Erdoğan: Kürt kardeşlerim kusura bakmayın
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne "Sen hangi hakla Kerkük benimdir diyorsun? Ne işin var Kerkük’te?" diye tepki gösterdi. Erdoğan, Kürtlere de şöyle seslendi: 'Ben Kürdüm, ama ne olur YPG’ye bir şey demeyin' Kürt kardeşlerim kusura bakmayın bu teröristleri savunuyorsanız burada yollarımız ayrılır."
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki 40'ıncı muhtarlar toplantısında konuştu. Konuşmasın'da ağırlıklı olarak Irak ve Suriye'de yaşanan gelişmelere değinen Erdoğan, şunları söyledi:
TÜRKİYE KUŞATMAYLA KARŞI KARŞIYA: Türkiye sadece FETÖ’ye değil, PKK’sından DEAŞ’ına kadar envai çeşit terör örgütüyle mücadele ediyor. Açıkça söylemek gerekirse Türkiye bir terör kuşatmasıyla karşı karşıyadır. Şu anda ben burada muhtar kardeşlerimle hasbihalde bulunuyorum. Bu aynı zamanda bir dertleşmedir. Çünkü sizler iradeyi ortaya koyduğunuz zaman bu ülkeye kimsenin kolay kolay ihanet etmesi mümkün değildir.
GİDECEĞİMİZ YER BELLİ, MEZAR: Bu makamların hepsi gelip geçicidir. Şahsımın bulunduğu makam da öyle sizinkiler de öyle. Gün gelecek bu görevleri bırakacağız. Gün gelecek dünya bizi biz dünyayı bırakacağız. Gideceğimiz yer belli, bir mezar. Er kişi niyetine deyip bizi oraya defnedecekler, ayrılıp gidecekler. Ne cumhurbaşkanı niyetine, ne başbakan, ne bakan, ne muhtar demeyecekler, er kişi niyetine…'Eğer geride hoş bir seda bırakmışsak millet 'Allah cumhurbaşkanımızdan razı olsun' iyi şeyler yaptı diyecek…
ARKALARINDA FARKLI EMELLERİ OLAN FARKLI GÜÇLER VAR: iz bütün bu kuşatmanın, aktörleri olan terör örgütlerini iyi bileceğiz. Ama biz biliyoruz ki onların arkasında farklı emelleri olan farklı güçler var. Millet olarak iki asırdır bu tehditlere aşina olduğumuz için soğukkanlılığımızı asla kaybetmiyor, duygularımızı aklımızın önüne geçirmiyoruz. Biz ne teslim olduk, ne de dağıldık. Dimdik ayakta durduk. Türk milleti öyle köken mezhep kışkırtmasıyla birbirine düşecek, kendi eliyle kendi ülkesini ateşe atacak bir millet değildir. Bölgemizdeki diğer ülkelerde oynadıkları oyunu defalarca bizde de tedavüle sokmaya çalıştılar. Kimi zaman ufak tefek hasarlar aldığımız oldu.
BÜYÜK BİR SENARYOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ: Bir süredir yeni ve daha büyük bir senaryoyla karşı karşıyayız. Gaye aynıdır, ülkemizi bölmek, bin yıllık kadim yurdumuzu darmadağın etmektir. Türkiye’nin en büyük gücü balkanlardan Afrika’ya kadar uzanan ortak tarih geçmişi, kültür birlikteliğiyle bağlı olduğu yüz milyonlarca kardeşe sahip olmasıdır. İşte bak şu anda 2 bin kilometre karelik Fırat Kalkanı harekatının yapıldığı bölgede orada yaşayan insanlar Türkiye’den oraya giren askerimizi nasıl karşılıyor görüyorsunuz. Aynı şekilde İdlib’e askerimizin girişinde nasıl karşıladıklarını herhalde izlediniz. Ne diyorlar? “Fatih’in torunları hoşgeldiniz” Bunlar durup dururken olmuyor, mazlumlar mağdurlar bizi geliyor.
TARİH BİLMEZ GAFİLLERE CEVABIMIZ ŞUDUR: Bugün de Türkiye kendisiyle birlikte kardeşlerinin, tüm insanlığın izzetini, geleceğini koruma mücadelesi veriyor. Bize ne diyorlar? Suriye’de, Irak’ta, Balkanlar’da, Kuzey Afrika’da ne işiniz var diye soruyorlar. Tarih bilmez gafillere cevabımız şudur, Ankara’nın doğusundaki batısındaki coğrafyalar kalbimizin bir yanı, kuzeyinde ve güneydekiler de kalbimizin diğer yarısıdır. Öyleyse biz de oralarda, oralardaki kardeşlerimizden vazgeçemeyiz.
