'Danıştay'da hâkimler salona hapsedildi'
CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Danıştay'daki törenden ayrılırken salonun kapılarının kapatıldığını belirterek, "Cumhurbaşkanı'nın haberi var mı bilmiyorum ama hakimler ve savcılar salona hapsedildi. Hakimler hangi tehdidi oluşturuyor ki böyle bir uygulama yapılıyor?" diye sordu.
DUVAR - Selin Sayek Böke'nin istifasının ardından CHP Sözcülüğü görevine seçilen Bülent Tezcan bugün ilk toplantısını düzenledi. Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'ün OHAL ve KHK'yı savunarak, başkanlık sistemini savunmasını eleştiren Tezcan, açlık grevindeki akademisyenler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'yla da dayanışma içinde olacaklarını söyledi.
Tezcan'ın konuşmasında şu başlıklar öne çıktı:
ÖLDÜKLERİ ZAMAN MI HATIRLAYACAKSINIZ?: OHAL ve KHK'ları bir hukuk devleti olmanın gereği gibi yutturmaya çalışan yüksek yargı anlayışı bir tarafta devam ederken, işlerinden ihraç edilip haklarını arama imkânı bulamayan kamu görevlilerinin her türlü demokratik yolu deneyerek haklarını arama mücadelesi sürdürdüklerini biliyoruz. Açlık grevinde 2 kamu görevlisi, Nuriye Gülmen ile Semih Özakça Ankara'da kritik eşiğe doğru hızla sürükleniyor. Protestosunu açlık grevi ile yürütenlere hükümet ciddi ve vahşet derecesinde diye ifade edebileceğimiz bir ilgisizlik içerisindedir. Aileler hükümet yetkililerinin kendileri ile konuşmasını istiyorlar ama bugüne kadar canını ortaya koyan evlatlarının derdini hükümet yetkilisine yüz yüze anlatmak için talep ettikleri randevuyu alamıyorlar. Öldükleri zaman mı hatırlayacaksınız. Genel başkanımız Numan Kurtulmuş ve Binali Yıldırım'a iletmiştir. Biz de bir kere daha hükümeti bu noktada sorumlu davranmaya davet ediyoruz.
DIŞ POLİTİKA ÇÖKTÜ: Türkiye 15 yıllık AK Parti iktidarı döneminde dış politikası iflas etmiş bir noktaya sürüklenmiş. Devletin dış işleri birikimini yok eden anlayış, Türkiye'yi tüm uluslararası ilişkilerde çaresiz, rotası bozuk bir gemi durumuna düşürmüştür. Bugün Cumhurbaşkanı'nın ABD ziyareti öncesi, tam da bu çürümüşlüğün çarpıcı neticeleri ile karşı karşıya kaldık. ABD'ye gönderilen ön inceleme heyeti, dış işleri kadrolarından oluşturulmadı. Genelkurmay Başkanı ve MİT'in içinde yer aldığı bir ön inceleme heyeti gönderilerek orada neyin mesajının dahi verileceği belli olmayan bir çarpık sürecin içine girilmiştir.
YPG KARARI KABUL EDİLEMEZ: Henüz ön heyet oradayken ABD YPG'ye ağır silahlar vereceğini ilan etmiş ve karar vermiştir. Bu Türkiye için kabul edilebilir bir şey değil. Bölgede söylediği bütün temel argümanlara karşı NATO müttefikimiz olan ABD'nin çok ciddi bir problemidir. Böyle bir tablo kuşkusuz hepimizin şiddetle reddedeceği bir tablodur. YPG'ye ağır silahlar verilmesi demek hem bölge güvenliğinin hem de Türkiye'nin bütünlüğünün tehdit altına alınması demektir. Cumhurbaşkanlığı makamı ve hükümet olmak üzere Türkiye'nin zayıf bir pozisyonda olması düşünülemez. Bu nedenle sayın Cumhurbaşkanı'nın, kararın arkasından ABD ziyaretini ciddi olarak bir kere daha gözden geçirmesi ve yeniden değerlendirmesi gerekir diye düşünüyoruz.
ATATÜRK'E HAKARET ÖZEL BİR PROJE: Bugüne kadar tarihçi kılığına bürünmüş bazı sahtekarlar, özellikle iktidar imkânları tarafından semirtilmiş bir takım medya kuruluşlarına çıkarak Büyük Önder Atatürk'e ve ailesine hakaret etmeyi maharet haline getirdiklerini görüyoruz. Bunlar sıradan olay değil. Bunlar planlı yayınlar. Özel bir projenin parçası...
HAYIRI KONUŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ: Referandum sürecini konuşmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımız AİHM'deki başvurularına dair çalışmaları ciddi hazırlıkları sürüyor. Hayır buluşmasını büyütme mücadelemiz devam edecek.
HSK OYLAMASI: CHP olarak Meclis'teki Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üye oylamasına katılmayacağız.