Ergenokon'dan Erdoğan'a: Kızıl Elma!

Orta Asya Türk mitolojisinde Türk devletleri için konulan hedefin simgesi olan 'Kızıl Elma' yakın tarihte siyaset gündemine de girdi. 2000'lerin başından itibaren 'Ergenekon' süreci içinde anılan 'Kızıl Elma' dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında yer aldı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonu gerçekleşen Gençlik Şurası’nda gençlere, "Siz siz olun gençliğinizi öldürmeyin. Bir gününüzü, bir saatinizi, bir anınızı sakın boşa geçirmeyin. Bizim gençlik konusunda Kızıl Elma’mız var" diyerek seslendi.

Erdoğan'ın bu sözleri ile 'Kızıl Elma' uzun bir aradan sonra yeniden güncel siyasetin konusu oldu. 'Türk milliyetçiliğinin' önemli sembollerinden birisi olarak kabul edilen 'Kızıl Elma', Türk birliği ideolojisini ifade etmek için kullanılıyordu.

Erdoğan: Birileri bize izin verir mi? Artık geçti o günlerErdoğan: Birileri bize izin verir mi? Artık geçti o günler

KIZIL ELMA: TAHT YADA PARLAYAN BİR DÜNYA

Yazar Ayşe Hür'ün 13 Kasım 2015 tarihinde Radikal'de yayımlanan yazısına göre, Eski Türk Kültürü uzmanlarından Emel Esin, Türk milliyetçiliğinin önemli sembollerinden biri olan Kızıl Elma'yı, "Eski Türklerin Güneş ve Ay'ı anlatan 'kızıl top'a dayandırdığını" belirtiyor. Osmanlıdan günümüze kadar gelmiş olan 'Kızıl Elma efsanesi' Turancı ideolojinin argümanları arasında yer alıyor.

Enver Paşa’nın 1. Dünya Savaşı hezimetinin ardından 'Büyük Turan'ı kurma macerasında 1921'de Bakü’den başlattığı mücadeleye de 'Kızılelma Yürüyüşü' adı verildi. Ancak henüz toplamaya başladığı güçleri Kızılordu tarafından dağıtılırken kendisi de öldürüldü.

Eski Türk mitolojisinde değişik şekillerde tasvir edilen, bazen bir 'belde' bazen bir 'taht' ya da 'parıldayan dünya hâkimiyeti'ni temsil eden 'Kızıl Elma' yakın dönem Türkiye siyaseti terminolojisine de girmiş bir kavram.

Nihal Atsız

Terimin siyasette popülerleşmesi 1940’lı yıllarda Alparslan Türkeş, Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan ve 20 arkadaşlarının yargılandığı Turancılık davasıyla başlıyordu. Dava 31 Mart 1947’de tüm sanıkların beraatiyle sonuçlanıyordu.

Bu tarihten itibaren 'Kızıl Elma' önce Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) ve sonra MHP ile devam eden milliyetçi siyasetin programında yer aldı. 1969'da kurulan MHP, "Türk-İslam ülküsü"nü savunan bir parti olarak Kızıl Elma ideolojisini Türkeş'in 9 ışık doktrini içinde siyasi programına da taşıdı.

'KIZIL ELMA KOALİSYONU' TAKSİM'DE

Siyasette 'Kızıl Elma'nın en yeni tanımı ise 2003'te ortaya çıktı. Adı 'Ulusalcı' ya da 'ulusalcı sol' olarak adlandırılan blokta anılan İşçi Partisi'nin gençlik örgütü Öncü Gençlik'in Başkanı Mehmet Perinçek ile İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz Taksim'de kolkola 'Kızıl Elma Mitingi' düzenledi. Atatürkçü Düşünce Dernekleri'nin de destek vermesiyle ortaya "Kızıl Elma Koalisyonu" çıkıyordu. Bu koalisyon 2007'de Ergenekon davası iddianamesinde de yer alacaktı.

KIZIL ELMA ERGENEKON İDDİANAMESİNDE

İddianameye göre, Mehmet Perinçek liderliğindeki İşçi Partisi gençlik grubu olan Öncü Gençlik ile Ergenekon Davası’nın tutuksuz sanıklarından İstanbul eski Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz önderliğindeki grup bu mitingi emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün talimatıyla düzenlemişti. 30 Ağustos'ta yapılan mitingin kamuoyunda 'Kızıl Elma Koalisyonu' olarak anıldığı da iddianamede belirtiliyordu.

Doğu Perinçek ve Veli Küçük

Ergenekon Davası’na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Temmuz 2012’de aldığı ara kararda MHP Genel Merkezi’ne yazı yazarak kamuoyunda 'Kızıl Elma Mitingi' olarak bilinen ve 30 Ağustos 2003 tarihinde Taksim’de yapılan mitinge parti olarak destek verilip verilmediğini de soracaktı. Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınıp sonrasında da örgüt yöneticisi olarak tutuklanan Veli Küçük'ün, anlatımlarına göre, 2000'li yılların başında Doğu Perinçek, Küçük ile görüşmek istedi ancak kendisi bu isteği geri çevirdi. Ancak Perinçek, oğlu Mehmet Perinçek'ten Küçük'e bahsederek kendisiyle görüştürmek üzere yanına gönderdi.

Mehmet Perinçek'le görüşen Küçük'ün anlatımlarına göre, Küçük Perinçek'e 'Ülkücülerle birlikte 30 Ağustos günü Taksim'e çelenk koyun' diye öneride bulundu. Ülkücülerin ikna edilmesi işinde de Küçük yer aldı. Dönemin İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz ile görüşen Küçük, '30 Ağustos'ta birlikte yürüyüş' fikrini açtı. Temiz de yürüyüşe olumlu yaklaşınca Perinçek ile Temiz'i bir araya getirmek yine Küçük'e düştü.

2015 seçimleri öncesinde ise Doğu Perinçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Kızıl Elma' koalisyonuna dahil olduğunu ilan etti. Perinçek Erdoğan'ın Ulusalcı Kızıl Elma koalisyonuna dahil olmasını şöyle anlatacaktı: "AKP yönetimi, açılım siyasetinden vazgeçti ve Vatan Partisi’nin yıllardır savunduğu mevziye geldi. Acaba Vatan Partisi olarak ne yapsaydık, Tayyip Erdoğan ile aynı cephede olmamak için, PKK’nın ve ABD’nin yanına mı geçseydik?"

YENİ TÜRKİYE VE KIZIL ELMA 

2015 yılında ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Yeni Türkiye' tartışmalarının 'Kızıl Elma' ideolojisiyle örtüştüğünü bildirerek şu sözlerle özetleyecekti: “Yeni Türkiye mücadelesi aynı zamanda bizim ‘kızıl elmamız.’ İnşallah bu yolda Rabbim ömür verdiği sürece kararlılıkla yürüyeceğiz.”