Baydemir: Nuriye ve Semih'e adalet borcumuz var
HDP'nin, Diyarbakır’da başlattığı, İstanbul'da sürdürdüğü ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti'nin 3’üncü durağı Van'da sürüyor. Basın toplantısında konuşan HDP Sözcüsü Baydemir açlık grevindeki eğitimcilerin durumuna değindi.
DUVAR - 'Vicdan ve Adalet Nöbeti'nin 3’üncü ayağı Van’da devam ediyor. Nöbetin dördüncü gününde açıklama yapan HDP Parti Sözcüsü Osman Konuşmasında tutuklu vekiller, gazeteciler ve açlık grevindeki eğitimcilere de değinen Baydemir, "Onlara adalet ve vicdan borcumuz var" dedi.
Baydemir'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
SAVUNMA MAKAMI TEHDİTLE KARŞI KARŞIYA: Adalet duygusunun kendisi ağır bir saldırı altında. Neredeyse 5 bini aşkın hakim ve savcı açığa alındı, tutuklandı. Şimdi tek tip bir yargı inşa etmenin çabası içindeler. Yargıyı, muhalefeti susturmanın bir sopası haline getirmek istiyorlar. En son Adalet Bakanlığı bir avukatlık talimnamesi yayımlamış. Bu genelgede, hakkında herhangi bir isnat bulunan avukatlar cumhuriyet başsavcılığı keyfiyetiyle ilgili davalardan el çektirebiliyor. Savunma makamı bir tehdit ile karşı karşıya. Savunma hakkının kutsallığına riayet edilmelidir, yargı bağımsızlığı gibi. Savunma özgür değilse yargının özgürlüğünden söz edilemez.
ADALETİN ÖNÜNDE SET OLUŞTURAMAZSINIZ: Nasıl ki Guantanamo’dan ilham alanlar cezaevlerinde tek tip elbise dayatıyorlar. Şimdi de yargıda tek tip savunma oluşturmaya çalışıyorlar. Bu genelge Guantanamo’dan ilham alanların yargıyı getirmek istedikleri son noktadır. Hak savunucuları olan avukatlar avukatlık mesleğinin ellerinden alınması tehdidiyle karşı karşıya. Sizler ne yaparsanız yapın halkın adalete erişme çabasının, mücadelesinin önünde set oluşturamazsınız.
ERDOĞAN MUHALEFETTEN KORKUYOR: Selahattin Demirtaş, milyonların gönlünde taht kuran bir siyasi lider. Siz AKP Genel Başkanı Erdoğan, siz dünya lideri olma iddianızı her fırsatta dile getiriyorsunuz. Yüzde 50’nin temsilcisi olduğunu söylüyorsunuz. Nasıl olur da toplumun yüzde 50’sinin desteğini aldığını söyleyen bir lider yüzde 13’ün desteğini alan bir liderden korkar? Siz tarihe muhalefetten korkan lider olarak geçeceksiniz. Siz tarihe seçimle elde edemediği belediyeler, silah zoruyla ele geçiren lider olarak geçeceksiniz.
DEMİRTAŞ'IN DİLEKÇESİNE YER VERMİYOR: Tamı tamına 25 gündür Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, Meclis Başkanından yanıt bekliyor. AYM’ye dava açtık. Adalet Bakanlığı bir dilekçe gönderdi ve dedi ki; Demirtaş’ın tutuklu olması Meclis faaliyetlerini ifa etmesine engel değildir. Demirtaş da “madem tutuklu oluşum engel değil, kurun SEGBİS’i grup toplantısında konuşacağım“ dediği bir dilekçe gönderdi Meclis Başkanına. 25 gündür yanıt yok.
HDP GERİ ADIM ATMAYACAK: HDP’nin tasfiye edilme operasyonu, legal siyaseti tasfiye etme çabası bugün bile devam ediyor. Antalya’da, Mersin'de, Adana’da ve pek çok yerde HDP aktivistleri, üyeleri, il başkanları gözaltına alınıyor. Şu ana kadar 6400’ü aşkın aktivistimiz, 750’yi aşkın il ve ilçe yöneticimiz tutuklandı. HDP geri adım attı mı? Atmadı. Atmayacağız. Biz vicdan diyoruz, onlar vicdansızlıkta ısrar diyorlar. Biz adalet diyoruz, onlar adaletsizlikte ısrar ediyorlar. Hiç şüpheniz olmasın kendi hukuklarıyla yargılanacaklar ve mutlaka hesap verecekler.
ŞAPATAN'IN ÜSTÜ ÖRTÜLECEKTİ: Legal demokratik siyaset neden olmazsa olmaz olduğunun ispatı Şapatan köyünde bir kez daha açığa çıktı. Düşünün, bir gece yarısı halk meydan dayağından geçiyor, şişleniyor, hakaretlere maruz kalıyor. O şehrin valisi sosyal medyada dolaşan fotoğrafların örgüt propagandası olduğunu söylüyor. O propaganda değil işkencenin teşhiridir! Eğer HDP olmasaydı o vahşetin üstü kapatılacaktı. HDP heyetinin çalışmaları sonrası vali çark etti ve bir polisin açığa alındığını ve soruşturmanın başlatıldığını ifade etti. Onlarca insanın darp edilmesi tek bir polisin suçu mu, hayır kurbanlık koyun seçmişler. Talimatı veren kim, bunu saklamaya çalışan kim? Her kim ki kamu görevlisine "sen görevinin dışına çık, yargılanmayacaksın" diyorsa esas suçlu odur.
TECRİT KALKANA KADAR ÇABAMIZ SÜRECEK: AKP Genel Başkanı kendi tabiriyle siyasi bir gelecekten geldiğini söylüyor. Guantanamo örneği insanlık onurunun kendisine saldırıdır. Bu bir paradoks mudur, kendi varlık nedenini ortadan kaldırma mıdır? Bu beyan hangi badem aklının fikridir. Bu fikir ancak bir badem kadar aklı olanın fikri olabilir. Reddediyoruz. Bir daha bu ülkeye 12 Eylül yaşatılmaması için var gücümüzle çabamızı ortaya koyacağız. Tüm bu yaşananların temel nedeni bu ülkede savaş olmasından kaynaklıdır. Niye savaş var, niye çatışma var? Çünkü hükümet varlığını savaşa borçlu. Çatışmasızlığı sağlayan en önemli gelişme Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıydı. 2011 - 2012 yılları şiddetin doruğa çıktığı yıllardı. Hemen hemen her gün onlarca insan toprağa düşüyordu. Tecrit kaldırıldı, müzakere yöntemiyle sorunun aşımı konusunda adım atıldı. 5 Nisan’a kadar devam etti. 5 Nisan 2015’ten bu yana İmralı’da tecrit uygulanıyor. 122 haftadır, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir tecrit uygulanıyor. Bir kez daha tecride, savaşa, çatışmaya karşı net duruşumuzu ortaya koyuyoruz. Eşitlik özgürlük gelinceye kadar, tecrit ortadan kalkıncaya kadar, gasp edilen tüm haklar haklılara teslim edilinceye kadar vicdan ve adalet çabamız devam edecektir.