Baydemir: Özür kapı aralayabilir
Van'da devam eden 'Adalet ve Vicdan Nöbeti' 3'ncü gününe girdi. Gazetecilerin ve vekillerin tutuklanmasına tepki gösteren Baydemir, "Bir başlangıca ihtiyaç var. O başlangıç da şu: Selahattin Demirtaş ve onun şahsında bütün HDP seçmeninden ve halktan özür dilemendir. O özür yeni bir kapı aralayabilir" diye konuştu.
DUVAR - HDP'nin başlatmış olduğu, 'Adalet ve Vicdan Nöbeti' Van'da 3'ncü güne girdi. Günün ilk açıklamasını HDP Sözcüsü Osman Baydemir yaptı. Baydemir, gazetecilerin ve HDP'li vekillerin de tutuklanmasına karar veren bir birim olduğunu belirtti. Konuşmasında tutuklu gazeteci Ahmet Şık'a da değinen Baydemir "Ahmet Şık sizi yargılıyor" dedi.
Baydemir'in konuşmasınından öne çıkan başlıklar şöyle:
ERDOĞAN DOĞRU SÖYLÜYOR... Bizim yapmamız gereken bir çıkış yolu bulmaktır. Muhalefetin görevi her zaman muhalefet etmek de değildir. Aynı zamanda yol yöntem önermektir. Alternatif sunmaktır. Bir diğer görev de doğruya ‘doğru’ demektir. Mesela AKP Genel Başkanı Erdoğan, bundan 2 gün önce Rize’de çok doğru bir söz söyledi. Partim adına da doğruluyorum. Ne demişti: Allah’ın bize verdiği Ayder bambaşka ama biz Ayder’i kirlettik, rezil ettik. Doğru, siz kirlettiniz, rezil ettiniz. Bu sadece Ayder’le sınırlı değil. Ayder, sizin 15 yıllık iktidarınızın çevre politikasının özetidir. Sadece Ayder mi? Hasankeyf, Allianoi, Van Gölü. Bakın Van Gölü ile Van halkı arasına utanç duvarı örülüyor. Bendamasi mıntıkasında 2 derenin yönünü değiştirdiniz. 40 mahallenin nüfusu ekmeğinden oldu. Van’ın kimliği haline gelmiş bir pencereyi kapattınız. HES’lerle ters göçün önüne geçtiniz, milyonlarca İnci Kefali telef oldu. Nasıl ki Ayder’i kirlettiniz, şimdi aynı uygulama Van’da yaşanıyor.
KURULUŞ İDDİANIZDAN VAZGEÇTİNİZ: Bu kirlenme sadece çevre politikalarıyla mı sınırlı? Hayır, yaşamın her alanında mevcut. 14 yıl önce iddia olarak ortaya koyduğunuz değerlere baktığımızda sadece kirlettiniz. Yoksullukla mücadele dediniz, nan’a (ekmeğe) muhtaç hale getirdiniz. Rızkı veren Allah dediniz evet doğru. Ama siz şu anda şirk koşuyorsunuz. 130 bin insanın ekmeğine el koydunuz. Yetmedi, eşini, annesini, babasını nan’a muhtaç etiniz. Nasıl bir akıldır, nasıl bir kindir nasıl bir hırstır bu? Kuruluş iddianızdan tümüyle vazgeçtiniz.
BALUKEN TAM DA BENİM YAPTIĞIMI YAPTI: Grup Başkanvekilimiz İdris Baluken, yiğit bir siyasetçi, halkının evladı, cunta kalkışmasından hemen sonra 4 siyasi partinin imzaladığı deklarasyonda imzası var. Ortak bir duruş sergilendi. Sen Baluken’i cezaevine gönderdin. Baluken’e yönelik suçlamalar sadece yaptığı konuşmalardır. AKP Genel Başkanını eleştirmek benim görevimdir, ödevimdir. Ben bunu yapmazsam halkıma karşı sorumlu olurum. Baluken ne yaptı, tam da şu anda yaptığımı yaptı. Ama şimdi cezaevinde. 30 Ocak 2017’de mahkeme Baluken hakkında tahliye kararı verdi. Kararı verirken de AYM içtihadını gösterdi. Doğru bir karardı. Bu kararı veren mahkeme heyeti başka yerlere sürgün edildi. Bu sadece İdris Baluken’i yargılayan heyete verilen bir ceza değildi. Bütün mahkemelere verilen bir gözdağı idi. 3 Şubat 2017 tarihinde CİMER sistemi üzerinden sözüm ona Cumhurbaşkanına bir şikayet gelmiş. O mektupta denmiş ki “Baluken niye tahliye edilmiş”. O dilekçe Adalet Bakanlığı'na gönderilmiş, hemen sonra Adalet Bakanlığı ilgili mahkemeye talimat vermiş. Ve sadece 2 hafta tedavi gördüğü hastanede yeniden gözaltına alındı. Yargının neresi bağımsız? Bu ülkede adalet yok. Adaleti bitirdiniz.
