HDP Sözcüsü Bilgen: Milletvekili seçimlerinde alınan sonuç 2'nci turun kaderini belirleyecek
HDP Sözcüsü Bilgen, muhalefet milletvekili seçimlerinde çoğunluğu yakalarsa, bunun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda en az 5 puanlık avantaj sağlayacağını söyledi. HDP'nin cumhurbaşkanı adayının ikinci tura kalma ihtimali olduğunu savunan Bilgen, ittifak ve aday görüşmeleri sırasında en çok zorlanan partinin CHP olacağını belirtti.
DUVAR - HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, muhalefetin milletvekili seçimlerinde çoğunluğu kazanması durumunda ikinci turda elinin rahatlayacağını söyledi. HDP'nin cumhurbaşkanı adayının ikinci tura kalma ihtimali olduğunu savunan Bilgen'e göre, AK Parti-MHP ittifakı, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda daha büyük panik yaşayacak.
MA'ya açıklamalarda bulunan Bilgen'in mesajları şöyle:
RESMİ OLMAYAN BİR TAKIM BULUŞMALAR YAPTIK: Bizbir miktar sandık güvenliği ile ilgili ortaklaşmak ve mümkünse muhalefet partilerinin yani 16 Nisan’da “hayır” oyu vermiş muhalefet partilerinin söylem ve programda ortaklaşması, demokratik bir anayasa ekseninde söylem üzerinde durması konusunda bugüne kadar resmi olmayan bir takım buluşmalar yaptık. Dolayısıyla geriye sadece adaylık konusu kaldı. Burada da milletvekili seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçimlerini bir birinden ayırarak tartışma yapmamız gerekiyor.
Milletvekili seçiminin tek tur olması, birinci turda Meclis çoğunluğunu elde eden eğer muhalefet olursa bunun ikinci tura büyük bir motivasyon olarak yansıyacağının farkında olunması gerekiyor. Bu özellikle seçmenden “hani istikrar açışından, uyum açısından cumhurbaşkanlığı da Meclis’te çoğunluğu olan tarafta olsun” duygusunun en az 5 puanlık ikinci tura kalan muhalefet adayının lehine sonuç doğuracağı kabulü var. Araştırma firmalarının tespitleri bu yönde. Bu elbette ki tartışmaların birinci turda vekillikte en güçlü tabloyu elde etmek ama cumhurbaşkanlığı seçimine de ikinci tura kazanılabilir, ortaklaşabilir bir adayla çıkmak notasında yoğunlaştırıyor.
SIFIR BARAJ TARTIŞMALARI: İkinci önemli nokta milletvekili seçimleri ile ilgili yani bir ittifak mümkün olursa, bu barajı sıfırladığı için büyük bir avantaj sağlıyor. Özellikle artık oylar ile ilgili 40 civarında milletvekilinin ittifak bloğunda yani AKP-MHP bloğunda değil de muhalefette temsil edilmesini sağlıyor. Bu da az önce ifade etmek istediğim Meclis çoğunluğunu elinde tutan bir muhalefetin cumhurbaşkanlığında da şanslı hale gelmesini sağlıyor.
Ortaklaşmayı, uzlaşmayı birlikte ortak hareket etmeyi tercih ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı konusunda daha çok birinci turda güçlü bir kampanyayla kendi adayımız ile gireceğiz. İkinci tura kendi adayımızı taşımak istiyoruz.
İKİ FARKLI İTTİFAK ÖNERİSİ: İki öneri var şu anda. Daha çok İYİ Parti sağ blokun ayrı girmesi, CHP-HDP gibi partilerin ise farklı bir blok olması yönünde. Yani muhalefette tek blok değil iki blok olsun. İYİ Parti ve Demokrat Parti, Saadet Parti ve İYİ Parti milletvekilliğinde ortaklaşsın diğerleri de kendi aralarında ortaklaşsın yönünde bir tartışma. CHP’deki eğilim ise “herkesin tek listede ne kadar muhalefet partisi var ise kim gelmek istiyorsa illa da ittifakın bir ortak kampanya yürütmesi gerekmiyor” yönünde. Herkesin amblemi ayrı sadece oylar hesaplanırken bir toplam yapılacak dolayısı ile milletvekili paylaşımında herkes aldığı oy oranında temsil imkânı yakalayacak. Ama kimse için de baraj riski kalmamış olacak. Şimdi ister bu iki tercihten biri olsun isterse biz bu iki tercihin dışında kalalım; bu mümkün olmasın ve biz tek başımıza girmiş olalım. Sonuç itibari ile yani bizim açımızda dışlanmanın bile büyük bir motivasyonu, getirisi olabilir. Özellikle de İYİ Parti’nin kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarması, CHP-Saadet Partisi eğer kendi aralarında anlaşır ve sağ bir aday çıkartırlarsa bunun da şüphesiz dışlanan bir HDP’ye taşıyacağı bir seçmen profili olacaktır. Bu tabi ki bizim tercihimiz değil. Biz ortaklaşmayı, uzlaşmayı birlikte ortak hareket etmeyi tercih ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı konusunda ise daha çok birinci turda güçlü bir kampanyayla kendi adayımız ile girmek. Eğer imkânı varsa ikinci tura kendi adayımızı taşımak. Bu mümkün olmasa da ikinci turda daha kolay oy verebileceğimiz bir profilde ve söylemde olması için de düşüncelerimiz görüşlerimizi belirtmek.
