AK Parti Milletvekili Necdet Ünüvar: Darbeler bir iktidar hırsızlığıdır

15 Temmuz darbe girişiminde bombalanan Meclis’te yaşananları kitaba dönüştüren AK Parti Milletvekili Necdet Ünüvar, darbelerin bir iktidar hırsızlığı olduğunu söyledi. Doktor olan Ünüvar’a göre darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL, kanama geçiren hastaya acil müdahale olarak görülmeli.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Darbelerin bir iktidar hırsızlığı olduğunu söyleyen AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar, Olağanüstü Hal’i tıptaki acil müdahaleye benzetti. Son bir yılda hükümetin samimi bir çaba içinde ve başarılı bir süreç işlettiğini söyleyen Ünüvar’a göre yanlış varsa bunları da OHAL İnceleme Komisyonu ile düzeltmek mümkün olacak.

AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar, 15 Temmuz darbe gecesi Meclis’te yaşananları “Gazi Meclis’te O Gece” ismiyle kitap haline getirdi. O gece Meclis’te bulunan milletvekilleriyle tek tek röportajlar yapan, tutanakları inceleyen, fotoğrafları bir araya getiren Ünüvar ile 15 Temmuz darbe girişimini ve sonrasında yaşananları konuştuk.

Ünüvar’ın sorularımıza yanıtları şöyle oldu:

15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece Meclis’e gelen milletvekilleri arasındasınız. O gece burada sabahladınız. Ertesi gün de olağanüstü Meclis toplantısına katıldınız. Bugünkü oturumda 1 yıl önceki hava yoktu. Neden?

15 Temmuz 2016’da ülke hain bir darbe teşebbüsü ile karşı karşıya kaldı. İlk başta fark edemedik. Saat 10.30-11.00’de Sayın Başbakanımızın “kalkışma” açıklaması, saat 00.24’te Cumhurbaşkanımızın CNN’deki sözleriyle bir darbe teşebbüsü olduğu ortaya çıktı. O andan itibaren herkesin bir şey yapma çabası vardı. İş makinaları ile tankların geçişini engellemeye çalışanlar, Akıncı Üssü’nde uçakların kalkmasına dönük engelleme çabaları, İncirlik’te Valinin uçakların kalkışına izin vermemesi gibi birçok olay yaşadık. Hepimiz bir şey yapma arzusu içindeydik. Böyle Meclis’e geldik.

DARBELER BİR İKTİDAR HIRSIZLIĞIDIR

O gün Meclis’te neler yaşandı?

O gün Meclis’e Ak Parti’den 81, CHP’den 16, MHP’den 10 olmak üzere toplam 107 milletvekili geldi. Darbeler bir iktidar hırsızlığıdır. Halkın vermediği bir iktidarı silah zoruyla almaya çalışırlar. “Darbeler iktidara karşı yapılır” diye düşünülür. O saatlerde Meclis’te CHP milletvekillerinin bulunması sevindiriciydi. Daha sonra CHP, MHP Grup Başkanvekilleri geldi. Meclis Başkanı, kürsüden aşağı inip, “Gelin size bir demokrasi öpücüğü vereyim” dedi. O andaki haleti ruhiye ülkeyi korumak, kollamaktı. Bu ülkeden başka ülkemiz olmadığını tam olarak hissetmekti. Şu anda da aynı durumdayız. Bugün de sığınacak başka bir ülkemiz, tutacak başka bir dalımız yok.

Hem genel kurul hem sığınakta beraber o anları yaşadık. Orada bulunan gazetecilerden biri de sizdiniz. Sizi de kutluyorum. Sizde de bir korku işareti görmedim. Koridora çıktığımızda “aman hocam kaçalım” dediğinizi duymadım. O gün yaşanan duygu 7 Ağustos’a kadar gitti. 7 Ağustos Yenikapı’ya gelindiğinde Kılıçdraoğlu’nun ayaklarının geri geri gittiğini hissettik. Buna rağmen Yenikapı’ya gitti. 5 milyon insan toplandı. 26 milyon insan televizyondan o anı izledi. Tam bir birlik bütünlük havasıydı. Sonrasında özellikle OHAL ve KHK üzerinden bir tartışma başlatıldı. Darbeci generaller atılıyor, sonra cızırtılı bir ses “ordu zafiyete mi uğruyor” diyor. Ordunun zafiyete uğradığı yok. Darbeye teşebbüs etmiş adamı ordudan atıyorsunuz. Bundan tabii bir şey olamaz. Mağduriyet üzerinden bir algı oluşturma çabasının arttığını gördük. Bu doğru bir yaklaşım değil.

