Başbakan Yardımcısı Bozdağ: Zarrab baskı ile itirafçı haline geldi
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ABD'deki Hakan Atilla davasıyla ilgili olarak, "Zarrab davası ile eş zamanlı iftira kampanyası başlatıldı" yorumunda bulundu. Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı dekontlara değinen Bozdağ "Kılıçdaroğlu bugün ulusal güvenlik sorunu haline gelmiştir" dedi.
DUVAR - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İran'a yönelik Amerikan yaptırımlarını delme suçlamasıyla görülen davada yargılanan İranlı işadamı Reza Zarrab'ın ifadelerini değerlendirdi.
Bozdağ "ABD'de Zarrab (Rıza Sarraf) ile ilgili bir dava başlıyor. Zarrab baskı ile itirafçı haline geldi. Eş zamanlı bir şekilde Türkiye'de ana muhalefet lideri Cumhurbaşkanını, yakınlarını, ailesini karalayan iftira kampanyası başlattı. Bir yandan New York'ta bir parçası sürüyor, Türkiye'deki ayağı da sayın genel başkan yürütüyor. İkisinin de hedefinde Türkiye var" açıklaması yaptı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında açıkladığı belgeleri de değerlendiren Bozdağ "Kılıçdaroğlu bugün ulusal güvenlik sorunu haline gelmiştir. Ülkesine, milletine her gün iftira ile zarar veren bir kişiyle karşı karşıyayız" dedi.
Bozdağ'ın açıklamaları şu şekilde;
BELGE YOK: CHP'nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, çamur siyaseti dediğimiz bir siyaset tarzını Türk siyasi hayatına maalesef istikrarlı bir şekilde yerleştirmeye çalışıyor. Daha önce de defalarca benzer iftiralarda bulundu. Pek çok şey atıyor, soru soruyor, 'Siz şöyle yaptınız mı, yapmadınız mı? Yoksa belgeleri açıklayacağım.' diyor. Açıkladığı bir belge yok.
BALON ELİNDE PATLADI: Her müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Çıkıp belgelerini dağıtması gerekmez mi? Gazetecilere vermesi gerekmez mi? Eline bomba patladı da ondan dağıtamadı. Elinde gösterdiği kağıt parçalarının kendilerini iftiracı konumuna getirdiğini fark ettiği için dağıtamadı. Çuvalladı ve bomba elinde patladı. Sahtekarlığı, müftericiliği, yalancılığı, ahlaksızlığı deşifre olduğu için kağıt parçalarını medyaya dağıtmaktan çekiniyor.
KULLANIŞI EN KOLAY MALZEME KILIÇDAROĞLU'DUR: Niye veremiyor? Bu kağıt parçaları Kılıçdaroğlu’nun yalancılığını ispat eden evrak niteliğinde olduğu için veremiyor. Veremez de. Kendisi diyor ki para gönderdi. O elindeki kağıt parçalarında gönderilen bir kuruş para yoktur. Elindeki evraklar gösterse o sahtedir. Hemen ortaya çıkacak incelendiği zaman. Şimdi gelmişler Meclis araştırsın. Ya sen araştırmadın mı bunu? Belli ki kağıdın sağına soluna, geldisine gittisine bakmamışlar. Vermişler kağıdı kullanmışlar. Türkiye’de kullanışı en kolay malzeme Kılıçdaroğlu’dur.
İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ Mİ VERDİ?: Fısıltı gazeteleri dolaşıyor, 'şunlar verdi, bunlar verdi'. Ben de merak ediyorum, herhangi bir istihbarat örgütü mü verdi? Verdiyse sen veren ülkenin çıkarlarına mı çalışıyorsun? O istihbarat örgütlerinin angaje ajanı mısın? Nesin sen, kendi ülken aleyhine çalışıyorsun? Yok bir terör örgütü verdiyse o zaman sen bu örgütünün destekçisi misin? Bu terör örgütüyle arandaki ilişki nedir, onu açıkla. Türkiye düşmanları verdiyse senin bu Türkiye düşmanlarıyla olan muhabbetinin sebebi nedir, bunu açıklaması lazım.
ATATÜRK'ÜN PARTİSİNİ BU DURUMA DÜŞÜRMEYE HAKKIN YOK: Kağıtları görmeyen bir çok insan, sosyal medyada, televizyonlarda kendilerine hukukçu diyenler de var aralarında, ‘kağıtları gösterdi’ diyor. Ya ne gösterdi. Neyi gördün. Cumhurbaşkanımıza kim saldırırsa saldırsın bazı çevreler kim olduğuna bakmadan peşine düşüyor. Orada da cumhurbaşkanımıza saldırdı diye, cumhurbaşkanımıza ve çevresine nefret içinde olan bazı çevreler buna sarılıyorlar. FETÖ’nün, istihbarat örgütlerinin, Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu yaparak senin Atatürk’ün partisini bu durumlara düşürmeye hakkın yok. Bu açılan tazminat davalarında tazminattan kurtulmak için iftiracı olmadıklarını ispat etmek ve mahkeme huzurunda bunların doğruluğunu kanıtlamak zorunda. Ayrıca hakaretten yürüyecek ceza soruşturmaları ve kovuşturmaları olacaktır. Hukuk bunun karşılığını verecektir ama bunun bir karşılığını da halk sandıkta verecektir.