Erdoğan: IMF'ye borçlanmalar altınla olsun

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, devletleri 'kur baskısı'ndan kurtarmak için IMF'ye borçlanmaların dolar değil de altınla olması önerisinde bulundu. Konuşmasında Suriye'ye de değinen Erdoğan " Lafa gelince barış! Nasıl barış? Olmaz olsun böyle barış" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Girişimcilik Kongresi'nde konuşmasında, Türkiye ekonomisine ilişkin rakamlar vererek, IMF'yle ilgili önerilerde bulundu. AK Parti'nin iktidarda olduğu son 15 yılda önemli reformlara da imza attıklarını öne süren Erdoğan "Reformlarla ülkemizi demokraside ve ekonomide adeta sınıf atlattık" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasında özetle şunları söyledi:

YATIRIM TUTARI 1 TRİLYON LİRAYI AŞACAK: Sadece 2006 yılından 2017 yılına kadar 180 milyar dolarlık uluslararası yatırım çekmiş bir ülkedir. Bir başka önemli yanı da, yatırımlar dünyadaki tüm yatırımlar içerisinde örneklemede ilk 10'a giren yatırımlar var. İşte şu an bunlardan en önemlisi bu yıl sonuna doğru açılışını yapacağımız havalimanımız. Yüzde 7.4'lük büyüme ile G20'de birinci sırada, OECD'de ikinci sırada yer aldık. Kamu ve özel sektör yatırımlarının tutarı ilk defa 1 trilyon lirayı aşacak. Bu da 4 katlık bir artışa denk geliyor. Bu nereden nereye göstermesi bakımından çok önemli. Bugün Türkiye GSMH bakımından dünyanın 17. sırasında yer alan büyük bir ekonomi. Burada güven ve istikrar var.

DÖVİZ REZERVLERİ: Döviz rezervlerimiz 17.5 milyar dolardan 130 milyar dolara kadar çıktı. Son dönemde bu rakam maalesef 110 milyar dolara indi. Kamu stokumuzun milli gelire oranını yüzde 8.5'e kadar indirdik. Ama bununla yetinemeyiz.

GENÇ NÜFUS: Genç ve dinamik nüfusa ihtiyacımız var. Bu nüfusa sahip olmazsak yaşlanacağız. Yaşlı bir nüfusla da bir yere varmak mümkün değil. Her şeyin temelinde insan yatıyor. İnsan varsa emek, sermaye, yatırım var. Genç nüfusa Türkiye'nin ihtiyacı var. İnsandan çekinmeyelim. Bu girişimciliğin ruhunda da insan var. Girişimci insanlara ihtiyacımız var. Önce yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili sonrasında da stratejik yatırımlar ile ilgili önemli adımlar attık. İlk etapta toplam yatırım tuttarı 135 milyar lirayı bulan 23 projeye teşvik belgelerini verdik.

BORÇLANMA KUR YERİNE ALTINLA OLSUN: Dünyanın tek bir merkezden yönetilemeyeceği yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Eski sitemin zaaflarından biri de ekonomi ve siyasetin çok fazla karıştırılmış olmasıydı. Türkiye olarak biz de bu sıkıntıyı yaşamış ülkeyiz. Girişimci ruhu olan devletler topluluğunun bu dünyada kendi kurduğu ortamı da çok iyi dizayn etmesi lazım. Ben diyorum ki IMF'ye bu borçlanmalar dolarla değil de altınla olsun. Devletleri ve milletleri bizim bu kur baskısından kurtarmamız lazım. Altın hiçbir zaman bir baskı unsuru olmamıştır. Altınla bu adım atılsın.

SURİYE: Şuanda Suriye'de yaşananlar. Suriye'de yaşananları ne ile izah edeceğiz. Suriye'de 7 yıldır bir süreç var. Bu 7 yıllık süreç içerisinde bu emperyal güçler acaba Suriye'den ne kadar insanı kendi ülkelerine çekip aldılar. Almadılar; ama Türkiye 3,5 milyon insanı kendi ülkesinde barındırıyor, onlara misafirperverliğini gösteriyor. Peki onlar ne yaptı? Onlar geldiler kimyasal silah dediler, vurdular. O çocuklar bize geliyor. O çocukların ne halde olduğunu ben görüyorum; ama diğerleri bunu görmüyor. Ve tutturdukları tek şey var; 'kimyasal silah kullanıldığı için vurduk'. Ben de diyorum ki niye sadece kimyasal silahı değerlendiriyorsunuz, konvansiyonel silahı niye değerlendirmiyorsunuz? Kimyasal silah ile 1 kişi öldüyse konvansiyonel ile 10 kişi öldü. Dolayısıyla konvansiyonel silahlarla ölenleri bir kenara koy sadece kimyasal silahlarla öldürülenlere bak. Böyle adalet olur mu? Ve bunu uluslararası toplantılarla birçok kez gündeme getirdiğimiz halde kimsenin umurunda değil. Diğeri basit çünkü. Biz diyoruz ki; gelin bu dünyada yeni bir barışın temelini atalım ve böyle rastgele bu ülkelere bombalar yağdırmayalım. Varil bombalarını yağdırmayalım.

12 BİN KİLOMETREDEN BURAYA NİYE GELİNİR?: Avrupa'nın mülteci göçü karşısında yaşadığı panik ve aldığı insanlık dışı önlemleri unutamayız. Bizim Suriye ile 911 kilometre sınırımız var. İlk vurdukları yer biz oluyoruz, kimse bize sus diyemez. Peki 12 bin kilometre mesafeden buraya niye gelinir? Avrupa'dan buraya niye gelinir? Bunların hepsi düşündürücü. Ve kimseyi zalimlerin insafına veya denizlerde boğulmaya terk etmeden herkese kapımızı ve soframızı açtık. Ülkemize verilen sözlerin tutulmamasına rağmen bu insani tutumumuzdan asla taviz vermedik. Bununla kalmadık. Ülkemize gelen mültecilerin sebebi olan, aynı zamanda Suriye topraklarından ülkemize yönelen tehditlerin kaynağı durumundaki terör örgütlerinin üzerine de kararlılıkla gittik. Burada bir kez daha ifade ediyorum; Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü yoktur. Yaptığımız operasyonların iki amacı vardır. Birincisi ülkemize yönelik tehditleri ortadan kaldırmaktır. İkincisi hayatlarını ülkemizde sürdüren mülteciler için Suriye'de güvenli, huzurlu ve yaşanabilir bir bölge oluşturmaktır.

UÇAĞI DA ÜRETECEĞİZ: Yerli otomobil konusunda 5 girişimcimiz adımını attı. Ama uçağımızı da üreteceğiz. İdealler büyük hayallerle gerçekleşir.

(HABER MERKEZİ)