Çaralan: Kürt halkının ferasetine güvenmek muhalefete yeter mi?
DIŞLANMA HDP İÇİN NASIL BİR POZİTİF ETKİ YARATABİLİR: Tabi biz çok açık bir biçimde kendi adayımız ile girmek konusunda hazırlıklarımızı yapmak zorundaydık. Yani sonunu bekleyip, bu dar takvimde onların iradesi ortaya çıktıktan sonra aday aramaya başlayamazdık. Böyle bir şey hiçbir parti için söz konusu olamaz. Ama biz her açıklamamızda kendi adayımız ile girmeye hazırız, bu kararlılıktayız ama bizimle açık bir ittifak, somut bir ittifak beklentisi, teması olursa da bunlara asla kapalı değiliz. Biz bu konuda bir zaman kapıyı kapatan taraf olmadık. Ama açık ve somut bir birliktelik konusunda da ne ismi geçen cumhurbaşkanı adayları cesaret gösterdiler ne de siyasi partiler bu konuda cesaretli net bir tutum sergilediler. Elbette bu sürecin sonunda galiba en çok zorlanacak parti CHP olacaktır. İster Saadet Partisi ile parti dışında daha sağ profilde bir ortak aday çıkarsın, isterse kendi içinde bir aday çıkarsın her halükarda bu sürecin en zorlanan partisi CHP olacaktır.
DİĞER PARTİLERLE GÖRÜŞMELERDE SOMUTLAŞAN KONULAR OLDU MU: Henüz değil. Takvim de çok dar. Birkaç gün içerisinde bir netliğe varmak gerekiyor. Çünkü ittifak yapan partilerin bunu resmi olarak YSK’ya bildirmeleri gerekiyor. Dolayısıyla çok uzun bir süre yok. Burada galiba tartışma cumhurbaşkanlığı konusunda netleşecek. Eğer CHP ile Saadet Partisi, Abdullah Gül isminde ya da başka bir isimde ortaklaşırsa, bu muhtemelen milletvekili seçimlerinde de birlikte hareket etmeyi beraberinde getirecektir. Ama bu ortaklaşma gerçekleşmezse Saadet Partisi, İYİ Parti ile bir ortaklaşmaya yoluna gider. Saadet Partisi bu konuda biraz da mecburi bir ittifakın içerisine girer. Çünkü yüzde 10 barajı konusunda en riskli pozisyonda olan bir parti. Dolayısıyla da birinci turda biraz da bu süreci belirleyecek olan sağ partiler. Bizim daha çok elimiz ikinci turda güçlenecek. Çünkü ikinci tura kendi adayımız çıkarsa zaten ne ala. Yani başka bir muhalefet adayı çıktığında da bizim oylarımızı almadan, bizim seçmen kitlemize hitap etmeden seçimi kazanması mümkün olmayacak. Bu Erdoğan açısında açısından da mümkün olmayacaktır.
GÜL VEYA AKŞENER İKİNCİ TURA KALIRSA HDP'NİN TAVRI NE OLACAK: Biz şuanda kamuoyuna sadece bu anlamda bir tek şey açıklayabiliriz. Kendi adayımızın da ikinci tura çıkabileceğini düşünüyoruz. CHP, Saadet Partisi ile karar alıp, parti içinde iknayı sağlamayabilir. Dolayısıyla da CHP içerisinde de kırılmalar yaşanabilir. Yani Meral Akşener’in aldığı oy ya da CHP ve Saadet Partisi’nin adayı ve bizim adayımız arasında oylar bölündüğünde çok aşağılarda bir oy oranı ile bile yani 17-18 oy oranlarında bile ikinci tura kalma imkânı doğabilir. Dolayısıyla bizim dışarıya şu anda şu isim deme imkânımız yok. Elbette ki her iki ismin de bize yönelik söylemleri, ilişki tarzları, cesaretleri, Kürt sorunu konusunda ne düşündükleri, toplumsal barışı nasıl anladıkları, inanç özgürlüğü, eşitlik gibi konularda nasıl bir yaklaşım sergileyecekleri ile bunu ortaya koyacaklar. Bizim bu konuda kamuoyuna bir deklarasyonda bulunmamız elbette doğru olmaz.
