Kılıçdaroğlu, Adalet Kurultayı'nı açtı: Berberoğlu'nun tutuklanması bardağı taşırdı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Kurultayı'nın açılış konuşmasını yaptı.
DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kocadere Kamp Alanı'nda 4 gün sürecek Adalet Kurultayı'nın açılış konuşmasını yapıyor. Kılıçdaroğlu konuşmasında 'Adalet Yürüyüşü'nün' neden başladığını anlattı. CHP lideri konuşmasında tutuklu CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının bardağı taşıran son damla olduğunu dile getirdi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;
ADALETLİ TÜRKİYE İSTİYORUZ
Çanakkale'yi geçilmez yapanların topraklarındayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önsözünü yazdığı topraklardayız. Ve onlar, Çanakkale Savaşı'nı verenler, hep birlikte mücadele ettiler. Bu memleketin acıyla, kanla kurulduğunu Çanakkale bize hatırlatıyor. Adalet Kurultayımızın Çanakkale'de olmasının bir anlamı var. Biz biriz, bütünüz, vatanseveriz. Biz adaletli bir Türkiye istiyoruz.
Çanakkale destanı yazıldı ama fazla sürmedi, 3 yıl sonra Çanakkale'den tek bir mermi bile atmadan düşman gemileri İstanbul'a gitti. Dolmabahçe'nin önünde demirlediler ve başkenti ele geçirdiler. Gazi Mustafa Kemal, yeni bir mücadelenin önünü açtı. Bugün 26 Ağustos, 1922'de Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın başladığı gündür bugün. Onlara her zaman şükran borçluyuz. Herkese saygı duyduğumuz gibi bu ülke için kanını, canını veren herkese şükran borçluyuz.
Adalet Kurultayımızın ana teması; biz farklılııklarımızla bir arada bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine nasıl yaşayacağız? Biz adalet mücadelesini aslında yeni başlatmadık. Bu mücadele insanlık tarihi kadar eskidir.
ENİS BERBEROĞLU'NUN TUTUKLANMASI BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA
Bu ülkede 20 Temmuz darbesine ve o darbecilerin tümüne karşıyız biz. Mücadeleyi nasıl başlattık. Sarayın 15 Temmuz'u ve 20 Temmuz'dan sonra bir darbe gerçekleşti. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir sivil darbe gerçekleşti. Üniversiteden binlerce akademisyenin görevine son verildi. Her yerde her ortamda bunları söylemeye gayret edeceğiz. Enis Berberoğlu'nun tutuklanması bardağı taşıran son damla olmuştur. Ve yürüdük. "Yürüyemezsiniz" dediler, yürüdük. "Yolda kalırsınız" dediler, yürüdük. "Bu ülkede adalet var, niye yürüyorsunuz?" diyemediler.
Bir bilge şunu söylüyor. Dünyanın bütün nehirleri bir kişinin adalete susamışlığını gidermeye yetmez. Sizler buraya adalet için geldiniz. Adaleti savunmak için geldiniz. Dolayısıyla biz adalet yürüyüşümüze bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Bir anket yapılıyor. Yakın dönemde bir anket yapılıyor. Herhangi bir nedenle yolunuz adliyeye düştüğünde hakkınızda adil bir karar vereceğinize inanıyor musunuz? Bu soruya 'Evet, adil bir karar çıkar' diyenlerin oranı yüzde 19. 'Hayır, adil karar çıkmaz' diyenlerin oranı yüzde 73. Kararsızların oranı da yüzde 8.
BU MUDUR ADALET?
Bir yerde büyükşehir belediye başkanısınız, hükümet size kızıyor. 397 yıl hapisle yargılanıyorsunuz. Dava devam ediyor, sizi yargılayanlar cezaevine giriyor, siz beraat ediyorsunuz. 397 yıl ile yargılanacaksınız ve beraat edeceksiniz. Bu mudur adalet?
