Karaduman: Vicdanın ve merhametin safında olacağız

CHP'nin Saadet Partisi'ne ayırdığı kontenjandan Meclis’e giren Konya milletvekili Abdulkadir Karaduman, iktidara süre tanıyan seçmenin eğer ders alınmazsa fatura keseceği mesajı verdiğini söyledi. Karaduman, bundan sonraki yol haritası için, “Meclis’te vicdanın ve merhametin safında olacağız” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - CHP’nin “Millet İttifakı” kapsamında Saadet Partisi’ne ayırdığı kontenjanlardan sadece 2 isim milletvekili seçildi. İstanbul’dan milletvekili seçilen Prof. Dr. Cihangir İslam’ı kamuoyu Adalet Yürüyüşü’nde yakından tanıdı. Konya’dan milletvekili seçilen Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Abdulkadir Karaduman ise yeni bir isim. 26 yaşında, üniversiteden yeni mezun olan Karaduman’la Meclis’te kayıt yaptırdıktan sonra konuştuk. Seçildikten sonra kendisi gibi 20 bin lirayı bulan KYK ödemesi ile karşı karşıya kalan üniversite mezunu gençlerin sorunlarını gündeme taşıyan Karaduman “Meclis’te vicdanın ve merhametin safında olacağız” dedi. Karaduman’ın sorularımıza yanıtları şöyle oldu:

Önce sizi tanıyabilir miyiz? Abdülkadir Karaduman kimdir?

Malatya İnönü Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetim bölümünü bitirdim. Üniversitede Saadet Partisi Gençlik Kolları çalışması içinde yer aldım. Daha sonra Ankara’ya geldim, gençlik kolları teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı oldum.

Saadet Partisi’nde siyaset yapıp CHP’den aday olup milletvekili seçildiniz. Sahada nasıl karşılandı?

Siyasetimin temel paradigması, hakkın, hukukun, adaletin, emeğin, adil bölüşümün, huzurun, temel insan haklarının esas alındığı, evrensel değerleri savunmak. Saadet Partisi’nde de bu değerler doğrultusunda siyaset yaptım. Kendimi bir yere taşıma gayretim olmadı ama 26 yaşında milletvekilliği nasip oldu. İnsanların bir arada barış içinde adaletli şekilde yaşamalarının temini hususunda çalışacağız. 81 milyon insanın mesuliyeti var. Konya ile ilgili beklentiler var. Başımızı öne eğmeksizin insanların gösterdiği ilgiye değer bir vazife yapmaya çalışacağız. Bunu bir emanet olarak görüyoruz. Bundan önceki gayretlerimiz neyse aynı çizgide aynı idealler uğruna çalışacağız.

DİP DALGASI NEDEN GERÇEKLEŞMEDİ?

Saadet Partisi seçim öncesi bir dip dalgasından bahsetti. O dip dalgası neden gerçekleşmedi?

Adil olmayan bir seçimdi. Kısıtlı süre vardı. Hazine yardımından tüm partiler yararlanamadı. Ama seçim bitti, millet iradesi tecelli etti. İnşallah sonuç toplumsal barışa hizmet eder. Bugün dip dalga ile ilgili beklenti belki seçime yansımadı ama ben önümüzdeki süreçte Türkiye açısından çok farklı bir yol açıldığını düşünüyorum. Bu yolda insanları ayıran engeller birer birer ortadan kalkacak. Biz “bizim gibi düşünmüyorsanız bu ülkede yaşama şansınız yok” düşüncesi içinde olamadık. Bugün Türkiye’de vicdanı, merhameti örgütleyecek bir anlayışa ihtiyacımız var.

Umutlu musunuz?

Ben kesinlikle umutluyum. Türkiye farklı renkte insanların barış içinde yaşadığı bir coğrafya. Bundan sonra da öyle olacak. Bahsettiğimiz dip dalga bugün olmasa da yarın kendisini gösterecektir. Biz şunu biliyoruz ki, zerre kadar iyilik, zerre kadar kötülüğün hesabının görüleceği bir tartı var. Bu tartıyı görenler buna göre adımını atacaklar.

Abdulkadir Karaduman: "Önümüzde Berlin Duvarı gibi duvar kurup inançlar, kimlikler üzerinden insanları yargılamak doğru değil. Biz bir araya geleceğiz. Biz Meclis’te vicdanın ve merhametin safında olacağız. Şu ideolojinin vaizi olmaktan öte, merhamet ve vicdanın safında olacağız."

SEÇMEN SÜRE VERDİ, DERSİ ALINMAZSA FATURA KESECEK

AK Parti Meclis çoğunluğunu kaybetse de birinci parti oldu. Seçmen “devam” dedi. Siz sonuçları nasıl yorumladınız?

