'İsrail'den iki cihanda davacı olacağız'
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Filistinlilerin, dünyadaki tüm mazlumların sembolü olduğunu belirterek, "İsrail yönetiminden iki cihanda da davacı olacağız. Biz bunları iyi tanıyoruz. İkili görüşmelerde onların bize söylediklerini unutmamız mümkün değil. Bunlardan ne insani ne vicdani asla böyle bir karakter yok" dedi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kudüste yaşananların, zulümleri meşrulaştırmanın bir aracı olduğunu söyledi. Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in reforme edilmesi talebini de yineledi.
Öte yandan Erdoğan, konuşması öncesinde kürsüde bulunan zeytin dalını alarak protokol sırasında oturan eşi Emine Erdoğan'a verdi. Zeytin dalını alan Emine Erdoğan, Erdoğan'ın elini sıkıntı. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra kürsüye dönerek konuşmasına başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki Uluslararası Zeytindağı Barış Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
BİZ BUNLARI İYİ TANIDIK: Filistin ve Kudüs meselesi, sadece bir milletin, bir coğrafyanın, bir şehrin davası değildir. Maruz kaldıkları zulümler, katliamlar, haksızlıklar sebebiyle Filistinlililer, dünyadaki tüm mazlumların sembolüdür. Kudüs ise insanlığın ortak değerler etrafından toplanabilme idealinin sembolüdür. Biz insanlığın özellikle barış merkezi olması gereken Filistin'in ve Kudüs'ün adını zulümle yan yana yazan İsrail yönetiminden iki cihanda da davacı olacağız. Filistin ile birlikte Suriye'de yaşananlar, bize acı bir gerçeği gösterdi. Biz bunları iyi tanıdık, iyi tanıyoruz, iyi biliyoruz hatta ve hatta ikili görüşmelerde onların bize söylediklerini unutmamız mümkün değil. Bunlarda ne insani ne vicdani asla öyle bir karakter, öyle bir cibilliyet yok.
BM REFORMU ŞART: Uluslararası toplumun görevi barışı temin etmek olan riyakarlığı tahammül edilemez boyuta ulaşmıştır. BM'nin reforme edilmesi şarttır. BM'yi reforme etmek suretiyle yeniden BM yapısını ortaya çıkarmak gerekiyor. Doğru neyse bunu son nefesimizi verene kadar savunacağız. İnsanlığın geleceğini, Filistin ve Kudüs meselesinde verdiği imtihanda elde edeceği netice belirleyecektir, bunda hiç şüphe yok. Şayet bu imtihandan alnımızın akıyla çıkabilirsek, insanlık olarak geleceğimize güvenle ve umutla bakabiliriz. Tam tersi olursa o zaman hakların, özgürlüklerin, ahlaki ve vicdanı tüm ölçülerin ortada olmadığı veya ortadan kalktığı, zulmün hakim olduğu karanlık bir gelecek bizi bekliyor olabilir.
KİMSENİN GÜVENDE OLMAYACAĞI BİR GELECEĞİN İŞARETİ: Filistin'de özellikle Kudüs'te yaşananlar zalimlerin zulümlerini meşrulaştırma hatta kurumsallaştırma çabasından başka bir şey değildir. İsrail yönetiminin yakın zamanda kendi topraklarına sahip çıkmaktan başka hiçbir suçları olmayan Filistinlilere karşı uyguladığı şiddet, zalimlerin cüretinin her geçen gün arttığını gösteriyor. Bu saldırılarda onlarca şehit ve binlerce yaralı veren Filistinlilerin yaşadıkları karşısında uluslararası toplumun sergilediği kayıtsızlık hiçbir halkın hiçbir bireyin güvende olamayacağı bir geleceğin işaretidir. Filistinli çocukların önemli bir bölümü mülteci kamplarında hayatlarını sürdürüyor. Vatanlarında kalmayı başaranlar ise adımını attığı her yerde ayrımcılığa maruz kalıyor. Sokakta fanatiklerin tacizine uğrayan Filistinli çocuk kendisine nasıl bir gelecek tahayyül edebilir? İnsanlığın tamamına hizmet edecek bir uluslararası güvenlik mimarisi kurulana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz.
NEREDE ALTIN, ELMAS ORADALAR: Peki ekonomik, siyasi ve askeri güç dendiğinde birbirleriyle yarışan bizim iki katımız, beş katımız, on katımız büyüklüğündeki devletler niye insani yardım dendiğinde gerimize düşüyor dersiniz? Çünkü tamamen bir vicdan, ahlak işi olan insani yardım para getirmez, petrol getirmez, altın getirmez, siyasi güç getirmez. Bunlar nerede elmas varsa, nerede altın varsa nerede kendileri için petrol varsa oradalar. Suriye ve Iraklı 4,5 milyon kişiyi yıllarca misafir ederken AB ciddi paniğe kapıldı. Şu ana kadar yaptığımız yardım 31 milyar dolar oldu.
2 BİN TIR SİLAH GÖNDERDİLER: 2 bin TIR kargo uçağıyla silah (Suriye) geliyor. Bunlar gelse gelse Türkiye'ye karşı geliyor. Sınırda Türkiye var başka bir şey yok. 20 tane üssü var (Suriye'de) Amerika'nın. 'Savaş bitince biz silahların hepsini alıp gideceğiz' dediler. Kimi aldatıyorsunuz? Irak'ta gördük. Irak'ta siz hiçbir silahı almadınız biz o silahların bir kısmını PKK'lıların elinden topladık.
ŞARON, 'FİLİSTİNLİ ÖLDÜRMEKTEN ZEVK ALIYORUM' DEDİ: Bir İsrail seyahatim oldu zaten bir kere gittim o zaman Şaron Başbakan Filistin tarafına geçeceğiz bize bayağı çile çektirdiler. Arabayı aradılar yarım saat 45 dakika oyaladılar. İkili görüşmede enteresan bir şey anlattı Şaron. Hayatta en çok zevk aldığım şey Filisitinleri öldürürken tank üstündeki görevimdi. Bu insanların karakteri bu. Ne oldu sonra? Kaç yıl değil mi? Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Bu iş böyle. Adil olacaksın dürüst olacaksın.
(HABER MERKEZİ)