Erdoğan'dan ABD'ye: Biz size muhtaç değiliz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile yaşanan vize krizine ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Amerika'nın Türkiye gibi bir stratejik ortağını bir kendini bilmez büyük elçiye feda etmesi kabul edilemez. Biz kabile devleti değiliz. Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz. Bunu kabul edeceksiniz. Bunu kabul etmediğinizde biz size muhtaç değiliz" dedi. Cumhurbaşkanı, ABD'de tutuklu bulunan Rıza Sarraf'ın itirafçı yapılmak istendiğini de söyledi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun vize krizine karşı tutumunu ise şöyle eleştirdi: "Ana muhalefetin başındaki adamın geçmişine baktığında, zaten bunlar Amerika’daki liderlerin affedersin lider poposunu trabzana dayıyor o da karşısında el pençe divan duruyor."
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de valiler toplantısında konuştu. Konuşmasının büyük bölümüne ABD ile yaşanan vize krizine ayıran Erdoğan, "Koskoca ABD’yi Ankara’daki büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. Çünkü takınılan tavır budur. Sen benim stratejik müttefikime böyle davranamazsın demeleri lazımdı" dedi. Erdoğan'ın konuşmasında ön plana çıkan mesajlar şöyle:
GÜÇLÜ TÜRKİYE'Yİ HAZMEDEMİYORLAR: Ülkemiz tarihinin en kritik dönemini yaşamaktadır. İstikbalimiz için ikinci bir kurtuluş savaşı verdiğimiz zamanın tam ortasındayız. Eski o pısırık Türkiye'ye alışmış olanlar, iddialı, vizyoner ve güçlü bir Türkiye'yi hazmedemiyorlar. Türkiye'nin bağımsızlığına leke sürdürmeme kararlılığı birilerini ciddi olarak rahatsız ediyor. Hangi tedbiri geliştirirseniz geliştirin biz yolumuza devam edeceğiz. Türkiye kendine geldikçe gücünün farkına vardıkça baskılara eyvallah etmedikçe birileri ne yapacaklarını şaşırıyor. Ülkemizin buyümesini durdurmak için çok yönlü çok aktörlü bir plan uyguluyorlar. bu planın içinde ekonomik tetikçilik var. Bu planın içinde terör örgütlerine sahip çıkma, teröristleri baş tacı etme var. Bu senaryonun içinde itibar suikastları da var. Elbette bu oyunun içinde uluslararası hukukun hiçe sayılması da var.
BUNU KABUL EDECEKSİNİZ: İşte Amerika ile Türkiye arasındaki vize gerginliği bunun en net ifadesidir. çok açık konuşuyorum bu olayı ortaya çıkaran buradaki büyükelçider. Amerika'nın Türkiye gibi bir stratejik ortağını bir kendini bilmez büyük elçiye feda etmesi kabul edilemez. Buna bizim evet dememiz mümkün değil. Biz kabile devleti değiliz. Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz. Bunu kabul edeceksiniz. Bunu kabul etmediğinizde biz size muhtaç değiliz.
SAYIN BAŞKANA SORDUM: Bir terör örgütüne silah veriyorsunuz niye Türkiye'yi güneyden kuşatalım diye. Paramızla silah istediğimiz zaman kongre diyorsun ama terör örgütüne para dahi olmadan ücretsiz olarak veriyorsun. 3 bin 500'e ulaşan TIR Kuzey Suriye'ye girmiş vaziyette bu TIR'larla bunlar oraya getirildi. Sayın Başkan'a sordum bundan haberiniz var mı? Olur mu öyle şey dedi. Bunlar bizi herhalde görmez sağır zannediyorlar ama böyle bir Türkiye yok artık. Sizler dik durursanız o zaman bunlar buralarda en ufak bir cirit atamazlar.
SIG SAUER POLİS TEŞKİLATIMIZDA KULLANILMAMAMILI: Türkiye asırlık bir hesaplaşmayla karşı karşıyadır. Gezi olaylarında duvarlara 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazılması asla tesadüfi değildir. 1453'ü zulüm olarak görenler olsa olsa Bizans'ın çocukları olur bu milletin evladı olamaz.
Terör koridoru sadece Türkiye'yi kuşatmaya yöneliktir. Rejim PKK'ya Barzani'ye yanınızdayız diyor. PYD ile çatışanlar veya Barzani ile çatışan PYD şimdi beraberiz diyor bunlar birbirinin dostudur bizim dostumuz olamaz.