Peki hükümet ne yapıyor? Sizce nasıl yaklaşılmalı?

27 Mayıs darbesi, 1971 muhtırası, 1980 darbesi ve 28 Şubat post-modern darbesine bakın. Bu dört darbeye baktığınızda, bu darbelerin sonrasında, yeni darbelerin oluşumunu önlemek adına atılmış tek bir adım yoktur. Bu ülkede 10 yılda bir darbe oluyor, “Bu darbeleri nasıl önleyebiliriz” diye bir adım yoktur. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra atılan adımları hiç öyle görme eğilimi yok. Hep bir algı oluşturma çabası var.

İhraçlarla ilgili hükümet kanadından da kurunun yanında yaş da yanabilir şeklinde açıklamalar yapıldı. Bu hata yapılabileceğinin kabulü anlamına gelmiyor mu?

Bunun için OHAL İnceleme Komisyonu kuruldu. Gerçekten haksız yere atılan var mıdır? Bir mağduriyet söz konusu mu diye çalışıyor. Öncesinde de Valilikler de itiraz mekanizması kuruldu.

OHAL’E KANAMALI HASTA BENZETMESİ

İhraçların yanı sıra bu süreçte KHK’larla Meclis’in de işlevsiz kılındığı eleştirileri getirildi. Sonuçta Meclis’teki tüm siyasi partiler darbeye karşı ortak duruş sergiledi. Tüm bunlar Meclis’te yapılamaz mıydı?

Ben doktorum. Midesinde ülser olan bir hasta var. Cerrahi müdahale lazım. Doktor 1 ay sonrası için ameliyat tarihi vermiş olsun. Ama hastanın bu arada kanaması olmuş. Bu durumda hastayı bekletir misiniz? Acil müdahale edilmesi gerekir. OHAL’i biraz böyle görmek lazım. Bunların doğru zeminlerde konuşulup tartışılması gerek. Ama tribünlere oynandığını görüyoruz. İşte adalet için yürüdüklerini ifade ediyorlar. Adalet bir milletvekili ile ilgili işlem olduktan sonra mı aklına geldi? Bakıyorsunuz bunun önceden planı programı söz konusu. Bu nedenle atılan adımların gerçekçi zeminlere oturması gerek. Kaldı ki CHP’nin kendi içinde karmaşa var. Davetiye krizi diyorlar ama “Katıldık-katılmadık açıklamaları geliyor. Daha önce de parti sözcüsünün bir açıklamasını bir başka parti yöneticisi düzeltti. Şimdi Meclis başkanını suçluyor, “çağırdınız-çağırmadınız” diye. Siz kendi içinizde bir karar mekanizması oluşturamamışsınız. Başka bir takım noktaları eleştiriyorsunuz. Ben Meclis’in 15 Temmuz oturumunda 15 Temmuz 2016’nın ve yeni 15 Temmuz’lar olmaması için neler yapılması gerektiğini konuşmamız gerektiğini düşünüyorum, ama Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında bunu görmedim.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlayan mücadele sizce ne kadar başarılı oldu?

Yaklaşık 40 yıldır bu işin hesabını yapan bir örgütle karşı karşıyayız. 2010 referandumu sonrası HSYK seçimleri, MİT müsteşarına operasyon, Gezi olayları, 17-25 Aralık gibi gelişmelere baktığınızda uzun yıllara yayılmış bir örgütsel yapı var ve siz o yapıya dönük bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. O darbeye giden yolları önlemeye çalışıyorsunuz. Yargı, emniyet, TSK içindeki yapılanmayla mücadele ediyorsunuz. Bir yandan geniş bir istihbarat yapmanız, bir yandan bunların darbeyle ilişki ve iltisakını tespit etmeniz gerekiyor. Son 1 yıla baktığımızda hükümetin çabasının oldukça samimi olduğunu ve önemli ölçüde başarılı olduğunu görüyorum.

Darbe girişiminin siyasi ayağı ortaya çıkarılmadı eleştirileri var. “Sızma” deniliyor ama bu atamaları yapanların sorumluluk üstlenmesi gerekmiyor mu?

AK Parti kendi içinde bunu tartışıyor ve teşkilatları ile gerek merkezi gerekse yerel teşkilatlarda FETÖ ile ilişkili olanlarla ilişkisini kesiyor. Bunun için geniş bir çalışma yapılıyor ve bu çalışmaların inşallah sağlıklı bir süreçle sonuçlanacağını düşünüyorum.