Bahçeli'den Akşener'e 'ziyaret' mesajı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den Meral Akşener'in referandum sonrası görüşmelerine isim vermeden tepki geldi. İdam cezasının 'acilen' TBMM gündemine getirilmesini isteyen Bahçeli, CHP'li Muharrem İnce'nin 'ikinci bir Ekmeleddin vakasına izin vermem' sözlerini de değerlendirdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, referandum sonrasında SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, eski başbakan yardımcısı Gültekin Uysal ve DP Genel Başkanı Gültekin Uysal'ı ziyaret eden Meral Akşener'e mesaj gönderdi. İsim vermeden Akşener'in 'merkez olmak için yeni parti kurmaya çalıştığını' söyleyen Bahçeli, "Akıllarınca bizi zora sokacaklardı. Siyaseti makam hastalıklarının tedavisi için araç olarak görenler bize tuzak kuruyorlardı. Fitne fesat dümenini çevirmekten keyif alıyorlardı. Hallerine baksanız, yoğurtlarını mayalayamazlar. Pelikan kuşları gibi davrananlar bizi isteseler de özümseyemezler" dedi.

"Pelikan Dosyası" adıyla Wordpress'te açılan bir blogda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında yaşanan anlaşmazlıklara dair iddialar içeren yazı, sosyal medyada gündem olmuştu. Yazıda, Erdoğan "Reis", Davutoğlu ise "Hoca" olarak tanımlanıyordu. Söz konusu yazıdan sonra Davutoğlu başbakanlık görevinden istifa etmişti.

'ACİL İDAM' ÇAĞRISI

Bahçeli'nin konuşmasında en çok alkış alan kısımsa idam cezasının 'acilen TBMM gündemine gelmesini istediği' bölüm oldu. Devlet Bahçeli, Rus ve ABD'li askerlerin YPG'lilerle fotoğraflarını da eleştirerek, "Güya ABD stratejik ortak, güya Rusya'yla ilişkiler iyileşiyor" diyen Bahçeli, "Kürdistan için hazırlık yapılıyor" dedi.

Grup konuşmasından çıkışında gazetecilerin sorularını ayrıca yanıtlayan Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'ye dönüşünün bir erken seçim işareti olmadığını belirterek, "2019'dan önce seçim olacağını sanmıyorum" dedi. Bahçeli, CHP Genel Başkan adayı Muharrem İnce'nin, "İkinci bir Ekmeleddin vakasına izin vermem" şeklindeki sözlerinin sorulması üzerine ise, "Muharrem İnce bey derinlikli konuşmuyor. Ekmeleddin bey halen milletvekilimizdir ve nasıl aday olduğunu da en iyi CHP'liler bilir. Gitsin kendi genel başkanına sorsun. Muharrem İnce bey biraz ince olsun" şeklinde konuştu.

MHP liderinin grup konuşmasındaki açıklamalarından başlıklar şöyle:

21 MAYIS'TA KONGRE YAPACAĞIZ: Biz parti olarak hem cumhuriyetin savunucusu, hem de siyasetin toplumsal kaynağı olduğumuzu söylerken dayanağımız bunlardır. Değişen şartlara değişmeyen tepkiler verilmesi, yanlış teşhisleri getirecektir. Değişim, başkalaşma olmadığı gibi, ilerlemek için elzemdir. Yeni çağın sorunlarına eski yöntemlerle yaklaşılması, en başta kaynak ve emek israfına yol açacaktır. Bu çerçevede, milliyetçiliğin 48 yıllık tecrübelerimizin yol göstericiliğinde sosyoekonomik sorunların çözümündeki kabiliyetini artırmaya çok ihtiyaç vardır. Kökleri farklı yerlere tutunan sorunlara karşı direnç gösterilmesi, milliyetçiliğin olgunlaşan dinamik yapısıyla doğru orantılıdır. Milliyetçiliğin etnik sorunlara yönelik teklifleri, ekonomik krizlere yönelik tedbirleri gözden geçirilmelidir. Çevre sorunlarından kadın haklarına kadar, özellikle Türk milliyetçiliğin yeni şartlar altında söyleyecekleri vardır. Olmalıdır. Yerel ve evrensel ölçekte meydana gelen tüm meseleler, şüphesiz milliyetçiliğin değerlendirmeleri arasındadır. Olmalıdır. Bu vizyon beslenmeyen, kalben benimsemeyen, kim ya da kimler varsa onlarla hesabımız mahşere kalmadan bu dünyada görülecektir. MHP, sırtında kurban kestirmeyecektir. MHP, elinde hançerle yürüyen siyasi çürümüşlere teslim olmayacaktır. Davasını bilmeyene ne tanık ne de kefil olunmayacağını yaşayarak gördük. Tamamladığımız 647 ilçe kongremizi mütakıben, 21 Mayıs'ta 41 ilimizde kongrelerimizi coşkuyla yapıp ne kadar inanmış kadrolara sahip olduğumuzu göstereceğiz. Bunu ısrarla görmek istemeyenleri ise yok sayacağız.