Buradan bakanımıza da söylüyorum. Sig Sauer diye silah bundan sonra emniyet teşkilatımızda kullanılmayacak. Kendi silahımızı kullanacağız. Bunlar Türk milletine diz çöktürme planlarıdır.
POPOSUNU TRABZANA DAYIYOR: Bu tarz hezayanlar, bir ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanından çıkıyorsa, artık bu zatı ben yerli ve milli göremeyeceğim gibi, bu ülkenin hassasiyetlerine kulak veren birisi olarak görmem de mümkün değildir. Bu zor günler aynı zamanda eleme, elenme ve ayrışma günleridir.
Ana muhalefetin başındaki adamın geçmişine baktığında, zaten bunlar Amerika’daki liderlerin affedersin lider poposunu trabzana dayıyor o da karşısında el pençe divan duruyor. Tabi bu dönemler geride kaldı. Böyle bir Türkiye yok artık. El pençe divan duran bir Türkiye yok. Herkes bunu bilecek buna göre konuşacak. Dik duruş bizim için önemli.
Vize olayıyla ilgili ülkemizin kaybı "50 milyar lira" diye açıklama yapıyorlar. Neye göre bu hesabı yapıyorlar?
Böyle bir yerde kavgaya girdiğiniz zaman atılan yumruk sayısı sayılmaz. Kalkacak bize karşı böyle bir tavrı takınacaklar, ondan sonra da orada şu kadar kayıp, bu kadar kayıp varmış. Öğrenci burada Amerika'ya gidemiyor, gidemeyebilir. Mesele burada vatandır, gerisi teferruattır.
SARRAF'I İTİRAFÇI YAPMAK İSTİYORLAR İDDİASI: Uluslararası hukukun temelinde egemen devletlerin eşitliği ilkesi vardır. Biz mevcut çarpık sistemi kabul etmedik, etmiyoruz. Bugüne kadar hiçbir ülke ile dostluğumuza halel getirecek bir tutumun içine girmedik, girmiyoruz.
Teröristleri ülkelerinde saklayan, bu ülkelerden başka ülke var mı? Bir taraftan demokrasinin ana vatanı diyeceksin, teröristi saklayacaksın, ondan sonra FETÖ ile irtibatlı olan ülkemizdeki diplomat vasfı olmayan, konsolosluğunda saklanan kişinin kendine göre hakkını arayacaksın. FETÖ ile açık net her şeyi ile ilişkili, bağı irtibatı var. Bunları koruyacaksınız. Böyle bir şey olamaz? Benim bankamın genel müdür muavinini hiçbir şey olmadan tutuklayacak, vatandaşımı (ABD'de tutuklu bulunan Rıza Sarraf'ı kastediyor) yargılayıp itirafçı olarak kullanmak isteyeceksin. Benim korumalarıma tutuklama kararı çıkartacaksın. Sonra eyalet polisi bunlar diyeceksin. Ne olursa olsun. Koskoca Amerikasın.
BU ÜLKENİN VATANSEVER EVLATLARI ENGELLEDİ: Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanını adeta terör örgütleri mensupları rahatsız ediyorsa bu ülkenin vatansever evlatları da orada onları engellemek isterken kalkıp bizim evlatlarımızı tutukluyorsun, PKK teröristlerini birkaç gün sonra serbest bırakıyorsun: Demokrasi bu mu ya? Kendilerini bunu söyleyince talimatlar verildi diyorsun. Biz de talimatları verdik.
ABD'Yİ BÜYÜKELÇİ YÖNETİYORSA YAZIKLAR OLSUN: Koskoca ABD’yi Ankara’daki büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. Çünkü takınılan tavır budur. Sen benim stratejik müttefikime böyle davranamazsın demeleri lazımdı. Ama bunu demediler. Bu yanlış bu büyükelçiden gelmiştir. Büyükelçi hükümetim adına bunu attım diyorsa dışişleri ve sayın başkan da bunu savunuyorsa kusura bakmasınlar biz de aldığımız kararın arkasındayız.
SENİN HER YERİN PROFESÖR OLSA NE YAZAR: Öyle bir ana muhalefet öyle bir muhalefet var ki, istisnası MHP’yi tenzih ederim, diyorlar ki görüşecekleri ülke kalmadı. Batıdan kopmuş bir Türkiye var diyorlar önünde de profesör yazıyor. Senin her yerin profesör olsa ne yazar. TV’de bunlar izlendiği zaman ben nefret ediyorum. Bunlardan çıkan öğrencilerden bir şey olmaz. (HABER MERKEZİ)