HDP Başkanvekili Beştaş: 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi, Metiner doğru söylemiş
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner'in 'iktidarın kendilerini değiştirdiği'ne ilişkin açıklamalarını değerlendirdi: Metiner ilk oldu, tebrik ediyoruz. Diğerlerini de cesur olmaya davet ediyoruz. Cesaret iyidir. Cesaret bulaşıcıdır.
DUVAR - HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Doğan Grubu'nun satışına ilişkin olarak yaptığı açıklamada, "Artık kumandayla oynamaya gerek yok, çünkü bütün kanallar aynı görüntüleri verecek. Ev halkına kolaylık. Tek kanal olacak. Türkiye pilden de tasarruf edecek. İnternet ortamında epey mahir olduk sayelerinde" dedi. Beştaş, AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner'in 'güçlü zehirlenmesi yaşandığı' şeklindeki sözlerini ise, "40 yıl düşünsem böyle bir cümle kuracağım aklıma gelmezdi ama Metiner doğru bir şey söylemiş" yanıtını verdi.
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Beştaş'ın açıklamalarından başlıklar şöyle:
NEWROZ ENGELLENEMEDİ: Newroz’un kutlanmasını engellemek için bir baskı furyası başlatıldı, helikopterlerle gözaltılar yapıldı. Newroz’un kutlanması engellenmek isteniyordu. Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin birçok yerde gözaltı operasyonları yapıldı. MYK üyemiz Gülsüm Ağaoğlu, konuşması nedeniyle tutuklandı. Amaç neydi? Amaç Newroz’un kutlanmamasıydı, Afrin ile dayanışmanın üzerinin örtülmesiydi. Ama engellenemedi. Başta Kürtler olmak üzere AKP hükümetinin politikalarına karşı Afrin’de yaşananlara karşı büyük bir dayanışma gösterildi. Alanlara çıkan tüm halkımıza, herkese teşekkür ediyoruz. Bugün "Afrin düştü" diyenler Newroz alanlarına baksın, özgürlük tutkusunun devam ettiğini göreceklerdir.
AFRİN HANGİ ÜLKE SINIRLARI İÇİNDE? Cumhurbaşkanı ısrarla “biz işgale gitmedik” diyor. Bir söylemek var bir de yapmak var. Hocanın ne söylediğine değil ne yaptığına bakın. “İşgale gitmedik” diyor, sonra “Afrin’e vali atayacağım” diyor. Bayraklar dikiliyor. Peki, Afrin, hangi ülkenin sınırları içinde, Suriye’nin. Başka bir ülkenin toprağı. Türkiye’ye ait değil. Bu nedenle oraya giriş BM statüsüne göre kesinlikle bir işgaldir. Ama şimdi işgal aşamasını da geçtik ilhak aşamasında. Oraya yerleşildi. Vali atanacak. Türkiye, nasıl vali atayabilir başka bir ülkenin içindeki bir yere? Afrinliler yönetime gelecek diyorlar. Orada Afrinliler yok ki, yağmadan, ölümden çıktılar, Afrin’den ayrıldılar. Türkiye’nin girdiği gün Afrin’de halk mı vardı? Afrin’de boş sokaklara girildi. Afrin’de boş sokaklar servis ediliyor. Afrinliler Afrin’den çıkmak zorunda kaldı. Yansıyan görüntüler yağma görüntüleri. Baskı görüntüleri. Yağma ve talanın ne boyutta olduğunu kendileri de görmüş olacak ki, Erdoğan, İbrahim Kalın, “gerekli önlemler alınacaktır” diyerek bir başka görüntü ikame etmeye çalışıyorlar.
BM STATÜSÜNÜ YORUMLAMAYA ÇALIŞIYORLAR: Afrin’den alınan malların Azez’de pazarlarda satıldığını, bir yağmanın bölüşüm savaşının yaşandığını da dünya izliyor. Ajanslar bunları gösteriyor. Afrin’de talan edilen, yağmalanan mallar şu anda Azez’de satılıyor. Afrin’e yönelik işgal ve ilhak, BM 51. Maddesi'ne aykırıdır. Türkiye meşru müdafaa halinde değil, saldırıdadır. Dün “Sincar’a da gidiyoruz” dediler. BM statüsünü kendi lehine yorumlamaya çalışıyorlar ama bundan bir sonuç çıkmaz.
HERKES AYNI GÖRÜŞTE OLAMAZ: Son günlerde en çok tartışılan konulardan biri de Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yaşadıkları. Erdoğan’ın başka işi kalmamış olacak ki şimdi de öğrencilere sardı. Onları okutmayacakmış. Açıkça tehdit ediyor. Bu bir şiddet yöntemidir. Bu da Afrin işgali ile bağlantılı. Lokum dağıtılıyormuş, “zafer” var ya. Olabilir bir grup öğrenci lokum dağıtıyormuş. Birileri de demiş ki “savaşın lokumu olmaz, kabul etmiyoruz”. Karşı düşünceler. Herkes aynı görüşte olamaz ki. Demokrasi böyle bir şeydir. Orada niye susturmak istiyorlar. Çünkü Afrin konusunda yaraları var. Afrin konuşulması onların propagandasının aksini ortaya koyuyor. Ne yaptı talimat verdi, hemen ertesi sabah üniversite basıldı, öğrenciler gözaltına alındı. Hâlâ yargı bağımsız diyecekler mi? Boğaziçili öğrencilerin gözaltına alınmasına yargı değil Erdoğan karar verdi. Halen yargı bağımsız diyecek yüze sahipler mi? Yargı bütün bir ülkeyi ateşe attı. Ne isteniyor, nasıl bir gençlik isteniyor? AKP grup toplantılarında “reis çok yaşa” diye slogan atıyorlar. Onların düşüncesine saygı duyarız. Farklı düşünceye sonuna kadar tahammül etmek demokrasinin en büyük erdemidir. Ama bir ülkedeki tüm gençlerine “reis çok yaşa” dedirtemezsiniz.