Hak aramak istiyorsunuz başvuracağınız hiçbir yol yok. Sormak gerekir, bu mudur hak, hukuk, adalet? Görevinize son verildi diyelim. Diyorsunuz ki, ben bir üniversite hocasıyım. Beni davet ediyorlar KHK ile sizin yurt dışına çıkışınız da engelleniyor. Bu da yetmiyor. Eşinizin de yurt dışına çıkışı yasaklanıyor. Buna adalet düzeni denmez. Bu darbe düzeni. 20 Temmuz darbesi. 20 Temmuz bir sivil darbedir.
İNSAN HAKLARI HEYKELİ'NİN ETRAFINI KUŞATIYORLAR?
Dünyanın en barışçıl eylemini yapıyorsunuz, İnsan Hakları Anıtı'nın önünde. Alıyorlar, ceza yazıyorlar, serbest bırakıyorlar. Başa çıkamadılar, İnsan Hakları Heykeli'nin etrafını kuşatıyorlar. Sonra terörist ilan ediyorlar. Açlık grevi yapıyorlar, doğrudan doğruya hapise atıyorlar. Nuriye ve Semih'i nasıl anmazsınız? Sormak gerekir, bu mudur adalet?
TİLLA TAŞ, MURAT AKSU... BU MUDUR ADALET?
Düşünün, tutuklanmışsınız, mahkemeye çıkıyorsunuz. Savcı tutuksuz yargılanmanızı istiyor. Hakim bu karara uyuyor ve serbest bırakıyor. Sen misin tutuksuz yargılama kararı veren. Hem savcıyı hem hakimi görevden alıyorlar. Atilla Taş, Murat Aksu… Şimdi sormak gerekiyor, bu mudur adalet?
Düşünün, dini inancı istismar ederek milyonlarca dolar, Euro topladılar. Ve bunlar toplayanlar aramızda. Alın terini çaldılar, bunlara hiçbir şey yapılmadı. Sormak gerekir, alın terini çalanlardan hesap sormamak mıdır adalet?
Düşünün, yoksul bir ailenin eğitim harcamalarıyla varlıklı ailelerin eğitim harcamalarındaki fark 78 katına çıkmış. Sormak gerekir bu mudur adalet?
ÖSYM MERKEZLERİNDEN SORU ÇALDILAR
Düşünün, gariban bir aile boğazından kesiyor çocuklarına eğitim verdiriyor. Sınavlara hazırlıyor. Sonra birileri geliyor, ÖSYM merkezinden sınav sorularını çalıyor. O sınav sorularını birilerine dağıtıyorlar. Onlar sınavı kazanıyor, emek harcayanlar, bekleyenlerin hiçbirisi ama hiçbirisi doğru dürüst bir yeri kazanamıyor. Sormak gerekir bu mudur adalet? Ve o sınav sorularını çalanların sırtı sıvazlandı. Hiçbir soruşturma yapılmadı. Eleştiri yapanlara böyle bir şey yok dendi. Sormak gerekir bu mudur adalet?
ANAYASA MAHKEMESİ HAKİMLERİNE SESLENİYORUM
Anayasa Mahkemesi dedi ki “milletvekili yargılanabilir ama tutuklanamazlar” Bu karara rağmen halen bugün çok sayıda milletvekili tutuklu. Çünkü saraya bağlı. Buradan AYM Başkan ve üyelerine sesleniyorum. Siz gerçekten hakimseniz, yargıçsanız bir an önce ve bir an önce kararlarınızı yeniden verin.