PELİKAN KUŞLARI GİBİ... Akıllarınca bizi zora sokacaklardı. Siyaseti makam hastalıklarının tedavisi için araç olarak görenler bize tuzak kuruyorlardı. Fitne fesat dümenini çevirmekten keyif alıyorlardı. Hallerine baksanız, yoğurtlarını mayalayamazlar. Pelikan kuşları gibi davrananlar bizi isteseler de özümseyemezler. Bunun bir hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardır. MHP'yi hedef alan saldırıların kumanda merkezinde şimdi yangın çıkmıştır. Üzerimize doğrultulan namlu ters tepmiştir. Muhataplarına dönmüştür. Rüzgar ekerken mutlu olanlar, fırtına biçerken şikayet etmemelidirler. 16 Nisan'da 'hayır' tercihinde bulunan vatandaşlarımızı siyasi kümeye dahil etme çabaları, ucube bir gayretkeşliktir. Göle maya çalmaya uğraşanlar, sandık sonuçlarını samimiyetle yorumlamaya çalışmalıdır. CHP kaosun dibindedir. Bugün "Oyun var" diye sızlananlar, dün bize karşı oynanan oyunlarda figüranlık rolüne bürünmekten utanmamışlardır. CHP'nin yanında hizalananlar ise dağılmış, vurgun yemiş haldedir. MHP'nin ülkülerini lekelemek isteyenler için oksijen çadırı görevi gören CHP, kazdığı çukura düşmekten kurtulamamıştır. Lafımızı esirgemeyeceğiz. 16 Nisan'dan hemen sonra yeni bir parti kurmak konusunda hava koklamaya yeltenenler, hayal aleminden çıkamayan siyasi mahluklardır. Türk milleti, herkese yerini göstermiştir.

KÜRDİSTAN İÇİN SON RÖTUŞLAR: Değerli arkadaşlarım. Altı yıldır süren Suriye iç savaşı, komşu coğrafyaları baştan aşağıya tesiri altına almıştır. Terör örgütlerinin bitmeyen saldırıları, özellikle Suriye'yi içinden çıkılmaz bir hale sokmuştur. Derin itilaf ve kanlı cepheleşme, nice felaketlere ortam açmıştır. Bilindiği üzere 30 Aralık 2016'da ateşkes ilan edilmiştir. Dördüncü Astana toplantısı, 3-4 Mayıs 2017'de yapılmış ve önemli bir dizi kararlar alınmıştır. Belli kısımları kapsayan çatışmazlık bölgeleri kurulmuştur. Teşkil edilen çatışmazlık bölgelerinde bundan sonra nasıl gelişmelerin olacağı mutlaka görülecektir. Önemli olan çatışmayı tümden yok etmektir. BM, çatışmazlık fikrini 2004'te ortaya atmıştır ancak hayata geçememiştir. Belirlenen bölgelerde herhangi bir çatışma olması halinde nasıl müdahale edileceği açık değildir. Hakem heyetinin nasıl ve kimler tarafından oluşturulacağı karanlık noktada kalmıştır. Oluşturulan çatışmazlık bölgelerin güvenli bölgelere dönüştürülüp dönüştürülmeyeceği de karanlıkta kalan noktalardır. Rusya ve ABD'nin YPG ile ilişkileri saklanamayacak derecede ortadadır. Aynı müttefiklik içinde bulunduğumuz devletlerin kanlı terör örgütleriyle hareket etmesi tarifi olmayan bir rezilliktir. Ha YPG, ha PKK, aralarında herhangi bir ayrım olmadığını cümle alem bilmektedir. PKK'nın elinde yeni nesil silahlar olduğu neredeyse kesindir. Şu işe bakınız ki, PKK'nın kullanım ve kontrolünde 18 adet yeni nesil füze sistemi olduğu ortadadır. Bunları kimler vermiştir? Sayın Erdoğan, Putin ile YPG'yi konuştuklarını açıklamıştır. YPG'li hainlerin yanında keyifle gülümseyen, manken gibi poz veren Rus askeri değildir, ABD askeri değildir de kimdir bu üniformalı kokuşmuşlar? İnkar bırakılsın. ABD ile Rusya YPG'yi arkalarına almakla nereye varmak istiyor? Ne yapmayı akıllarından geçiriyorlar? YPG'ye verilen silahlar çok geçmeden Türkiye'ye sokuluyor ve kanlı eylemlerde, alçak suikastlarda kullanılıyor. Türkiye alçak terör örgütlerin silahlı pratik yapma noktasına dönüşmüştür. Birkaç gün önce Haseke'de YPG'li teröristlerin düzenlediği törene ABD'li askerlerin de katıldığı ortaya çıkmıştır. Bu meydan okuyan bayağılık dostluk ve müttefiklik hukukuyla nasıl bağdaşacaktır? Suriye ve Irak'ta süren kaosun Türkiye'ye dönmesi konusunda yoğun bir gayret vardır. Güya ABD stratejik ortaktır, güya Rusya ile ilişkiler düzelmektedir... Kurulması istenen Kürdistan için adeta son rötuşlar yapılmaktadır. Önümüzdeki Ağustos ayı için çağrı ve değerlendirmeler peş peşe önümüze düşmektedir.