AK Parti 70’in üzerinde ilde oy kaybetti. Bunu görmek lazım. AK Parti’nin başarılı şekilde bu seçimden çıktığını düşünmüyorum. Cumhur İttifakı’nda alınan oy da beklentilerinin çok altında oldu. Bunun iktidar açısından ders alınacak bir süreç olduğunu düşünüyorum. İnsanlar iktidarın bir ders almasını istediler. “İktidar değişsin” değil, “yanlışlarını düzeltmesine mühlet tanıyacağız. Bu son ihtarımız. Bu seçimlerde bu dersi verdik. Eğer bu süreçte bu dersin gereği yapılmazsa faturayı bundan sonra keseceğiz” dediler. Ümit ediyorum ki siyasi iktidar seçmenin bu uyarısına kulak verecek. Sorunları masaya yatırıp, tüm siyasi partilerle bir araya gelerek ülkenin sorunlarını konuşacak.

AYNI ŞEYİ DÜŞÜNMESEK DE BİRLİKTE DÜŞÜNEBİLİRİZ

Saadet Partisi ve CHP çok yakın siyasi partiler değil. Bu ittifak sürecinde birbirlerini anladıklarını düşünüyor musunuz?

Bugün 80 milyon insanın, 80 milyon farklı dünyası var. İnsanların ekonomik kaygıları, eğitim-sağlıkla ilgili endişeleri, gençlerin gelecekle ilgili kaygıları var. Şimdi bunlar düzeltilebilir ama insanlar birbirine düşman haline geldiyse sosyal açıdan bir bölünme noktasına getirildiyse asıl problem budur. Saadet Partisi ile CHP’nin bir araya gelmesi Türkiye tarihi açısından tarihi önemde. Bu bize, “bir olmayabiliriz ama beraber olabiliriz”i gösterdi. Ortak, müşterek ihtiyaçlar içinde bir araya geliyor, toplumun problemlerini konuşuyoruz. Keşke Türkiye’de bütün partiler bir araya gelip bir ittifak oluşturabilse. Bizim AK Parti’lerle de, HDP’lilerle de, HÜDA-Par’lılarla da, MHP’lilerle de ortak konuşacaklarımız var. Bu ülke hepimizin. Sorun varsa bu CHP veya Saadet Partililerin değil, 80 milyonun sorunu. CHP ve Saadet Partisi’nin bir araya gelmesi siyasi iktidarın seçim kampanyasını insanların yaşam tarzları üzerinden kutuplaştırma isteğinin önüne geçti. Bir tarafta milli diğer tarafın gayri-milli cephelerin oluşturulmaya çalışıldığı süreçte iki kutbu bir araya getirme noktasında önemli, tarihi bir vazife üstlenildi. Bundan sonra da CHP, Saadet Partisi değil bütün partiler arasında “bir olmak değil ama beraber olmak” ikliminin örgütlenmesi gerektiği kanaatindeyim. Aynı şeyi düşünmeyebiliriz ama birlikte düşünebiliriz.

MECLİS’TE VİCDANIN VE MERHAMETİN SAFINDA OLACAĞIZ

Meclis’te CHP milletvekili olarak mı yer alacaksınız yoksa Saadet Partisi’ni mi temsil edeceksiniz?

Bir insanın hangi partide olduğundan çok ne söylediği daha önemli. Hukukun üstünlüğünü kadim kılacak her yerde bulunurum. Adaleti üstün tutan, insanların geleceği için adım atan her yerde siyaset yapabiliriz. Meselenin kimlik, ideoloji üzerinden örülmesinin doğru olmadığına inanıyorum. Önümüzde Berlin Duvarı gibi duvar kurup inançlar, kimlikler üzerinden insanları yargılamak doğru değil. Biz bir araya geleceğiz. Biz Meclis’te vicdanın ve merhametin safında olacağız. Şu ideolojinin vaizi olmaktan öte, merhamet ve vicdanın safında olacağız.

Seçim sürecinde Saadet Partisi gençliğinin yaratıcılığı çok konuşuldu. Siz de gençlik kollarından geliyorsunuz. Özellikle gençlerin sorunları üzerinde mi duracaksınız?

Saadet Partisi gençliğe en önem veren partilerden biri. Gençlik üzerine yapılan yatırımlar yarının Türkiye’sini belirleyecek. 26 yaşında üniversiteden yeni mezun biri olarak aynı problemleri yaşadığım insanların sorunlarının çözülmesi için çalışma içinde olacağım. Üniversiteyi bitirip gelecek endişeleri olan gençler bir de hayata 20 bin lirayı bulan KYK borcuyla başlıyor. Bunun çözülmesi için çalışacağız. Üniversite öğrencilerinin diğer tüm problemlerini gündeme taşıyacağız. Genç işssizliği yüzde 20’lerde. Bu konularda çalışacağız. Adaletin olmadığı yerde ekonominin düze çıkması mümkün değil. Adil paylaşım olmadan olmaz. Her konuda adalet vurgumuz olacak.

Bedelli askerlik konusunda görüşünüz nedir?

Sadece bu konu değil, öğretmen atamaları, sınav ücretleri gibi bir çok konuda ekipler oluşturduk. Her konuda çalışıyor, araştırma yapılıyor. Tüm eksi-artılar ortaya konulacak. Biz de bu doğrultuda hareket edeceğiz.