BERBEROĞLU'NA ADALET KURULTAYINDAN ADALETLİ SELAMLARIMI YOLLUYORUM
Düşünün, herkesin bildiği istisnasız bütün gazetelerin yazdığı MİT TIR’ları meselesi. Havuz medyası da yazdı. ‘Devlet sırrı’ sayılarak Enis Berberoğlu milletvekilimiz gözaltına alındı. Kaçacak diye tutuklandı, müebbetle yargılandı, iyi halden 25 yıla mahkum edildi. Bütün dünyanın ve 80 milyonun bildiği bir konu nasıl devlet sırrı sayılır? Enis Berberoğlu’na adalet kurultayından adaletli selamlarımızı gönderiyoruz. Suçsuz yere yatıyor. AYM’nin kararı var, “MİT TIR’ları olayı devlet sırrı değildir” diye.
KOZMİK ODAYA FETÖ'YÜ SOKACAKSIN...
Düşünün, Enis Berberoğlu’nu casuslukla suçlayacaksın. Devletin bütün sırlarının saklandığı kozmik odaya FETÖ örgütünün militanlarını sokacaksın. Ve devletin bütün sırlarını FETÖ’ye vereceksin. Devletin haremi ismetine girenlere hiçbir şey yapmayacaksın, ama dönüp Enis Berberoğlu’nu suçlayacaksın. Niçin? CHP üzerinden bir operasyonu nasıl gerçekleştiririz arayışındalar. Siz yalnız değil, kaç kişi gelirseniz gelin CHP olarak kaya gibi duracağız, asla ödün vermeyeceğiz.
SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR
Hakkımızı hukukumuzu sonuna kadar arayacağız. Zalime teslim olmayacağız. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Biz onların şeytanlıklarına asla boyun eğmeyeceğiz. Düşünün, taşeron işçisisiniz. Size kadro vereceğiz diye söz veriyorlar. Sonra unutuyorlar. Senin hakkını da hukukunu da ben koruyacağım, biz koruyacağız. Siz kadroyu biz vereceğiz kardeşim. Düşünün, çiftçiye dünyanın en pahalı mazotunu, gübresini satacaksın. Tarlasını ekecek biçecek, ürününü hasat edecek. Sanki bu ülkede hiç enflasyon yokmuş gibi geçen yılın fiyatını aynen vereceksin. Düşünün, sanki Türkiye’de hiç arazi yok, insan yok, güneş yok, deniz yok. Çiftçi kardeşlerim iyi dinlesinler. Gidiyorlar Sudan’da 780 bin dönüm arazi kiralıyorlar. Hükümet kiralıyor. Ne ekecekler? Yağlı tohum ve pamuk ekecekler. Bir devlet düşünün Sudan’da arazi kiralayacak, ülkesine getirecek. Kendi çiftçisiyle rekabet edecek. Çiftçi kardeşim senin hakkını da biz savunacağız.
BÖYLE BİR AHLAKSIZLIĞA HUKUKSUZLUĞA DÜNYA TANIK OLMAMIŞTIR
Ve bir garabet daha. Üniversitede hocasınız, KHK ile görevinize son veriliyor. Maaşınız kesiliyor, yurtdışına çıkışınız engelleniyor. Giriyorsunuz üniversite sınavlarına kazanıyorsunuz. Bir yönetmeliği değiştiriyorlar, sen fakülteye devam edemezsin diyorlar. Böyle bir ahlaksızlığa, hukuksuzluğa dünya tanık olmamıştır. Sizin hakkınızı, hukukunuzu hep birlikte savunacağız.
GAZETECİLERİ TUTUKLUYORSUNUZ
Düşünün, diyorlar ya Bylock kullandıkları için tutuklandılar… Bylock kullanmamış, FETÖ ile hiçbir ilgisi yok. Bylock kullanan birisi onu aramış. Siz kalkıyorsunuz bu gazetecileri tutukluyorsunuz. 150’nin üzerinde gazeteci hapiste. Zaten demokrasiden de söz edemezsiniz. Gazeteci arkadaşlarıma sesleniyorum, sizin hukukunuzu sağlamak da bu ülkenin namuslu insanlarının temel görevi olacaktır.
