Erdoğan: Trump sana daha neyi anlatayım?

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kudüs'ün işgal altında olduğunu belirterek, İsrail'i 'terör devleti' olarak nitelendirdi. Kudüs'te çocukların gözaltına alınmasına da tepki gösteren Erdoğan "14 yaşındaki çocukları terörist askerler alıyorlar" ifadesini kullandı. ABD'nin arabulucu olma vasfını yitirdiğini belirten Filistin Devlet Başkanı Abbas ise "Asla ve asla biz ilerde de siyasi barış süreci içerisinde ABD’nin yer almasına müsaade etmeyeceğiz" dedi. Abbas 'Oslo'dan bu yana hiçbir anlaşmaya bağlı değiliz" açıklaması yaptı

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi, Dışişleri Bakanları Toplantısı'yla başladı. Zirvenin sürpriz konuğu ise başka bir toplantı için İstanbul'da bulunan Venezüela Devlet Başkanı Nicolas Maduro oldu.  Zirveye Suudi Arabistan’dan devlet başkanı düzeyinde katılım olmaması da dikkat çekti.

Zirveye; Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Yemen Cumhurbaşkanı Abdrabuh Mansour Hadi, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah, Umman Kralı’nın özel temsilcisi Seyit Assad bin Tarıq Al Said, Katar Emiri Şeyh Tamim, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Brunei Kralı Hasan El-Bolkiah, Cibuti Başbakanı Abdulkader Kamil Mohamed, Kazakistan Meclis Başkanı Kassım Jomart Tokayev, Pakistan Başbakanı Şahid Hakan Abbasi, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Faiez Serrag, Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani, Ürdün Kralı Abdullah, Özbekistan Senato Başkanı Nigmatulla Yuldaşev, Malezya Başbakanı Najib Razzak, Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir, Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde, Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun, Komorlar Devlet Başkanı Azali Assoumani.

Maduro, zirveye misafir statüsünde katıldı.

Kudüs  ve Filistin konusuyla gerçekleştirilen zirvede konuşma yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsrail'e sert ifadelerle yüklendi.

Erdoğan'ın konuşmasında şu konular öne çıktı:

ABD'NİN KARARINA DESTEK YOK: ABD'nin başkanı 6 Aralık'ta uluslararası hukuku hiçe sayan bir tutumla Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını açıklamıştır. Uzun söze gerek yok, Kudüs'te birkaç dakika dolaşan herkes orasının işgal altında olduğunu anlayacaktır. İşgal altında olan şehirle ilgili böyle bir kararın açıklamasının hiçbir hükmü olamaz. ABD'nin bu hukuksuz kararına sadece İsrail destek vermiştir. Bu gayrimeşru karara tepki gösteren herkese teşekkür ediyoruz. Sayın Papa dahil olmak üzere şu ana kadar yaptığım tüm görüşmelerde Kudüs ile ilgili bu kararlı duruş teyit edilmiştir. ABD'nin İslam ülkeleri de ilk andan itibaren ve en açık şekilde ABD'nin Kudüs kararını külliyen reddetmiştir. Bu karar şiddet yerine barışı isteyen Filistinlilerin cezalandırılmaları anlamına geliyor.

EY TRUMP DAHA NE ANLATAYIM?: 1947'den günümüze Filistin toprakları bu hale getirildi. İsrail bir işgal devletidir, aynı zamanda İsrail bir terör devletidir. Erdoğan niye böyle söylüyorsun... Nasıl söylemeyim? 14 yaşındaki çocukları terörist askerler alıyorlar. Gözleri bağlanıyor, 14 yaşındaki çocuk dipçikleniyor. İnsan olan vicdan sahibi olan buralardan gerekli dersi almalı. Bunu ispat etmek için ey Trump sana daha neyi anlatalım. İsrail yaptığı tüm terör eylemleri için adete ödüllendirilmiştir. Bu ödülü veren tek başına da olsa Trump'tır. Ben yaptım oldu demekle dünyada hiçbir şey olmuyor. 196 dünya ülkesinin buna karşı tavır alacağına inanıyorum.

SİLAHLARINIZ OLABİLİR AMA...: Bol miktarda silahlarınız uçaklarınız olabilir ama bunlar sizin güçlü olduğunuzu ifade etmez. Haklıysanız güçlüsünüzdür. ABD terörizimle yoğun mücadele yürütüldüğü dönemde tüm fanatiklerin ekmeğine yağ sürmüştür.

4 BİN TIR SİLAH NEREDEN GETİRİLDİ?: Kuzey Suriye'ye 4 bin TIR'ı aşkın silah neden getirildi. Orada bulunan terör örgütlerine bu destek veriliyor. Kudüs kararıyla ABD ve tüm insanlığa tehdidin kapılarını açmıştır. Filistin meselesine adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunamadan istikrardan söz edilemez. Hepimizin geleceğini ilgilendiren bu duruma seyirci kalamayız. ABD'nin Kudüs kararı hukuku ciğnemenin yanında medeniyetimize indirilmiş ağır bir darbedir. Kudüs'ün mahremiyetini hiçe sayan kararları alanların Kudüs'ten alacakları çok dersler vardır. Buradan hakkaniyete sahip çıkan tüm ülkeleri Kudüs'ü Filistin devletinin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyorum.

KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZ: İslam dünyası olarak bağımsız Filistin talebinden asla vazgeçmeyeceğiz. Bir kez daha ifade ediyorum ki Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. İşgali devam ettiren devlet kabul görürken barış isteyen tarafın tanınmıyor olmasının makul sebebi yoktur. ABD'nin bu açıklamasından sonra barış zemini başka türlü canlı tutulamaz. Sözde iki devletli çözümü savunurken uygulamada İsrail'in bu çözümü yok sayması kabul edilemez. Filistin'in uluslararası anlaşmalara dahil olma süreci hızlandırılmalıdır.

İstanbul'da Kudüs zirvesiİstanbul'da Kudüs zirvesi

ABD YERİNE SORUMLULUK ÜSTLENİLMELİ: Bugün buradan bunun çıkması gerekmektedir. Mesuliyet sahibi herkesin maddi ve manevi tüm imkanlarını kullanmasını istiyoruz. ABD'yi attığı bu son derece yanlış adımdan geri dönmeye davet ediyoruz. Kendini barış sürecinde diskalifiye eden ABD'nin yerine uluslararası toplumdan sorumluluk üstlenmelerini istiyoruz.

Filistin Devlet Başkanı Abbas: ABD artık barış sürecinde arabulucu olma vasfını yitirmiştir. Asla ve asla biz ilerde de siyasi barış süreci içerisinde ABD’nin yer almasına müsaade etmeyeceğiz.

ABBAS: ABD SANKİ EYALETİNİ HEDİYE EDİYOR

Erdoğan'dan sonra Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas konuşma yaptı. Konuşmasında, Kudüs'ün Filistin devletinin başkenti olacağını belirten Abbas, "Buradan İsrail'e meyan okuyorum. Sınırları olmayan bir ülke uluslararası hukuk bağlamında tanınamaz" dedi.

Abbas'ın konuşmasında özetle şunları söyledi:

TRUMP, KUDÜS'Ü İSRAİL'E HEDİYE ETMEK İSTİYOR: 100 yıllık bir süre, İngiltere Büyük Britanya Siyonist harekete böyle bir söz verdi. 1917 yılında İngiltere Ortadoğu’da varlık göstermiyordu ve bu ülkelerde üstlendiği bir sorumlulukta yoktu. Ancak buna rağmen, İngiltere Filistin toprağını, kendine ait bir toprağı Siyonist harekete kurban etti. Bunu bilmeyenler şunu da bilsinler ki, onun ana partneri ABD idi. ABD, tüm bu anlaşmaları ve bu eylemleri adım adım takip etmekteydi. Böylelikle BM nezdinde de bu sözün gerçekleşmesi için her türlü desteği verdi. Şu an bu sözün üzerinden tam 100 yıl geçti. Şimdi ikinci sözün yerine gelme vakti geldi. Bunu da Trump, Kudüs’ü İsrail’e hediye olarak takdim etmek istiyor. Sanki kendi ABD eyaletlerinden bir tanesini İsrail’e hediye ediyormuşçasına böyle bir davranış içine giriyor. Sanki dünyada tek karar sahibi kendisi. Ancak ilk defa tarihte bütün dünya ülkeleri tek bir duruş göstererek, Doğu’dan Batı’ya Japonya’dan Kanada’ya kadar, hatta öyle ki ABD’nin yanında yer almaya alışmış olduğumuz ülkeler dahi Kanada ve İngiltere dahi bu defa ABD’nin yanında yer almadı.

BAŞARILI OLAMAYACAKLAR: Bugün görüyoruz ki önce İngiltere, bugünse ABD Filistin toprakları üzerinden İsrailliler lehine tasarrufta bulunuyorlar. Ancak ne olursa olsun bütün dünya ülkelerinin örgütlerinin ve halklarının yapmış olduğu bu tepki ve karara karşı tek vücut duruşu bunun başarıya ulaşamayacağını da göstermektedir bizlere.

ZAFERİ BİZLER ELDE EDECEĞİZ: Asıl çıkış yolu mazlumlaradır ama zulmedenlerin gideceği yer de ebedi ateştir. Bizler şu an büyük bir sıkıntı yaşamaktayız. Bizler Filistinliler, Araplar Müslümanlar ve Hristiyanlar olarak bu zaferi elde edeceğiz. Sayın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, krallar, devlet başkanları; bugün burada bütün ümmeti arkamıza alarak ve bütün Müslümanları, bölgemizdeki ve dünyadaki tüm halkları, Hristiyan toplumları arkamıza alarak Kudüs’ün işgaline karşı durmak için bir aradayız.

KUDÜS FİLİSTİN'İN BAŞKENTİ: Kudüs’ün kimliğinin değiştirilmesine karşı yapılan bu adıma karşı güçlü bir duruş sergilemek için buradayız. ABD, son olarak uluslararası hukuku hiçe sayarak bütün Müslümanların vicdanını zedeleyecek karar almıştır. Bizler şunu söylemek istiyoruz, Kudüs eskiden olduğu gibi, gelecekte de olduğu gibi Filistin devletinin başkenti olacaktır. Ve o şehirlerin çiçeğidir. O bir tacın en kıymetli taşıdır.