O OKULLARA SİZ SOKMADINIZ Kİ: O öğrencilerden ne istiyorsunuz? Yargıyı tek tipleştiren, vatandaşı tek tip haline getirmek isteyen iktidar, üniversite öğrencilerini de sınavla değil atamayla okutmak istiyor herhalde. Hangi üniversitede kimin okuyacağına yükseköğretim sınavları değil hükümet mi karar verecek? Boğaziçi’ne, ODTÜ’ye girmek o kadar kolay değil Siz kimsiniz bu ülkenin gençlerini engelliyorsunuz? Siz sokmadınız ki onları o okullara. Onlar kendi emekleriyle ailelerinin fedakarlıklarıyla girdiler o okullara. Bu ülkenin gençlerinin okumasını engellemek istiyorsunuz! Çekin. Ellerinizi çekin gençlerin üzerinden. Okuma hakkını veren alır, okuma hakkını vermeyen bu hakkı alamaz. On binlerce öğrenci disiplin cezalarıyla tehdit ediliyorlar. PM üyemiz Berat Kıran işkence görüyor. Gençlik meclisi üyemiz. AKP’ye biat etmeyen gençliğe yöneliktir bu tehdit. Bilimi yok etmelerine izin vermemeliyiz. Ailelere sesleniyorum; çocuklarınızın eğitim ve öğrenim hakkına sahip çıkın. Bu öğrenciler sınavlarda başarılı olarak okuma hakkını kazanmışlardır. Bu öğrencilere düşmanlık, hiç kimseye kazandırmayacaktır.
GÜRÜZ'ÜN SÖYLEDİKLERİNİN AYNISINI SÖYLÜYOR: 28 Şubat’ı, Kemal Gürüz’ü hatırlıyoruz. Türbanlı öğrencileri nasıl engellediklerini hatırlıyoruz. Biz o zaman türbanlı gençlerin eğitim hakkının engellemesine karşıydık. Bugün komünist gençlerin eğitim hakkının engellenmesine karşıyız. İsteyen türbanıyla, isteyen kotuyla, isteyen mini eteğiyle gelir. Kemal Gürüz geçenlerde dedi ki: Biz bu kararı Türk milleti için verdik dedi. Bugün Erdoğan da aynısını söylüyor, “Türk milleti için verdik” diyor. Erdoğan’ın içine Kemal Gürüz ruhu da kaçmış. Tıpkı Kenan Evren ruhunun şu anda yaşadığı gibi.
EV HALKINA KOLAYLIK! Doğan Medya Grubu satıldı. Artık kumandayla oynamaya gerek yok, çünkü bütün kanallar aynı görüntüleri verecek. Ev halkına kolaylık. Tek kanal olacak. Türkiye pilden de tasarruf edecek. İnternet ortamında epey mahir olduk sayelerinde. Hiçbir kanal gerçekleri yayınlamayınca mecburen kendimiz yapıyoruz. Doğan Medya biat ediyordu zaten. Demirtaş yıllar önce biat etmenin sınırı yok. Biat ederek kurtulamazsınız demişti; bugün sözleri doğrulanıyor. Köşe yazarları kalmadı, gazeteci cezaevine döndü Türkiye. Basın yayın özgürlüğü yok. Çok taviz verdi Doğan Medya ama o havuza düşmekten kurutulamadı. Tavizin sonu yok. Biadın sonu yok. Boyun eğmek, diz çökmek kazandırmaz. Karşıtınız bile direnişine saygı duyar. Teslim olana saygı duyulmaz. Doğan Medya bu yönüyle kaybetti. Bütün ülkeyi ateşe attı, kendileri de havuza düşmekten kurtulamadı. Bizler, buna boyun eğmeyeceğiz. Biz, satışın olduğu gün Meclisten internet sansürünü düzenleyen torba yasa da geçti. Yakında WhatsApp ve Instagram da denetlenebilir. Herhalde beynimizin de içine giremezler. Sokaklarda dolaşmamızı, insanlarla temas etmemizi engelleyemezler. Hakikatleri halka ulaştırmanın yollarını mutlaka buluruz. Biz yolunu buluruz. Onlar yol bulamıyor o yüzden baskıyla bu işi çözmeye çalışıyorlar. Cumhurbaşkanı artık televizyon izleyemeyecek. Çünkü televizyonlar ayna olacak, her döndüğü yerde kendisini görecek ve kendisini görmekten rahatsız olacak. Tüm bunları saklayamayacaklar. Benzine zam gelince arabaya binen bu zammı fark etmeyecek mi? Çocuğumuza kıyafet aldığımızda zammı fark etmeyecek miyiz? Halk umutsuz değil çünkü HDP var. HDP var olduğu sürece umut var olacak.
METİNER DOĞRU SÖYLEMİŞ: (Mehmet Metiner’in 'güç zehirlenmesi' ve 'iktidarın kendilerini değiştirdiği'ne ilişkin açıklamalarını nasıl değerlendirirsiniz? sorusu üzerine...) Bu sözü söyleyeceğimi, 40 yıl düşünsem böyle bir cümle kuracağım aklıma gelmezdi ama Metiner doğru bir şey söylemiş. Cahiliye döneminden sonraki ilk doğru sözü. Geminin su almaya başladığını ifade etmeye kimse cesaret edemiyor. Metiner ilk oldu, tebrik ediyoruz. Diğerlerini de cesur olmaya davet ediyoruz. Cesaret iyidir. Cesaret bulaşıcıdır.