ABD İSTİYOR DİYE OLMAZ... Kerkük üzerinde hak iddia eden teröristler, Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit etmektedir. NATO şemsiyesi altında müttefiklik hukukuyla bağlı olduğumuz ülkeler, Türkiye karşıtı duruşlarından vazgeçmelidirler. Çok net diyorum ki, Türk milleti yedi düvel bir araya gelse kutsal topraklarını hedef alan Kürdistan fitnesine kesinlikle geçit vermeyecektir. Türk milleti birdir, beraberdir. Kovboy mantığı, millet azameti, kardeşlik iradesi karşısında hezeyana uğramaya mahkumdur. Biz bu kutlu toprakları nice bedel ödeyerek vatan yaptık. Gerekirse aynı bedeli gene öder, aynı badireleri yine göğüsleriz. İmanın karşısında duramayacaklar. Türkiye'nin önünde hiçbir musibet tutunamayacaktır. Okunan ezan, çekilen dert, kazanılan zafer, fert fert yükselmiş inanç ecdadımızdan kalan mirastır. Bunlara yüz çevirmek yok oluştur. ABD istiyor diye, Avrupa dağıtıyor bahanesiyle bu millet teslim olmayacaktır.

CEZA İSE CEZA, İDAM İSE İDAM İŞTE ER MEYDANI, İŞTE TBMM... Fransa'da cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tutu sonuçlanmış yeni cumhurbaşkanı açık ara seçilmiştir. Fransızların kararına saygı duymak esastır.  Bizim için asıl öncelik, iki ülke arasındaki diyalogların saygı çerçevesinde geliştirilmesidir. Bu seçim yapılmadan da AB'den gelen çarpık mesajlar buna işaret etmektedir. Almanya'nın başını çektiği birlik ülkelerin adeta Hıristiyan kulübü gibi hareket etmekte bir sakınca görmezken, ön yargılarının esiri olmaktadır. PKK'ya bakışı son derece rahatsız edicidir. Sürekli gergin halde bulunan Türkiye'nin AB macerası aslında anlam ve bağlayıcılığını çoktan kaybetmiştir. AB'nin siyasi denetim kararından sonra inandırıcılığı yok denecek kadar azalmıştır. Türkiye AB'nin şamar oğlanı hiç değildir. Öyle ki idam cezasının AB ülkelerinin bütün değerlerine aykırı olduğu iddia edilmiştir. Terör örgütlerine destek vermek AB değerlerinin bir parçası mıdır? PKK ve FETÖ destekçilerinin elinden tutumak AB değerlerinin neresinde yazılıdır. İdam cezasının getirilmesi hazırlanacak teklif ya da tasarının TBMM'de görüşülüp kabul edilmesi hususunda MHP vardır, buradadır. Bu bahsin kapanması acilen beklemektedir. Vatan hainlerine ceza ise ceza idam ise idam. İşte er meydanı işte TBMM. Biz dün ne söylüyorsak aynı noktadayız. İdam cezası toplumsal bir talep midir? Evet. O halde durmayalım, alttan almayalım. Türkiye'nin kendi göbek bağını nasıl keseceğini gösterelim.