Kılıçdaroğlu: MESAM'a kayyumla bakanlık suç işledi
MESAM'a kayyım atanmasını eleştiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu "Olağan kongresini yapmadan Kültür Bakanlığı MESAM'a kayyum atadı. Kanun önce uyaracaksın diyor. Hiçbir uyarı yapılmadan MESAM Yönetim Kurulu, Kültür Bakanlığı yazısı ile değiştiriliyor. Kültür Bakanlığı burada suç işlemiştir'' dedi.
DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı olduklarını belirterek, "Gayet açık ve net başta Recep Bey, Binali Bey olmak üzere soru soruyorum; hangi uluslararası kuruluşlarla oturup bir anlaşma yaptınız ve bu metni neden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından gizliyorsunuz?" diye sordu. Kılıçdaroğlu, MESAM'a kayyım atanmasının da hukuka aykırı olduğunu söyledi.
BAKANLIK KURALA UYMUYOR: MESAM diye bir örgüt var. Bir tüzüğü var, yasal dayanağı var. Sanatı ve sanatçıyı desteklemeyen hiçbir iktidar yoktur dünyada, darbe dönemleri hariç. Sanatı ve sanatçıyı yüceltmek her toplumun ortak amaçlarından birisidir. Sanatçının da hakları vardır bunların da korunması lazım. Bir özel yasa var, bu yasaya dayandırarak MESAM diye bir sivil toplum kuruluşu oluşturulmuş vaziyette. Olağan kongresini yapmadan Kültür Bakanlığı MESAM'a kayyum atadı. MESAM Yönetim Kurulu görevden alındı. Sabah telefon ettim Kültür Bakanlığı'ndan size uyarı yazısı geldi mi? Hiçbir yazı gitmemiş. Yani kuralı takmıyor. Kanun önce uyaracaksın diyor. 1 ay içinde tekrar denetleyeceksin diyor. Hiçbir uyarı yapılmadan MESAM Yönetim Kurulu Kültür Bakanlığı yazısı ile değiştiriliyor. Sordum dava açacak mısınız diye, tabi dediler. Kültür Bakanı'na sormak isterim sen sanatı sanatçıyı korumakla yükümlüsün. Bir yere kayyum atarken yasanın dışına çıkamazsın. Açıkça Kültür Bakanlığı burada suç işlemiştir.
ŞEKER FABRİKALARI: Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi toplumun hemen hemen her kesiminin karşı çıktığı bir uygulama. Konu gündeme gelir gelmez bir komisyon oluşturduk. Bütün şeker fabrikalarını gezeceksiniz dedik. Hepsi karşı hangi partiden olursa olsun. Şeker fabrikaları sıradan fabrikalar değildir. Özelleştirilmesine karşıyız. Özelleştirerek siz aslında bir anlamda cumhuriyetten intikam almaya çalışıyorsunuz. Şeker fabrikalarına sahip çıkmak demokrasiye cumhuriyete emeğe ve alın terine sahip çıkmak demektir. Gayet açık ve net başta Recep Bey, Binali Bey olmak üzere soru soruyorum hangi uluslararası kuruluşlarla oturup bir anlaşma yaptınız ve bu metni neden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından gizliyorsunuz? Kiminle oturdunuz Türk şeker politikasının geleceğini belirlediniz? Binali Bey nişasta bazlı şekerlere kota getireceğiz diye zaten var kota. Yüzde 15. Almanya'da yüzde 1,69. Bazı ülkelerde de yasak. Kansere obeziteye yol açıyor.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ŞU ANDA BİR HUKUK DEVLETİ DEĞİL: Anayasaya göre Türkiye, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Eğer hukuk devletini yok ederseniz, baskıcı bir dikta yönetimini getirirsiniz. Türkiye Cumhuriyeti şu anda bir hukuk devleti değildir.
AÇIKKOLLU AİLESİNİN YANINDAYIZ: Neden değildir? 15 Temmuz darbe girişiminden sonra BM'ye bir yazı gösterildi. İkisi çok önemli. Tutulanlara insanca davranmayacağım diyor. Adil biçimde yargılamayacağım diyor. Darbe girişiminden sonra pek çok insan mağdur edildi. Bütün mağdurların sesi olmaya özen gösterdik. Gökhan Açıkkollu, bir öğretmen, 15 Temmuz'dan sonra tutuklanıyor. Gözaltı sırasında hayatını kaybediyor. Gözaltındayken ilaçlarının verilmediği bize gelen bilgiler yönündeydi. Hasta ise insülini vereceksiniz, nitekim bu adam öldü. Şimdi bu vatandaşın işkence sonucu öldüğü ortaya çıktı. Eşi Mümine Açıkkollu ile arkadaşlarımız konuştular. 'Hainler mezarlığına gömülecekse cenazeyi vereceğiz' demişler. Diyanet fetva veriyor, 'hainlerin namazı kılınmaz' diyor. 'Mezarlığa defnedemedik, bahçemize defnetmek zorunda kaldık' diyorlar. Bu bir dram değil midir? İşkence sonucu hayatını kaybediyor. Tazminat davası açma hakkı var. Biz de o ailenin sonuna kadar yanında olacağız. Yargılanmadığı için suçlu mu değil mi belli değil. Bir tek Allah'ın kulu çıkıp 'bu ülkede adalet vardır' diyemez?
GÜNAYDIN RECEP BEY: Erdoğan, 'Eğer bir ülkede halk bunalmış ve ellerini semaya açarak, adalet çığlığı atar hale gelmişse, oradaki yargı sisteminde bir sorun var demektir' diyor. Günaydın Recep Bey günaydın... Nihayet öğrenebildin. Yargı sisteminde bir sorun değil, çok sorun var. Yargı yok adalet yok neden bahsediyorsun sen?
SAVCIYA, 'KÜLTABLASINI GETİRİR MİSİNİZ, KÜLÜ DÖKECEĞİM' DİYOR: Yargıç tek adam rejiminin olduğu yerde vicdanı ile karar veremez hale geldi. Sarayın bazı avukatları, saray adına hakimlere, savcılara talimat veriyorlar. "Kültablasını getirir misiniz, sigaramın külünü dökeceğim" diyorlar. Açıkça talimat veriyorlar.
SALİH MÜSLİM: Mardin Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Yargıtay'ın kararı var. YPG terör örgütüdür diye. Karar çıktıktan sonra siz Salih Müslim'i Ankara'ya davet ediyor, oturup konuşuyorsunuz. Yemek ısmarladılar gönderdiler, şimdi Avrupa'dan istiyorlar. 'Düne kadar zaten sizdeydi' demezler mi? 'Üstelik sizde mahkeme kararı var, bizde yok demezler mi?' Ardamarı olmayan hükümetin Türkiye'yi getirdiği nokta budur.
149 MİLYAR DOLAR FAİZİ TEFECİLERE VERDİLER: Saraydaki zat da faizden şikayet ediyor. Yükselten zaten sensin. 15 yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz. Vatandaşım söylediği söz faizci Tayyip. Son 15 yılda bir grup yabancıya Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin ödediği faiz 149 milyar dolar. 149 milyar doları çiftçiye mi emekliye mi verdiniz? Bir grup tefeciye veriyorsun. Vatandaş tefeci Tayyip demekte haksız mı? Haklı. Faiz sorununu çözemezler, çünkü yakayı tefeciye kaptırmışlar. Faizi düşür, doları, parayı getirmem diyor. Yakayı tefeciye kaptırmış vaziyette. Türkiye Cumhuriyeti devletini faizcilerden kurtarmak bizim boynumuzun borcudur. Bunu yapacağız.