PARAYLA PULLA RAHATLIKLA DIŞARIDA GEZİYORSUN
Düşünün, ister Bylock kullan, ister FETÖ’cü ol. Birilerinin damadıysan, birileri kayınpederse, parayla pulla istediğini satın alabiliyorsa rahatlıkla dışarda gezebiliyorsun. Gücün varsa, bir İtalyan hukukçunun dediği gibi “Hukuk gücü olanların delip geçtiği, güçsüzlerin takılıp kaldığı bir ağ olmamalıdır” O nedenle Türkiye’de adalet yoktur. Parayı bastıran, gücünü kullananların tamamı serbest bırakıldı. Ama muhalif olduğu için hapishanelere tıkılan vatandaşlarımız var. Sizlerin hakkını hukukunu sağlamak hepimizin ortak görevidir.
OPERASYON YAPILIYOR KAÇ DEDİLER
Bir örnek vereyim size. Çok çarpıcı bir örnek. Az önce söyledim FETÖ ile hiçbir ilgisi olmayan kişiler hapse atılıyor ama iktidara yakın birisi FETÖ mensubu birisine telefon ediyor “Operasyon yapıyorlar, kaç” diye. Bu tespit ediliyor iddianamede yer alıyor. Bunu söyleyen adamın kılına dahi dokunmuyorlar. Ama hayatı boyunca Bylock kullanmayan insanlar hapishanelerde. Düşünün, birileri faize karşıyım diyor. Son 15 yılda bu ülkenin insanlarının cebinden alınıp bir avuç faiz lobisine ödenen miktar 142 milyar dolar. Sabah akşam benim atletimle uğraşacağına 142 milyar doları bu ülkenin çiftçisine köylüsüne emeklisine versene.
Düşünün, Gazze’ye gitmek için vatandaşları teşvik edeceksiniz. Açık denizlerde müdahale edilecek gemiye 9 Türk vatandaşı hayatını kaybedecek. Asacaksın, keseceksin her lafı edeceksin. Sonra gideceksin önlerinde diz çökeceksin. 20 milyon dolara Türkiye’nin itibarını satacaksın. Bu mudur adalet? O kadar ki bu 9 vatandaşımızın dava açma hakları ellerinden alınmıştır.
SEN VATANSEVER DEĞİLSİN
Düşünün, devleti yöneten şunu söylüyor FETÖ’ye “Ne istediniz de vermedik” diyor. Okul dediler, okul verdiler. Müsteşar dediler, müsteşar verdiler. Vali dediler, vali verdiler. General dediler, general verdiler. Peki kardeşim FETÖ’nün her istediğini verdin. Bu ülkenin çiftçisi istedi vermedin, işsizi istedi vermedin, taşeron işçisi istedi vermedin, memuru istedi vermedin. Ama FETÖ ne istediyse apar topar hepsini verdin. Sen vatansever değilsin kardeşim.
15 YILDA GELDİĞİMİZ NOKTAYA BAKIN
Son 15 yılda geldiğimiz noktaya bakın. Hırsızlık yapanlar muteber kişi olmaya başladılar. Kul hakkı yemiyorsanız “bunlar devleti yönetemezler, milleti soymak lazım, cebi doldurmak lazım” bu algıyı yerleştirmeye başladılar. Biz hak, hukuk, adalet derken onların algısını yıkmaya çalışıyoruz. Devleti soymayan insanların ülkeyi yönetmesini istiyoruz.
BENİM ADIMI GÖRÜNCE KAN BEYİNLERİNE SIÇRIYOR
Biliyorsunuz bunlar benim adımı görünce kan beyinlerine çıkıyor, dayanamıyorlar. Ben bunlara Kılıçdaroğlu hastalığı nüksetti herhâlde diyorum. Sağa sola dönüyorum, arkaya öne bakıyorum “Ey Kılıçdaroğlu…”
BENİMLE UĞRAŞACAĞINA...
