığına varana kadar. Senatoda ilk kez suçlandığımızı ve YÖK’e rektörlerin çağrıldığını, telefonuma düşen haber ile ben ilettim ve hemen rektöre bu konuda kendisine düşenin bizi desteklemek olduğu mesajını ilettim. Kendisi bildiriyi görmediğini söyledi. Sonraki toplantıda bize yönelik linç kampanyaları ayyuka çıktığında yine söz alarak bu senatodan katılmasalar dahi düşünce özgürlüğümüzü savunan bir karar çıkmasını beklediğimi ilettim. Rektör zaten bildiriyi okuduğunu ve kabul edilemez bulduğunu, bize düşenin devletin yanında olmak olduğunu belirterek kendi pozisyonunu açıkladıktan sonra, aslında hiç de demokratik olmayan biçimde toplantıyı yapılandırarak şimdi tek tek üyelerin görüşünü alalım dedi. Üyeler de kraldan çok kralcı edalarıyla çok isabette bulunmuşsunuz hazretleri dediler.

HABERİN DEVAMINI BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