Ayhan Bilgen: Gülser Yıldırım kararını AYM yazmadı

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Baluken, Yüksekdağ ve Demirtaş’ın görülecek olan davalarına da dikkat çekti. Bilgen, adil yargılama istediklerini belirtti. Bilgen, Soçi’de Türkiye’nin tutumuna dikkat çekerek, “Kürtler olmasın demek akan kanın akmasını istemek anlamına gelir” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin parti Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Soçi’de yapılan toplantıya değinen Bilgen, “Soçi’deki zirvede Suriye’deki barış umudunun artmış olması bizim açımızdan, insanlık açısından umut verici bir durum" dedi.

'İÇ HUKUK YOLLARI TÜKENMİŞTİR'

6 Aralık’ta İdris Baluken ve Figen Yüksekdağ ile 7 Aralık’ta Selahattin Demirtaş’ın görülecek olan davalarına da dikkat çeken Bilgen, adil yargılama hakkı üzerinde durarak, “Adil yargılanma ve duruşmaya katılım hakkının bir kez daha altını çizmek istiyoruz. Ama AYM’nin Gülser Yıldırım kararı göstermiştir ki Türkiye’de iç hukuk yolları iflas etmiştir. AYM üyeleri oy birliği ile aldıkları kararı okudularsa ki onların yazdığını düşünmüyoruz, Murat Karayılan’ın tweet atarak talimat verdiğine inanan bir mahkeme kendi itibarından geriye ne kalmışsa sıfırlamış demektir" dedi.

'TÜRKİYE KÜRTLERLE İYİ İLİŞKİLER GELİŞTİRİLMELİDİR'

Soçi'de yapılan toplantıya değinen Bilgen, Kürtleri devre-dışı bırakma arayışlarının, “kanın akmasının sürdürmeye yönelik” olduğunu belirterek, “Türkiye, ayda 3 kez Rusya’ya gitmek istemiyorsa Kürtlerle iyi ilişkiler geliştirmelidir. Bu Türkiye’nin ve Kürtlerin de lehinedir. Tersi durumlar iç barışı tehlikeye atmakla kalmayacak yeni gerilimleri beraberinde getirecektir. Türkiye’nin sağduyu ve akıl ile hareket etmesi ve çıkarlarının nereden geçtiğinin bilincinde olarak hareket etmesi gerektiğinin altını çiziyoruz” dedi.

'REZA ZARRAB DAVASI İBRETLİK BİR NOKTADA'

Reza Zarrab davasına da dikkat çeken ve gelinen aşamanın “ibret verici bir nokta” olduğunu belirten Bilgen, “Meclis’e doğru bilgi vermekten kaçınmanın kötü sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Türkiye toplumu doğru bilgilendirilseydi bugün böyle olmazdı” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın tarafından İran’a yönelik ambargonun delindiğinin kabul edilmeye başlandığını dile getiren Bilgen, “Bunu kabul edip etmediklerini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bir ülkenin çıkarı bir partinin sorunu olamaz. Bu Türkiye’nin sorunu ise bütün parlamentoyla bunun neden yapıldığını, niçin yapıldığının paylaşılması gerekiyor” dedi.

‘ALEVİLERİN İŞYERLERİNİN İŞARETLENMESİ CİDDİYE ALINMALI’

 

Bilgen, Alevilerin evlerinin işaretlenmesini de değerlendirerek bunun geçmişteki alevi katliamlarını hatırlattığını söyledi. Meselenin “kimi zihinsel özürlü şahıslara” yıkılmasının kaygı verici olduğunun altını çizen Bilgen, “Bu konuda ciddi bir soruşturma yapılmalıdır. Yoksa Alevileri tedirgin ederek yerlerinden sürülmeleri kabul edilebilir değil” dedi.

‘SORUNLAR YSK VE BARAJLA OYNAMAKLA AŞILMAZ’

 

Erken seçim konusunda sorulan bir soruya da cevap veren Bilgen, seçmenlerin önündeki engellerin öncelikle kaldırılmasını gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin sıkışmasını görüyoruz ve bunu aşmanın yolu erken seçim olabilir. Ama bunu sadece seçim yapmaya bağlamaktan vazgeçmek gerekir” dedi. Seçim takvimi tartışılmadan önce Türkiye’nin hangi koşullarda seçime gittiğinin tartışılması gerektiğini dile getiren Bilgen, “Yoksa iktidarın atraksiyonları, YSK ile nasıl oynarsam, barajı nasıl düzenlersem seçimi kazanırım yaklaşımı ile sorunun çözülmeyeceği aşikardır” dedi.