Sağlar: İnönü FETÖ okullarının önünü kesmeye çalıştı
CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar: AKP Genel Başkanı eğer iddiasının arkasında ise, “gelsinler konuşalım” davetini kabul etmeye hazırım. Bu çirkin iftiranın arkasında duracak cesareti varsa, dilediği bir TV programında bu konuyu tartışmaya hazırım.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'okullarını ziyaret etti' dediği Erdal İnönü ile ilgili bir açıklama yapan CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, "Aksine, Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptığı hükümet, FETÖ’nün Orta Asya’da açtığı okulların önünü kesmek amacıyla bölgede devlet üniversiteleri açılması için çalışmalar yapmıştır" dedi.
Sağlar, Erdoğan'ın açıklamasını, "Kendisine yanıt veremeyecek bir kişiye çirkin ve şereften yoksun bir iftira atmıştır" diye değerlendirerek, "AKP Genel Başkanı eğer iddiasının arkasında ise, 'gelsinler konuşalım' davetini kabul etmeye hazırım. Bu çirkin iftiranın arkasında duracak cesareti varsa, dilediği bir TV programında bu konuyu tartışmaya hazırım. Ancak bu cesareti yoksa, oturduğu koltuğun şerefine yakışmayacak bu açıklaması nedeniyle kendisini derhal istifaya davet ediyorum" diyerek istifa çağrısı da yaptı. Sağlar'ın açıklamasından başlıklar şöyle:
İNÖNÜ'NÜN YOLDAŞIYIM: AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Haziran gecesi katıldığı bir televizyon programında rahmetli Erdal İnönü’ye FETÖ’cülük ithamında bulunmuştur. “İnönü bunların yakın arkadaşıydı. Erdal İnönü’nün bunların okullarını ziyaret ettiğini iyi bilirim. Onların davetlerine katıldıklarını iyi bilirim. Gelsinler konuşalım” şeklinde bir açıklama yaparak, kendisine yanıt veremeyecek bir kişiye çirkin ve şereften yoksun bir iftira atmıştır. Erdal İnönü’nün SHP Genel Başkanı olduğu dönemde partinin genel sekreterliği görevini üstlenen ve DYP-SHP koalisyonlarında bakanlık yapmış bir siyasetçi olarak, rahmetli İnönü’nün siyasetteki en yakın yoldaşlarından birisi olduğum için bu iddiaya yanıt verebilecek ve “Gelsinler konuşalım” davetine karşılık verebilecek kişilerden birisi de benim.
ZİYARET ETMEDİ: Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına yakışacak bir tutum sergilemesini zaten beklemiyordum. Ancak kendisi, bir siyasi partinin genel başkanına da yakışmayacak bir iftira atarak, FETÖ ile yaptıkları işbirliklerini örtbas etmeye çalışmaktadır. Erdal İnönü, laik ve demokratik cumhuriyet değerlerine son derece bağlı bir siyasetçi olarak, hayatının hiçbir döneminde ne FETÖ’yle ne de diğer cemaatlerle herhangi bir şekilde ilişki kurmamıştır. Ne genel başkanlığı ne de başbakan yardımcılığı döneminde FETÖ’nün okullarını ziyaret etmemiştir. Aksine, Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptığı hükümet, FETÖ’nün Orta Asya’da açtığı okulların önünü kesmek amacıyla bölgede devlet üniversiteleri açılması için çalışmalar yapmıştır.
TEHDİDE DİKKAT ÇEKTİ: Aynı dönemde, SHP Genel Sekreteri olarak yaptığım açıklamalarda, tarikatların 10 yıl içinde devleti ele geçirmeyi amaçladıklarını vurgulayarak, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in Gülen’le görüşmesini eleştirmiştim. 1994 yılının Aralık ayındaki gazete arşivleri incelendiğinde, Gülen ve benzeri yapılanmaları yönelik “Atatürk’ün kurmuş olduğu laik, demokratik cumhuriyetin karanlık güçlerce yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde, onların temsilcileriyle görüşülmesine” yönelik eleştirilerim görülebilir. Kısacası, gerek rahmetli Erdal İnönü gerekse de SHP, FETÖ’yle arkadaşlık etmek ve okullarını ziyaret etmek şöyle dursun, bu yapıyla mücadele edilmesi gerektiğini yıllar önce vurgulamış ve bu yapıların ortaya koyduğu tehdide dikkat çekmiştir.
VATANDAŞLARIMIZ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURSUN: AKP Genel Başkanı eğer iddiasının arkasında ise, “gelsinler konuşalım” davetini kabul etmeye hazırım. Bu çirkin iftiranın arkasında duracak cesareti varsa, dilediği bir TV programında bu konuyu tartışmaya hazırım. Ancak bu cesareti yoksa, oturduğu koltuğun şerefine yakışmayacak bu açıklaması nedeniyle kendisini derhal istifaya davet ediyorum. Son günlerde yaptığı diğer açıklamalarla (buzdolabı, ambulansları çeken köpekler, Silifke’deki tren hattı, kıraathane, vb.) birlikte düşünüldüğünde, Erdoğan’ın ya şirazesi kaymış ve cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturabilecek cezai ve hukuki ehliyeti ortadan kalkmış, ya da o koltuğu kaybetmemek uğruna şeref ve ahlaktan vazgeçmeyi göze alabilecek duruma gelmiştir. Vatandaşlarımızın, Erdal İnönü’ye yapılan çirkin iftiraları değerlendirirken, Erdoğan’ın içine düştüğü bu durumu göz önünde bulunduracağından eminim.