Etyen Mahçupyan: Yönetilmesi çok zor bir Türkiye’ye doğru gidiyoruz

Gazeteci ve yazar Etyen Mahçupyan, referandum sonuçlarını “yönetilmesi çok zor bir Türkiye’ye doğru gidildiği” şeklinde yorumladı. Mahçupyan, "Oyunun kurallarını değiştiriyoruz ve toplumun yarısı bu kurallarla oynamak istemiyor" diye konuştu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci ve yazar Etyen Mahçupyan, referandum sonuçlarını “yönetilmesi çok zor bir Türkiye’ye doğru gidildiği” şeklinde yorumladı. Mahçupyan, AKP ve MHP’nin ortak çalışmasıyla yapılan anayasa değişikliği için "Teklifi veren partilerin ikisi birlikte yüzde 63’e yakın bir oya sahipler ama sahada gördüğümüz şey, bu oyun sadece yüzde 51’i alınabildi. Üç büyükşehir kaybedildi" yorumunu yaptı. Mahçupyan, ayrıca "Oyunun kurallarını değiştiriyoruz ve toplumun yarısı bu kurallarla oynamak istemiyor" ifadelerini kullandı.

Al Jazeera Turk’ten Başak Çubukçu’ya konuşan Mahçupyan, şu ifadeleri kullandı:

"Bu, bir anayasa değişikliği ve ülkeninin yönetim sistemini değiştiren bir teklifti. Teklifi veren partilerin ikisi birlikte yüzde 63’e yakın bir oya sahipler ama sahada gördüğümüz şey, bu oyun sadece yüzde 51’ alınabildi. Diğer partilerden de gelen kırıntılar, oylar var. AK Parti – MHP koalisyonu hayâl ettiği sonucu sahada göremedi. Üç büyükşehir kaybedildi. Muhafazakârların çok yoğun olduğu semtler, mesela Üsküdar, hayır dedi. Şimdi bütün bunlar çok sıkışmış, yönetilmesi çok zor olan Türkiye’ye doğru bizi götürüyor. Yani bir tarafta tüm yetkileri bir elde toplayan, tüm sorumluluğu dolayısıyla tek başına taşıyan bir kişi ve onun etrafında ürettiği bir hükümet olacak.

"Öyle bir sistem ki bu, hem yargı hem yasama üzerinde de önemli nüfuz hakkı olacak. Öte yandan da bu referandumla birlikte de bu güce rağmen yönetemeyeceği bir Türkiye’yi de aynı anda yaratacak. Bu olay, çok açık söylemek gerekirse, sağduyulu bir olay gibi gelmiyor. Siyaset açısından baktığımızda, Türkiye’de bir basiret kaybı yaşadık. Son bir sene Türkiye’nin kolay kolay tamir edemeyeceği olumsuz sonuçlar üretir diye endişeliyim. Çok uzun zaman alabilir tamiri. Burada var olan tehlikeyi görüp yeniden bir ortak akla dönme, yeniden toplumsal kesimler arasındaki ilişkileri kurmaya hevesli, o yönde bakan bir yönetim yapısı lâzım. Bu olur olmaz mı ondan da emin değilim. İnşallah olur."

'YÜZDE ELLİDEN BİRAZ FAZLA ÇIKMASINI YETERLİ SAYAMAYIZ'

Mahçupyan, "Burada herhangi bir yaptırım ya da tasarruf kararı almıyoruz. Yüzde 50’den biraz fazla çıkmasını yeterli sayamayız. Oyunun kurallarını değiştiriyoruz ve toplumun yarısı bu kurallarla oynamak istemiyor. O diğer yarısına herhangi bir şeyi empoze etmenin çok ağır sosyolojik ve siyasi maliyetleri olur. Bunlar uzun vadeli olur. Hakikaten geri dönüşü de çok zor olur. Umarım sağduyu galebe çalar" diye konuştu.

'AK PARTİ ARTIK MHP'YE MAHKUM'

Mahçupyan, referandum sonuçlarını MHP açısından ise şöyle değerlendirdi:

"MHP zaten istediğini aldı, şu anda hem iktidarın hem de bürokrasinin en önemli ortağı. Bu, MHP için çok iyi bir sonuç. Çünkü bundan sonra AK Parti’nin kendisine mahkum olduğunu gösterir. MHP bu işin kazananı. Yüzde 60 çıksaydı kazananı olmayacaktı ama yüzde 51 MHP’nin kazandığını gösteriyor bize. AK Parti artık MHP’ye mahkum. AK Parti kaybetti çünkü kendi başına bile yapabileceği bir şeyi başkasıyla beraber kendisini yıpratarak yaptı. Ders çıkarması gereken, AK Parti’dir. AK Parti’yi başından beri ve halen destekleyen biri olarak söylüyorum, şu ana kadar yaptığı en büyük yanlıştı.

"Büyük kentlerin kaybedilmesi, içeride bir tartışma yaratacaktır ama bunun siyasete yansıması konusunda kuşkularım var. Bunu görenler siyaseten öne çıkmıyor. Türkiye için bu bekleyişler pek hayırlı olmuyor. İhtiyacımız olan, tartışma ortamı ve AK Parti içinde o ortak aklın tekrar devreye girmesi. Olabilirse hayırlı olacak ama pek gerçekçi de görmüyorum."

'İYİ BİR CHP, AK PARTİ'DE YÜZDE 10-15 OY ALIR'

CHP'nin kendi seçmenini sandığa götürdüğünü de anlatan Mahçupyan, şöyle devam etti:

"Kendi tabanına hakim olma, hâlâ bir siyasi aktör olarak var olma şeklinde bir durumu var. CHP’nin neredeyse doğal sınırlarına gelmiş durumdayız. Partiyi aynı nitelikleriyle korumaya kalktıkları zaman da buradan daha fazla ilerleme şansı yok. Geleceğe yönelik dinamik analizin CHP üzerinde yapılma şansı yok. CHP, var olan durumlara artı ya da eksi refleks veren bir olarak kalacak demektir. Dolgu malzemesi olarak kalacak demektir. Muhalefeti böyle olduğu sürece iktidarın da seviyesi düşüyor. CHP, bu sonuçları Kemal Kılıçdaroğlu’nun zaafı ya da yenilgisi olarak okumayacak. Oradaki pozisyonunu güçlendirecek. Paralize olmuş bir genel başkan görüyorum.

"CHP seçmeni nezdinde başarılı görüyorum. Bütün seçimleri kaybetmesine rağmen orada kalmayı başardı. 35’e çıkmadı ama 15’e de inmedi. Yüzde 25’te kalmayı başaran birisi. Şunu söylemek de mümkün: Bugün iyi bir CHP olsaydı AK Parti’ye oy verenlerin, AK Parti tabanının yüzde 10-15’i o CHP’ye oy vermeyi düşünebilirdi. Nasıl ki AK Parti’nin iyi olduğu dönemlerde de demokratik açılımlar yaptığı dönemde de laik kesimin yüzde 10-15-20’si AK Parti’ye oy verdi. Bu geçişlilik var. CHP rahatlıkla 38’e çıkabilecek bir parti ama hâlâ insanları denize dökmekten bahsederseniz olmaz."