HDP'NİN ADAYI DEMİRTAŞ MI: Kendisinin bir irade beyanı var ki bu kamuoyuna zaten yansıdı. Parti kurullarımız, dost kurumlar ve bileşenlerimiz ile kurulan temaslarda da en öne çıkan isim konumunda. Ama şüphesiz takvim yani süreç tamamlanmış değil. Yargılamalarının hukuki açıdan bir sorun olmayacağı, en azında bu dar takvim sürecinde bir sorun olmayacağı yönündeki eğilim ağır basıyor. Dolayısı ile bu anlamda bir risk olmadığında genel eğilim elbette ki belirleyici olacaktır. Ama başka isim önerileri de var.
Yasal takvimi ve diğer gelişmeleri de gözetmek durumundayız. Burada temas etmekte gecikmemeliyiz ama ilan etmekte de acele etmemeliyiz. Yani kendi önümüzü kesecek taktik hatalar yapmamalıyız. Mümkün olduğunca tartışmaları olgunlaştırmak gerekiyor. Diğer partilerin de nerede, kimin üzerinde ortaklaştıklarını görmemiz gerekiyor. Bu süreç bitmeden bir deklarasyon tercih edilmeyebilir.
DEMİRTAŞ'A ADAYLIĞINI ENGELLEMEK İÇİN CEZA VERİLEBİLİR Mİ: Şimdi adaylık kesinleşmeden bir ceza alması durumunda ki o teknik olarak imkânsız. Duruşma 30 Nisan tarihinde ve 3-4 Mayıs da adaylıklar için son tarih. 4-5 gün içerisinde daha mütalaa verilecek. Mütalaaya karşı savunma yapmak için süre istenecek. Yani adaylık kesinleşmeden önce bir karar çok kolay gözükmüyor, başka sürprizlerle karşılaşmazsak. Dolayısıyla adaylık kesinleştikten sonra da sonuç itibariyle sandıkta bir protesto tavrını geliştirebilecek bir durum yok. Sadece mazbatasını yani birinci turdan ikinci tura kalırsa, ikinci turda da kazanırsa mazbatasını alamama gibi bir durum ortaya çıkacak. Onun dışında bir risk görülmediği için yedek aday gibi bir takım tedbirler yapmayı gerektirmeyecek bir durum gibi okuyoruz.
AK PARTİ-MHP İTTİFAKINDA BİR PANİK SÖZ KONUSU MU: Birinci turda ikiden fazla adayın olmasının muhalefet lehine bir avantaj oluşturacağı düşüncesindeyiz. İktidar birinci turda kazanamadığında hele bir de parlamentoda çoğunluk muhalefete geçtiğinde daha büyük bir panik daha büyük bir telaşla yeni yanlışlar yapma refleksi geliştirebilir.
Seçimi neden bu kadar dar bir takvim koyduklarına dair çok uzun analizlere gerek yok ama şunu net olarak ifade etmek mümkün. Sıkışmış olan, acele karar vermiş olanlar onlar. Dolayısıyla bu telaş son derece anlaşılır bir telaş. Hedef muhalefetin kolay organize olamaması, tartışamaması, ortaklaşamamasıyla ilgiliydi. Muhalefet de bu konuda cesur ve öngörülü davranırsa şüphesiz muhalefetin bu tuzağa düşmemesini iktidarın bu oyununu boşa çıkartılmasını sağlayacak.
AK PARTİDE İTTİFAKTAN RAHATSIZ OLANLAR VAR: Bir başka nokta her ne kadar bir MHP–AKP ittifakı matematiksel olarak rakamları son aldıkları oyları alt alta yazarak bir hesap kitap yapılıyorsa da ya da anketlerde plan yapılıyorsa da şu da görülüyor; bu ittifaktan rahatsız olan bir kesim var. Hem AKP içerisinde bu ittifaktan rahatsız olup, başka davranışlar sandıkta başka tercihler sergileyecek çok net bir seçmen var. Kendi yaptırdıkları anketlerde bile gözüküyor. İktidar partisinin yaptırdığı iki farklı ankette bunu gördüm. İkincisi MHP’nin oyları 6 puan civarında gösteriliyor. Anketler bu 6 puanın yüzde 30’a yani 2 puanın her şart altında Erdoğan’a gitmeme ihtimali taşıyan tepkiler veriyor. Dolayısıyla da bu tabloda birinci turdan çıkmak çok kolay gözükmüyor. Hele çok aday olduğunda çıkmak nerdeyse imkânsızlaşıyor. Biz birinci turda ikiden fazla adayın olmasının muhalefet lehine bir avantaj oluşturacağı düşüncesindeyiz. İktidar birinci turda kazanamadığında hele bir de parlamentoda çoğunluk muhalefete geçtiğinde daha büyük bir panik daha büyük bir telaşla yeni yanlışlar yapma refleksi geliştirebilir.