Kayseri’de 45 yaşındaki işsiz Haydar Çapur kendisini yaktı. Benimle uğraşacağına bununla uğraşsana kardeşim. Atama bekleyen öğretmen İsa Erdoğan intihar etti. Bunlarla uğraşsana kardeşim. Çiftçinin, memurun sorunu var. Atama bekleye öğretmenler var. Onları bırakmış sadece benimle ilgileniyor. Memnunum, kendisine çok açık net çağrı yaptım. Ödlek değilsen, korkak değilsen çık karşıma oturalım konuşalım. Ben de adım gibi biliyorum ki çıkamaz, cesaret edemez. Ama şu konuda görüş birliği içinde olacağız. Bütün bu eleştirileri hafızamızı yenilemek için aktardım. Biz hep birlikte inancımız siyasi görüşümüz ne olursa olsun, hep birlikte adaleti savunacağız.
İLK HEDEFİMİZ HAK, HUKUK, ADALET
İlk hedefimiz hak, hukuk ve adalettir. Bütün sorunlara hak hukuk ve adalet penceresinden bakacağız. Sorunu çözdüğümüz zaman da halkın vicdanında kabul görmüş oluruz. Bunun için yargı bağımsızlığını kesinlikle sağlayacağız. Yargı adalet dağıtacak. Adaletli bir yargıyı her zaman savunacağız yeniden ama yeniden inşa edeceğiz. Medya özgürlüğünü birlikte sağlayacağız. Gazeteciler özgürce yazacak. Yine hep birlikte din ve vicdan özgürlüğünü sağlayacağız. Her inanca saygı duyacağız. Onun kimliğine, inancına, onun yaşam tarzına bakmayacağız. Ona diyeceğiz ki “bu işi en iyi sen biliyorsan gel bu işin başına geç” diyeceğiz. Kışlaya, camiye, adliyeye siyaseti sokmayacağız. Kimlik üzerinden siyaset yapmayacağız, inanç üzerinden siyaset yapmayacağız. Yani toplumu bölen, gerginlik yaratan bütün unsurları siyasetin dışında tutacağız."
4 GÜN SÜRECEK
‘Adalet Kurultayı’, 29 Ağustos akşamına kadar sürecek. 4 günlük kurultayda, mahkemede adalet, yaşamda adalet, eğitimde adalet, inançta adalet, medyada adalet, seçimde adalet, geçimde adalet ve devlette adalet konularında 8 ana panel ve bu ana başlıklar altında çalıştaylar gerçekleştirilecek. Bu panellerle eş zamanlı olarak alt başlıklarda 70 çalıştay düzenlenecek ve bu çalıştaylara, konusunda uzman 700 konuşmacı katılacak. Kurultayda masaya yatırılan ilk konu ‘mahkemede adalet’ olacak. Konuşmacılar terörü, şiddeti, suçu övemeyeceği gibi nefret söylemi de kullanamayacak. Konuşmalarda ırk, etnisite ya da inanca dayalı ayrımcılık yapılması halinde müdahale edilecek.
‘Adalet Kurultayı’nda aralarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın muhtarlar toplantılarına katılanların da olduğu bir grup muhtar da yer alacak. CHP PM üyesi Yıldırım Kaya’nın koordinasyonunda yapılan ‘Muhtarlara Adalet’ konulu çalıştaya katılacak olan muhtarlar, özlük hakları ve yetkileriyle ilgili yaşadıkları olumsuzlukları kurultayda anlatacak.
30 AĞUSTOS KUTLANACAK
Kurultayın son günü 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlanacak. Fener alayı düzenlenirken belgesel gösterimleri, tiyatro oyunları sahnelenecek. Kurultayın ikinci günü ise saat 06.00’da, Atatürk’ün “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” dediği 57’nci Alay’ın yürüyüş güzergâhı üzerinde 4 kilometrelik temsili ‘Adalet Yürüyüşü’ gerçekleştirilecek.