Yücel Özen: İzmir Türkiye’deki demokrasinin sigortasıdır

İZMİR - 11 yıl boyunca anket şirketi yöneticiliği yapan ve 27. dönem parlamento seçimlerinde İzmir'de CHP milletvekili aday adayı olarak çalışmalar yürüten ancak listelerde yer almayan Yücel Özen, İzmir’in dokusu hakkında oldukça kapsamlı bilgi ve tecrübeye sahip. Özen, 24 Haziran seçimlerinin ardından CHP’nin yüksek oy aldığı illerden biri olan İzmir'deki tabloyu bizler için değerlendirdi.

'CHP SEÇMENİ İZMİR’DE DOĞRU BİR İŞ YAPTI'

Sol seçmenin stratejik oylama yaparak HDP'ye barajı geçmesi için destek olduğu, İzmir'de yüzde 12 gibi bir oy oranı ile oyunu artıran bir parti konumuna gelmesinin sağlandığı atmosferden memnun olduğunu söyleyen Özen, “İzmir’in muhalif seçmeni İYİ Parti’ye oy akışı sağladı. Ama bunu yaparken HDP’nin barajı geçmesi konusunda da görevini yerine getirdi. Bana göre İzmir bu anlamda seçim sonuçlarında müthiş bir başarı sergilemiştir. Yani CHP seçmeni tüm Türkiye’de yaptığı gibi İzmir’de de doğru bir iş yaptı. İzmir oylarına bir parça daha dikkatli bakarsak, yüzde 55-56 bandı ile sol oyların en yüksek pik yaptığı rakamdır. Muharrem İnce’nin aday yapılması da İzmir’in dokusu ile çok iyi uyum sağlamıştır."

Yücel Özen

"Cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce yüzde 56 oy alırken, CHP parlamento seçimlerinde önceki seçimde aldığı yüzde 46’lık oylardan yüzde 41’e düştü. Yani bu tabloya göre CHP’li seçmen hem İYİ Parti’yi hem HDP’yi beslemiş görünüyor” diyen Özen şöyle devam ediyor:

“Bu ülkede CHP’nin en önemli işlevi Türkiye’deki demokrasinin sigortası olma özelliğidir. İşte bunu en doğru tanımlayan il İzmir’dir. Yüzde 46 oy oranı olan partinin seçmeni, oyunun yüzde 2'sini doğru bir yaklaşımla HDP’ye sunmuştur. Kalan bölümünü de İYİ Parti’ye vermiştir. Kendi oy oranını da yüzde 41’de tutmayı başararak bu ilden 14 milletvekili çıkarmayı sağlamıştır. Bu anlamda İzmir hakikaten Türkiye’deki demokrasinin sigortasıdır.”

'CHP VE AKP OYLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN NEDENİ İYİ PARTİ'DİR'

İzmir’in ilçeleri arasındaki seçim sonuçlarında ortaya çıkan farklılıkların, AK Parti'nin güçlü olduğu yerlerde oy kaybettiğinin göstergesi olduğunu söyleyen Özen, “İzmir’de seçimin kaybedeni AKP'dir. Bu kayıpta da İYİ Parti’nin etkisi daha fazladır. Bunu, İYİ Parti'nin biraz daha çağdaş, Atatürkçü görüntü sergilemesine bağlıyorum. Örneğin Tire’ye bakarsak CHP’ye verilen oyla, cumhurbaşkanı adayı İnce’ye verilen oy arasında 5000 oy kadar fark görüyoruz. Bu çok ciddi bir oy farkıdır. Bu oyların 3500'ü İYİ Parti’ye kayarken, 1500 civarı da HDP'ye kayıyor. İzmir’in dış ilçelerinden Tire ve Ödemiş, önceki seçimlerden bildiğimiz üzere İzmir'in geneline kıyasla AKP’nin güçlü olduğu yerlerdi. Bu ilçelerde AKP’nin düşüşünün nedeni İYİ Parti’dir” diyor.

İYİ Parti'nin ilk girdiği seçim olan 24 Haziran seçimlerinin sonuçları dikkatli incelendiğinde, oylardaki değişimlerin sebebinin görünür olduğunu anlatan Özen, “İYİ Parti'nin siyaset arenasında sebep olduğu değişimi, böyle düşünürsek daha iyi anlarız. Çünkü MHP’li seçmenin yarısının zaten Atatürkçü, laik, özgür yaşamı savunan bir yapısı vardı. İşte o yapı, MHP'nin AKP ile ittifakı sonrasında İYİ Parti içinde hayat buldu. Bazı ilçelerde İYİ Parti’ye ciddi bir akış var. Buralarda CHP oyunun da azaldığını görüyoruz. Bizim oy düşüşümüzün temel kaynağı İYİ Parti’dir.” diyerek CHP seçmeninin de bu kaymadan muaf olmadığını hatırlatıyor ve devam ediyor:

“En başarısız parti ise AKP’dir. Başbakanın İzmir’den aday olmasına rağmen; oy oranı yüzde 35’lere çıkabilecek bir parti yüzde 28’lere kadar geriledi. Bunun nedeninin, tıpkı sol seçmenin HDP’ye barajı aştırma yaklaşımı gibi AKP seçmeninin de MHP’nin birer milletvekili çıkarmasını sağlamaya yönelik oy akışı yapması olduğunu düşünüyorum.”

'ASIL TEHLİKE YEREL YÖNETİMLERİN İMHA EDİLMESİNDE' 

Önümüzdeki yerel seçimlere dair düşüncelerini sorduğumuz Özen, buna dair kaygılarını ise şöyle dile getiriyor:

“Yerel seçimlerde İzmir’in Kemalpaşa, Kiraz gibi ilçeleri hariç diğer ilçelerin tümünde CHP yerel yönetimleri alacaktır. Ancak bu, AKP iktidarının yerel yönetimlerle ilgili Türkiye’ye önerdiği modeli hayata geçirmediği takdirde gerçekleşecek sonuçtur. Bana göre asıl korkulacak şey budur. Yerinden yönetime doğru bakmayan bu yaklaşıma göre, her ilden bir kişi seçerek Cumhurbaşkanı’na bağlamak ve iller federasyonu oluşturmak gibi bir düşünce söz konusu. Yerinden yönetimden tümüyle uzaklaşılması Türkiye için asıl tehlikeyi oluşturur. Bu şekilde yerinden yönetim anlayışını tamamen imha ederler.”