ÖZÜR DİLE... Bir başlangıca ihtiyaç var. O başlangıç da şu: Selahattin Demirtaş ve onun şahsında bütün HDP seçmeninden ve halktan özür dilemendir. O özür yeni bir kapı aralayabilir. Bak sen 2-3 gün önce Guantanamo modelinden ilham aldığını, tek tip elbiseye geçeceğini söyledin. O günden bugüne 7 cezaevinde gardiyanlar mahkumlara saldırıyor. Hemen yanı başımızda Van T Tipi'nde de benzer bir olay yaşandı.
SİZ AHMET ŞIK'I YARGILAMIYORSUNUZ: Siz Ahmet Şık'ı yargılamıyorsunuz, Ahmet Şık sizi yargılıyor. Arada tek fark var 'Onlar sizi tutuksuz yargılıyor.' Şimdi soruyorum bu ülkede yargının neresi bağımsız? Sarayda bir birim var. "Sarayda senin deyiminle külliyede bir birim var. Bu birim HDP'li vekillerden hangilerinin tutuklanacağına, hangisinin tutuksuz yargılanacağına, gazetecilerden kimin tutuklanacağına, kimin tutuksuz yargılanacağına karar veriyor. Bu birim kararları Adalet Bakanlığı'na bildiriyor. Çok açık ve net söylüyorum Kürt düşmanlığı ve Kürt karşıtlığı politikası size kazandırmadı, kazandırmayacak. Bakın Baas Rejimi'nin sonunu getiren iki temel var. Biri neredeyse 40 yıl süren Kürt politikasıydı. Kuveyt'in işgali nasıl bir sonuç çıkardıysa Afrin işgali de aynı sonucu doğuracak. Bu politikanızdan bir an önce vazgeçin.
BAŞKALARININ KIRMIZI ÇİZGİSİ YOK MU? Erdoğan'ın dönüp dolaştığı yer, 'Bizim kırmızı çizgimiz var' diyor. Başkalarının kırmızı çizgisi yok mu sanki? Senin bu kırmızı çizgine halk kırmızı kart çıkarttı. Adalet ve Vicdan Nöbeti'miz bu kirliliklerden kurtulmak içindir. Seçimle geldin seçimle gitmeyi kabul etmelisin. Bak biz seçimle geldik seçimle gitmeyi başımız üstüne kabul ederiz. Siz seçimle gitmemek için savaş çıkartıyorsunuz. Bunu müzakere masasında gördük. Eğer tersi olsaydı bugün Şırnak, Silopi, Nusaybin yıkılmazdı. 2 yıldır 10 bini aşkın insanın hayatı perişan olmazdı, bu kadar insan toprağa düşmezdi. Bu ülke acı çekmesin diye, faşizm kurumsallaşmasın diyedir bu Adalet ve Vicdan Nöbetimiz. Faşizmin panzehiri cesarettir, faşizmin panzehiri adalet ve vicdandır.
AKP-MHP KOALİSYONUNDAN VAZGEÇMELİSİN: Savaş tepeden tırnağa kirletir. Şemdinli'de 87 yaşındaki kadına işkence yapmak nedir? Gencini, yaşlısını işkenceden geçirmek kirletmek değildir de nedir? Eğer o görüntüler Gazze'de yaşanmış olsaydı feryat edilecekti. Peki neden olanlara ses çıkartmıyorsun? Bunun tek cevabı var: Kürt annesi olduğu için. O işkence karşısında sessiz kalan, dilsiz iblistir. O işkenceye karşı susmayan, hangi siyaset partisi olursa olsun hangi partiye oy vermişse versin herkese teşekkür ederim. Eğer kirlenmekten vazgeçeceksen savaştan, Kürt karşıtlığı politikadan vazgeçmelisin. Ve seni buraya getiren AKP - MHP koalisyonundan vazgeçmelisin.
MAHKEME 'DEMİRTAŞ'IN SUÇ YOK' DİYOR: 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanı adayıydı. Şu an Erdoğan sarayda, rakibi olan Demirtaş cezaevinde. Bu, demokrasinin, ahlakın neresine sığıyor? Çıkıp diyorsun 'terörist' diyorsun 6 - 7 Ekim olaylarını gerekçe gösteriyorsun. Hiç Allah'tan korkmuyor musun? Bir lider toplumu neden kandırmaya çalışır. HDP barajı 2015'de aştı. Yani Kobani olaylarından 1 yıl sonra. Eğer sessiz kalınıyorsa, eğer demokrasi güçleri seslerini birleştirmezse faşizm korkusunu topluma zorbalık olarak dayatacak. Eğer sesimizi birleştirirsek faşizmin gerilemekten başka şansı kalmaz. Bakın Ankara 2. Ağırceza Mahkemesi diyor ki 'Demirtaş 6 - 7 Ekim olaylarından yargılanamaz çünkü böyle bir suç yok' Eğer bu suçsa peki 15 Temmuz'da milleti dışarı çıkardın, 250 insan hayatını kaybetti. O zaman sen de suçlusun. Kılıçdaroğlu tutuklanırsa hiç şaşırmayın. Ama eğer sessiz kalırsak faşizm zorbalığını dayatmaya devam edecek. Ama bugün burada sesimizi ortaklaştırırsak emin olun faşizmin gerilemekten başka şansı yok.Daha fazla kirletmemeniz için daha fazla bu ülkeyi dış dünyaya rezil etmemek için faşizmi durduracağız.