Özcan Purçu: Zorbalığa geçit vermeyecek toplumsal dinamikler var
CHP İzmir milletvekili adayı Özcan Purçu, "Yoksullar üzerinden yapılan siyaset çok irrite edici" diyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulacağını belirten Purçu, yürüttükleri çalışmaları "Baskı ve zorbalığın hüküm sürmesine geçit vermeyecek toplumsal dinamikler var ve bizim amacımız sorunların çözümü için bu dinamikleri aktif hale getirmek" diye anlattı.
İZMİR - 7 Haziran 2015’te yapılan seçimlerde Türkiye’nin ilk Roman milletvekili olarak Meclis'e giren Özcan Purçu, 1 Kasım'da yapılan seçimlerde de CHP'den İzmir milletvekili seçildi. Purçu'yu 24 Haziran'da da Cumhuriyet Halk Partisi, İzmir birinci bölge, üçüncü sırasından aday gösterdi. Göçebe bir ailenin çocuğu olarak çadırda dünyaya gelen Purçu, uzun yıllardan beri Roman halklarıyla ilgili mücadele veriyor. Türkiye'nin onlarca ilini ziyaret eden, Özcan Purçu için 'Türkiye'nin vekili', 'halk adamı' gibi sıfatlar kullanılıyor. TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmalar Romanların ve sorunlarının görünürlüğüne katkı sağladı. TBMM kâtip üyesi seçildiğinde kırmızı plakayla ilk ziyaretini çadırlara yaptı. Sadece İzmir değil Türkiye'nin farklı illerinde Romanların yoğun yaşadığı mahalleler başta olmak üzere yoksul mahallelere yüzlerce ziyaret gerçekleştirdi.
Uluslararası Roman Birliği Türkiye Parlamenteri olarak görev yapan Purçu, birçok uluslararası projede yer aldı. Türkiye’nin her bölgesinde Romanlarla ilgili etüt merkezleri, kadın ve çocuk merkezleri kurulması için çalıştı. CHP Roman Eylem Planı'nın hazırlanmasına öncülük etti.
Tüm dünyanın kabul ettiği 8 Nisan Dünya Romanlar gününün Türkiye’de de kabul edilmesi için yasa teklifi veren, hükümetin Romanlara verdiği sözlerin takipçisi olan, Romanların yaşadıkları sorunlarla ilgili onlarca araştırma ve soru önergesi veren Özcan Purçu Gazete Duvar’ın ‘Milletvekili adaylarıyla 5 soru- 5 Cevap köşesinin konuğu oldu.
'ROMAN MİLLETVEKİLİ OLMA ŞANSINA CHP SAYESİNDE ERİŞTİM'
Neden yeniden adaysınız?
5 milyona yakın Roman vatandaşımızın yaşadığı ülkemizde Romanların ve yoksulluk sarmalındaki, yoksun bırakılmış, ezilen, ötekileştirilen tüm grupların TBMM’deki sesi olmak için yeniden adayım. İzmir’in dağlarında açan çiçeklerin tüm Türkiye’de açması için ben de varım diyecek sorumlulukla adayım. Cumhuriyet Halk Partisi, Romanların TBMM’de temsiliyetini sağlayan ilk siyasi parti. Türkiye’nin ilk Roman Milletvekili olma şansına CHP sayesinde eriştim. Bu onurlu görevi layıkıyla yapmaya özen gösteriyorum. Sorumluluğumuz büyük. Her geçen gün daha da yoksullaştırılan bir toplumun umudu olarak, 25. ve 26. Dönemde TBMM’de İzmir Milletvekili olarak görev aldım. Sorunlar kronik halde, yapısal çözümler olmadan tek tek sorunları çözmek mümkün değil. Ben halkın içinden gelen biri olarak, halkımızın yaşam koşullarını değiştirmek için TBMM’de elimden gelen katkıyı sunmak için bu dönemde de adayım.
'YOKSULLAR ÜZERİNDEN YAPILAN SİYASET ÇOK İRRİTE EDİCİ'
Neden CHP’yi seçtiniz?
Çok zorlu koşullarda büyüdüm ve üniversiteyi bitirdim. Üniversiteden mezun olur olmaz da Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye oldum. Cumhuriyet Halk Partisi, köklü geçmişi, Atatürk’ün mirasına sahip çıkan laik, demokratik, çoğulcu yapısıyla benim evim, yurdum, adresim… Yok sayılan, ötekileştirilen Romanlar için, ötekisi olmayan Türkiye için, ülkemizin çıkarlarına katkı koyan yegane parti olduğu için Cumhuriyet Halk Partiliyim. Evrensel değerlerin ve Atatürk ilkelerinin ışığında, toplumsal değişimi sağlayacak parti CHP. Yoksullar üzerinden yapılan siyaset çok irrite edici… Yoksulluğun en dibini görmüş bir Roman çocuğu olarak, kendimizi ifade edebileceğim, yok sayılan sorunları halkçılık temelinde çözüm noktasında dillendirebileceğim partimin farklı kademelerinde görev aldım. Gençliğimden bu yana, CHP’ye inandım, yoksulluk döngüsünü kırabilecek başka bir siyaseti CHP çatısı altında yapmaktan mutluluk duyuyorum. Sadece aday olduğum İzmir değil tüm Türkiye’de çalıştım, yoksul mahallere yüzlerce ziyaret gerçekleştirdim. CHP ailesinin bir üyesi olarak, partimin değerlerini savunmaya, toplumsal dönüşümü birlikte başaracağımızı anlatmaya devam edeceğim.
