Başbakan Binali Yıldırım: İçişleri Bakanı da olsan hukukun içindesin
Başbakan Binali Yıldırım: İçişleri Bakanımız yanlış anlaşılmalara mahal vermiş olabilir. İster İçişleri Bakanı olun, ister sade vatandaş olun kimse hukukun dışında değildir.
DUVAR - Başbakan Binali Yıldırım gündemdeki başlıklara ilişkin cuma namazı çıkışında açıklamalar yaptı. Münir Özkul için başsağlığı dileyen Yıldırım'ın açıklamalarından başlıklar şöyle:
ATİLLA KARARININ KIYMETİ YOK: (ABD'de görülen ve Halkbank eski genel müdür yardımcısı Hakan Atilla'nın suçlu bulunduğu dava ile ilgili): Bu bir hukuki süreçtir. Tabii ki kamu adına hizmet edenler, kamu gücünü kullananlar, vatandaştan yetki alanlar bu yetkilerini yerli yerine kullanmak, kamu menfaatini gözetmek durumundalar. Görevi kötüye kullanmadan, memleket millet adına iş yapana hizmet yapana kimsenin söyleyecek sözü olmaz, herhangi bir sıkıntı yaşamaz. Ama yanlış yapanlar da varsa bunların hukuk içerisinde karşılığını görmesi gayet doğaldır. O bakımdan herkes baştan milletin denetimindedir. Çünkü seçim ile işbaşına geliyorsunuz, seçimden seçime geçen sürede, size verilen yetkiler hukuk içerisinde bir yanlışa düşmeden hizmet edeceksiniz. İkinci denetim kamu denetimidir. Müfettişler denetimi yaparlar, yanlış bir iş, işlem olursa bunun karşılığı da bellidir. Bunun ötesinde de daha ileri bir yanlış yapılmışsa, haksız uygulamalara sebep olan icraatlar yapılmışsa bunun yolu da mahkemelerdir. Bu ilk değildir, daha önce de bu ve buna benzer çeşitli partilerden belediye başkanları ve kamu yöneticileri hakkında hukuki ve idari işlemler yapılmıştır. Bundan sonra da icap ederse yapılabilir.
SEÇİLENLER HAYAL KIRIKLIĞI YARATMAMALI: (Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar'ın görevden alınması) Hukuki bir süreçtir. Kamu görevini düzgün yapana kimse bir şey yapamaz ama adam kayıran, haksızlık yapana da izin verilemez. Müfettişler gerekli denetimleri yaparlar yanlış bir iş varsa gereği yapılır. Daha ileri gidilmişse mahkemeler vardır. Daha önce de benzer işlemler yapılmıştır. Bundan sonra da gerekirse yapılabilir. Ama umut ederiz ki seçilenler iki seçim arasında kendilerine oy verenleri hayal kırıklığına uğratmazlar.
SOYLU'NUN AÇIKLAMA TARZI YANLIŞ ANLAMALARA MAHAL VERMİŞ OLABİLİR: İçişleri Bakanımızın tabii son zamanlarda özellikle genç yavrularımıza yönelik uyuşturucu bağımlılığı konusunda gelinen noktayı dikkate çekmek için bir kendince bir üslupla bunu kamuoyu gündemine taşımasıdır. Yanlış anlamaya müsait şeyler olabilir ama bilinmelidir ki bu işin ne kadar alçakça iş olduğunu, çocuklarımızı zehirleyenlerin hiçbir müsamaha göstermeden en şiddetli şekilde üzerlerine gidilmesi gerektiğini açıklamaya çalışmıştır. Bu amaçla yaptığı açıklama tarzı belki yanlış anlaşılmalara mahal vermiş olabilir. Bunu açıkça söyleyeyim, ister İçişleri Bakanı, ister Başbakan, ister sade vatandaş olsun hiç kimse hukukun üstünde değildir. Ceza da olacaksa hukuk içerisinde herkes karşılığını verecektir.
Bakan Soylu: Polisim, jandarmam beni anladı
Soylu: 2 yıldır bunu söylüyorum, hiçbir polis ayak kırmadı
DİYANET'İN ÇOCUK EVLİLİĞİ HUTBESİ: Ergenlik ayrı bir iştir. Ama 18 yaşına gelenler evlenme hakkına kavuşmuş olurlar. Bundan önce yapılan evlilikler yasa dışıdır. Ayrıca büyük mağduriyetlere neden olmaktadır. Bugün küçük yaşta evlenmiş, aileleri bölünmüş, kocası-eşi hapiste olan binlerce insan vardır. Bu bilgisizlikten, o yaşların verdiği heyecandan kaynaklanan bir durumdur. Biz bunu geçtiğimiz aylarda bir yasayla bu mağduriyetleri gidermeye çalıştık, kendimizi iyi ifade edemediğimiz için mağduriyetler devam ediyor. Küçük yaşta evlilikler hoş görülemez, yasal olarak da suçtur. Diyanetin söz konusu neyse, evlilikle ilgili değil ergenlik çağlarıyla ilgili değerlendirme olarak ele almak lazım. Ama evlilikle ilgili konu medeni kanunda açıkça tanımlanmıştır. Bunun dışındaki yorumlar iyi niyetli değildir, zorlamadır.
KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ: (Cumhurbaşkanı kabine değişikliği olmayacağını söyledi, sizin yorumunuz ne olur?) Onun sözünün üstüne söz mü söyleyelim? Şimdi olmayan şeyin nesini ön göreyim.
AK PARTİ İLE ABDULLAH GÜL POLEMİĞİ: Kim ne karar verecek, hangi yönde gidecek o kararı verecek olanlara aittir. Biz kimse hakkında şöyle olacakmış, böyle olacakmış gibi tahmin yürütmek konumunda değiliz. Biz ülkeyi yönetiyoruz. 2019'da seçim olacak, herkes meydana çıkacak. Ben varım diyen milletten boyunun ölçüsünü alacak. Abdullah Bey bu partide beraber yola çıktığımız bir arkadaşımızdır. Bizim arzumuz Abdullah Bey bu kutlu yürüyüşte partimizle ilgili davamızla ilgili görüşlerini her zaman bizimle paylaşabilir. Biz de gerekli şeyleri onunla paylaşırız. Kamuoyunda bir tarafmış gibi değerlendirmeler yapmasını doğrusu biz tasvip etmeyiz. Arzumuz bu davanın bir ferdi olarak, iyi günde zor günde beraber olmuş bir kardeşimiz olarak görüşlerini partimizle paylaşmasıdır. (HABER MERKEZİ)