İŞGAL VE SÖMÜRGE EYLEMLERİ DEVAM EDİYOR: Bütün gücümüzle artık işgal altındaki Filistin’in devlet olarak tanınması ve ortaya çıkması için çalışmamız gerekiyor. Lübnan’daki topraklar ve diğeri işgal altındaki topraklar da aynı şekilde bizim haklı talebimiz içerisinde yer almaktadır. Filistin halkına ve Mescid-i Aksa’da nöbet tutan kardeşlerimize özellikle de Kudüs şehrinin kalbine yaşayıp orada yerleşimcilerin zulmüne maruz kalan ve aşırı uygulamalara maruz kalan bu halklarımızı da selamlamak istiyorum. Çünkü maalesef şu an işgal ve sömürge eylemleri İsrail tarafından durmaksızın devam etmekte.

BİZE YÜZYILIN TOKADINI VURDULAR: Trump’ın kararı uluslararası anlaşmaların ihlalidir. Bizler barış için uğraşırken, bir anda bize yüzyılın tokadını vurdular. Bu yapılan uluslararası hukuka, BM güvenlik konseyi kararlarına açık bir ihlaldir.

ABD SİYASİ BARIŞ SÜRECİNDE YER ALAMAZ: ABD artık barış sürecinde arabulucu olma vasfını yitirmiştir. Asla ve asla biz ilerde de siyasi barış süreci içerisinde ABD’nin yer almasına müsaade etmeyeceğiz. Bu kararımızı desteklemenizi bekliyoruz. Kudüs hem Müslümanların ve Hristiyanların yaşam mekanı olarak kalacaktır. Böyle bir durumda ne bölgede, ne dünyada barıştan söz etmek ve barışı görmek mümkün değildir. Yanlış olan bu tek taraflı adım, aynı zamanda radikal ve aşırı gruplarla, aşırı olmayan grupları tetikleyecek ve meseleyi siyasi çatışmadan ve çekişmeden dini bir çekiş ve çatışmaya dönüştürebilme tehlikesine sahiptir. Bizler bu konuda daha önce uyarılarımızı yapmıştır.

İSRAİL’İ KİM KORUYOR?: Dünyada din savaşından fayda görecek kimdir? Dünyada din savaşını hareket ettiren kim? Terör örgütlerini oluşturan, kullanan kim? Bu soruları sormak istiyorum. İsrail’i kim koruyor? Onu şımartan, kollayan kim? Ve diyorlar ki Kudüs’ün son olarak da İsrail’in başkenti olduğunu söylüyorlar. Ben burada soruyorum. Dünya ülkeleri nasıl oluyor da bu uluslararası hukuka karşı kayıtsız kalabiliyorlar? Nasıl oluyor da ABD İsrail’in başkentini Kudüs olarak tanıyabiliyor? Bu uluslararası anlaşmaları dalga geçer gibi hiçe saymaları kabul edilebilir bir durum değil. İsrail’e buradan meydan okuyorum. Sınırları olmayan bir ülke uluslararası hukuk bağlamında tanınamaz.

BİZLER AYNI GEMİDE YER ALMAKTAYIZ: Bizler ne yapıyoruz, tarih bizim kararlarımızı nasıl yazacak? Bizler buna nasıl cevap vereceğiz? Bizler tüm kararlarımızda dedik ki, Kudüs kırmızı çizgidir. Bu kırmızı çizgi, nasıl yeşil çizgiye dönmez. Kırmızı çizgimizi gerçek anlamda koruyabilecek Müslümanlarız. Hristiyanlar da bizim gibi düşünüyorlar. Milyarlarca Hristiyan'ın gelip de ibadet ettikleri tek yer burası. Bizler ve Hristiyanlar aynı gemide yer almaktayız. Burada herkese bir soru sormak istiyorum. Bu dava herkesin dar çıkarların üzerine çıkarak, tekrar hesapları gözden geçirmesi, ABD'ye karşı bir duruş göstermesini zorunlu kılmaktadır.

İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜN ZAMANI GELDİ: İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkeleri ile Kudüs'e tavrı bağlamında dünya ülkeleriyle ilişkilerini belirlemeli. Ekonomik ve siyasi kararların alınması gerekiyor. ABD Başkan Yardımcısı Pence, insan hakları beyannamesinin 6. maddesini kaldırmak istediklerini söyledi. Biz bunun kalmasını istiyoruz. Avrupa dedi ki, yerleşim yerlerinde üretilen ürünler satılamaz. Avrupa ülkeleri bunun gayri meşru olduğunu biliyor. Bu tür uygulamalar hayata geçirebilir. Bizler birkaç hafta önce İsrail'le güvenlik koordinasyonunu durdurduk.

İki devletli çözümün hayata geçirilmesinin zamanı gelmiştir. Sınırları olmayan İsrail'i mi tanıyacağız? Hayır."

(HABER MERKEZİ)