'HÜKÜMETİN ROMAN POLİTİKASI SAMİMİYETSİZ'
Yeniden milletvekili olduğunuz takdirde yapamadığınız neleri yapacaksınız?
Yıllarca yok sayılmış Romanlar için, TBMM’de bir temsilcilerinin olması inanılmaz gurur verici ve heyecanlandırıcı oldu. En temel insan haklarından yoksun Romanlar, ilk seçildiğim günden bugüne umutlarını, beklentilerini, hayallerini, hayatlarının değişmesi taleplerini iletmeye devam ediyorlar. Hükümetin vaatlerle, sorunları öteleyerek yürüttüğü Roman politikası yetersiz, samimiyetsiz. TBMM’de bugüne kadar Romanların, yoksulların toplumun yoksun kesimlerinin “görünür” olmasına, sorunlarının toplumun tüm kesimleri tarafından anlaşılmasına katkı sağlamaya gayret ettim. Şimdi CHP olarak somut politikalarımızı, çözüm önerilerimizi, Romanlar için hazırladığımız Eylem Planı’nı hayata geçirme vakti. İlk kez bir siyasi parti Roman Eylem Planı hazırlıyor, katkı vermekten memnuniyet duyuyorum. CHP Roman Eylem Planı’nı yerel yönetimlerimiz başta olmak üzere, ilgili tüm kurum kuruluşlarda yenileşmeyi getirecek adımlarla hayata geçirmeye öncelik vereceğim. Romanların yoğun yaşadığı mahallelerde kreşlerin, sosyal etkinlik merkezlerinin, çocuk merkezlerinin açılmasını hızlandırmaya, örnek modellerin yaygınlaşmasına katkı sunacağım. Elbette ki yasama faaliyetlerimiz devam edecek. Roman STK’ların kapasitelerinin güçlendirilmesi için, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde tüm Türkiye’den Roman, Dom, Lom, Abdal grupların katılımıyla gerçekleştirdiğimiz 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nün devamı niteliğinde bölgesel toplantı ve dayanışmayı güçlendirecek çalışmaları periyodik devam ettireceğiz. Uluslararası bağlantıların kurumsal adımlarında da yine yer alacağım. Yıllarca Avrupa’da temaslarda bulundum, Avrupa Konseyi’nde çalıştım. Sorunlar dünyanın farklı bölgelerinde çok benzer. Çözümler içinse örgütlülüğü artıracağız, ağımızı genişleteceğiz.
'GİDİŞATI TERSİNE ÇEVİRMEK ZORUNDAYIZ'
Sizce Türkiye’nin en büyük sorunları nelerdir?
Türkiye’nin beş temel sorunu var, genel başkanımız her fırsatta bunu dile getiriyor. Ekonomi berbat, dış politika sıkıntılı, eğitim yapboz tahtası, hak-hukuk-adalet hak getire… Tabi ki OHAL! Bir tek kişinin egemenliği kabul edilemez, rejim değişikliğine adım adım gitmeye çalışanların karşısında toplum ayakta. Baskı ve zorbalığın hüküm sürmesine geçit vermeyecek toplumsal dinamikler var ve bizim amacımız sorunların çözümü için bu dinamikleri aktif hale getirmek. Bir an önce bu faşizan, tek tipçi iklimi tersine çevirmek zorundayız. Ülkenin ayarlarıyla oynamaya çalışan, yandaşı zengin, vatandaşı perişan eden hükümetin sonu geldi. Ayrımcılık, kutuplaşma hat safhada… En önemlisi de geleceğe duyduğumuz güvenin yok olması… Güven ve huzur arayışında herkes. Kaybolan imajımızı yeniden inşa etmek zorundayız. Hükümetin maceracı dış politikasının ağır faturasını halkımızın ödememesi için gidişatı tersine çevirmek zorundayız.
'ROMANLARIN KÜSLÜĞÜ MENDİL KURUYANA KADAR'
Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
Toplumsal barış hayal ediyorum. Tedirginliğin, kinin, nefretin olmadığı, gerçekten önyargılarımızdan arınmayı başardığımız mutlu bir ülke hayal ediyorum. Biz Romanlar, savaşmayan bir toplumuz. Bir söz vardır. Romanların küslüğü mendil kuruyana kadar. Barış olsun istiyorum, en çok da çocukların hayal kurmamasına üzülüyorum. Geleceği elinden alınmış çocuklarımız var, yoksul çocuklar, yoksun çocuklar, masum çocuklar. Onların geri gelmeyecek çocuklukları mutlu geçsin istiyorum, haklarından mahrum kalmasınlar, telafisi olmayan sorunlarla boğuşmasınlar…
Pırıl pırıl gençler var, ayağındaki ayakkabısı yırtık, gözlerindeki ışıltı ise umut verici. İşsizlik ve iş aramaktan ümidini kesmiş milyonların sevdiği işi yapabildiği bir ülke olsun. Kadınların ezilmediği, yükünün artmadığı, şiddete maruz kalmadığı bir ülke….
Herkes mutsuz… Yüzü gülen bir toplumu, dayanışmayı, değerlerimizi özledik. Mutluluğu, huzuru, başarıyı elde edebiliriz. Birbirimizi sevmeyi öğrendiğimiz takdirde… Önyargısız, ötekisi olmayan bir Türkiye benim hayalim…