ECDADIMIZ KERKÜK'E KADAR BU HATTI ÇİZMEDİ Mİ: Yıllarca Abdurrahman Kızılay’ın sesi ve edasıyla dinlediğimiz az önce dinlenen Kerkük türküsünde ne diyor? “Altın hızma mülayim, seni haktan dileyim. Yaz günü Temmuz’da, sen terle ben sileyim.” Şimdi biz bu güzel türkünün yakıldığı Kerkük’e nasıl sırtımızı dönebiliriz? Ecdadımız, Gazi Mustafa Kemal Misak-ı Milli ile en batıdan en doğuya Kerkük’e kadar burada bu hattı çizmediler mi? Kerkük Türkmenleri oralarda değil miydi? Aynı şekilde Musul’da değil miydiler? Vardılar. Bak ne diyor? “Yar dayansın, men düştüm aşk oduna, tutuşsun yar da yansın” İşte böylesine içli bir Kerkük divanını dinleyip de “aman bu işlere karışmayalım” demek bize yakışır mı?
KÜRT KARDEŞLERİMİZE HUSUMETİMİZ YOKTUR: Bizim ne Irak’taki ne Suriye’deki Kürt kardeşlerimizle husumetimiz yoktur. Irak ve Suriye’deki Araplara, Türkmenlere nasıl bakıyorsak Kürtlere de aynı şekilde bakıyoruz. Bizim derdimiz sadece ve sadece terör örgütüyledir. PKK ile mücadele ederken, bu teröristlerin kimliğine diline meşrebine bakmıyoruz. DEAŞ ile mücadele ederken de bakmıyoruz. FETO ile mücadelede de tek ölçümüz terör örgütü mensubu olup olmadığıdır.
SEN HANGİ HAKLA KERKÜK BENİMDİR DİYORSUN: Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile yıllarca birlikte yaşadık. Bugün huzur ve refah içinde yaşıyorlarsa, bunda en büyük pay sahibi bilmeseler de Türkiye’dir. Mali yönden sıkıştılar, memurlarımızın maaşını ödeyemiyoruz dediler, kredi istediler. Biz kendilerine ciddi manada kredi verdik. Kimse vermedi, ama biz verdik. Öyleyse dün kuzey ırak yönetimine yardımcı olan Türkiye, bugün niye sınır kapılarını, hava sahasını kapatıyor? Bu sorunun cevabını en başta Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin vermesi gerekiyor. Adeta bir histeri haliyle ve buram buram fırsatçılık kokan aceleyle hareket edenler hesap verecektir. Kalkıyor ne yapıyor? “Kerkük benimdi” diyor. Sen hangi hakla Kerkük benimdir diyorsun? Kerkük’te senin tarihin var mı ya? Ne işin var senin Kerkük’te? Biliyorsun ki orada kimlerin hakkı var. Ve bu insanları orada maalesef zulümle terbiye etmeye kalktılar. Irak’ta bu sebeple dökülen her kanın sorumlusu bölgesel yönetimdir. PKK gibi sicili kabarık eli kanlı bir başka örgüte alan açanlara elbette göz yummayacağız. Biz orada PKK’yı, DEAŞ’ı, Suriye’de PYD’yi YPG’yi, kimse kusura bakmasın hiçbirini de orada tasarruf alanında yetki kullanımına müsaade etmeyeceğiz. Daha önce dediğim gibi bir gece ansızın geliriz, gereğini de yaparız. Söyleye söyleye girilmez, bir gece ansızın girilir.
HALKIN ONLARA GEREKEN DERSİ VERMESİNİ BEKLİYORUZ: Kararlıyız, bu şahsımız için değil. Oradaki mağdurlar, mazlumlar için. Suriye’de oynanan oyunun bir benzerinin Irak’taki gönüllü figüranlığına soyunanlar buna uygun muameleye de razı olmak zorundadır. Bu tür ihtiraslarla hareket edenler en büyük zararı kendi halklarına veriyorlar. Şimdi yukarıdan gıda ilaç elbise şu bu falan artık girmeyecek. Artık hava sahası kapalı. Artık Erbil’den bir yere uçuş olamayacak. Çünkü en önemli hava sahası biziz. Biz merkezi yönetime, ihtiyaçlarını oraya göndereceğiz. Ve merkezi yönetim kuzey ırak halkına gerekli yardımı oradan yapacak. Ama Kuzey Irak yerel yönetiminin başlarına neler getirdiğini halkın görmesini istiyoruz, halkın da onlara gereken dersi vermesini istiyoruz. Halk, bu tür yöneticilere gereken dersi vermeyecek olursa kusura bakmasınlar.
SAVUNUYORSANIZ YOLLARIMIZ AYRILIR: Aynı şekilde Suriye’de Kürt kardeşlerimizin de kendi gelecekleri için en doğru kararı vereceklerine inanıyorum. Bu YPG, PYD oradaki samimi Kürt kardeşlerimizi istismar eden terör örgütleridir. PKK’nın yan kuruluşudur. 'Ben Kürdüm, ama ne olur YPG’ye bir şey demeyin' Kürt kardeşlerim kusura bakmayın bu teröristleri savunuyorsanız burada yollarımız ayrılır. Kürdüm demek en tabii hakkındır, ama Kürtçülük yapmak hakkın değildir. Türküm demek en tabii hakkındır, ama Türkçülük yapmak hakkın değildir. Çünkü bunlar bölücülüktür. Rabbim ne diyor? “Biz sizi kavimlere ayırdık, iyi anlaşasınız diye” bizim gönül dünyamız da kollarımız da kardeşlerimize açıktır. Yeter ki bizi can evimizden buran politikalara girişmesinler. (HABER MERKEZİ)