Berat Albayrak sabah 03.00’e kadar çalışmıştı ama…

'TRUMP'IN ATTIĞI TWEET, ALBAYRAK'IN İMDADINA YETİŞTİ'

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, cuma günü “Yeni Ekonomi Modeli”ni tanıttığı toplantının yankıları sürüyor. Piyasaların nefesini tutarak beklediği açıklamadan “yeni model”e dair ekonomiyi rahatlatacak somut bir adım çıkmaması merakla bekleyenleri şaşırttı. Bakan Albayrak’ın “Yapısal reformlar konusunda şu anda bakanlıkta çok yoğun bir çalışma yürüten ekibimizin Meclis açılır açılmaz hızlı bir şekilde hayata geçireceği bir süreç olacak” sözleriyle ekim ayını işaret etmesi şaşkınlığı daha da arttırdı. Albayrak’ın kendine has üslubuyla kurduğu “Herkesin dilinden düşürmediği yapısal reformlar, yapısal reformlar. Neymiş bu yapısal reformlar!” cümlesi üzerine Ekşi Sözlük’de “Neymiş bu yapısal reformlar” başlığı bile açıldı. Bakan konuşurken dolar hızla arttı ama Bakan Albayrak doların artışına hiç değinmedi.

Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleşen toplantıda çok sayıda sanayi ve ticaret odası ile birliklerin başkanları, banka genel müdürleri, sektör temsilcileri ve birçok holdingin yönetim kurulu başkanları vardı. Bakanın açıklamasının ardından aradığımız ekonomi bürokratları değerlendirme yapmaya dahi yanaşmazken sadece Bakanın toplantıdan iki gün önce kurmayları ve ekonomi bürokratlarıyla sabah 03.00’e kadar çalıştığını, bir gün sonra yeniden bir araya geldiklerini öğrenebildik.

Ekonomi kulislerinden öğrendiğimiz sadece şunlarla sınırlı oldu:

-Ekonomi somut verilerle, bilgilerle anlatılır ancak Bakan piyasaların pek de alışık olmadığı bir üslup kullandı.

-Albayrak, “yeni” dedi ama yeni bir çözüm önerisinden bahsetmedi.

-Bakanın beden dili çok şey anlatıyordu. Hazinenin ve Maliyenin bağlı olduğu bakan olarak toplantının yapıldığı salonda tek terleyen oydu.

-Albayrak, donanımlı bir danışman kadrosuyla çalışıyor ama acaba kendisine açıklamasının hayal kırıklığı yarattığını söyleyecek cesareti gösteren oldu mu?

-Trump’ın attığı tweet, Albayrak’ın imdadına yetişti. Fatura ABD Başkanına kesildi.

-Doların yükselişi ekonomi bürokrasisinin moralini bozdu, kimsenin yüzü gülmüyor, endişeli bir bekleyiş var.

Neden kimsenin konuşmadığı sorusuna gelince… Aldığımız yanıt, “Bürokratlar gerçeği bilir ama siyasetçi o gerçeği kendi siyaseti ve üslubuyla pazarlar, bürokratlar konuşamaz” oldu.

‘METİN TEMEL’E TERFİ VAR, TAYİN YOK’UN PERDE ARKASI

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde “apolet sökme” polemiğiyle gündeme oturan 2’inci Ordu Komutanı Metin Temel, Yüksek Askeri Şurada terfi aldı, orgeneral oldu. Güvenlik bürokrasisi kulislerinde Temel’in Ankara’ya tayin edilmesinin muhtemel olduğu konuşuluyordu. Beklenen terfi gerçekleşti ancak tayin olmadı. 24 Haziran seçimi öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını alkışlayan Temel için CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, “Bir general öyle bir şey yapamaz. Onun apoletlerini sökeceğim” demiş, Hükümet “Afrin kahramanı bir komutanın apoletlerinin sökülmesine millet izin vermez” diyerek Temel’e sahip çıkmıştı. Temel’in orgeneralliğe terfi ettirilmesi ancak Ankara’daki bir görev yerine 2’inci Ordu Komutanlığı görevine devam ettirilmesi, bölgedeki sıcak savaş ihtimaliyle açıklanıyor. İdlib’deki gelişmelerin yanı sıra ABD’nin Türkiye ile yaşadığı krizin Menbiç’e yansıması anlatılarak, “bölgeyi bilen tecrübeli bir komutana hâlâ ihtiyaç var” yorumu yapılıyor.

YÜKSEK YARGIYI TEK ÇATIDA ALTINDA TOPLAMA HAZIRLIĞI

AK Parti, Şubat 2013’te yeni anayasa yazımına ilişkin yargı bölümüyle ilgili önerilerini yazmış ve Yargıtay ile Danıştay’ın kaldırılarak onların yerine Temyiz Mahkemesi kurulmasını istemişti. Ancak bu gerçekleşmedi. Başbakanlığın lağvedilmesi, Başbakanlık Merkez Binanın (Vekaletler Caddesinde yer alan 81 yıllık bina) Adalet Bakanlığı’na devredilmesi, Başbakanlık kulislerinde yüksek yargının tümüyle ortadan kaldırılması konusunu yeniden gündeme taşıdı. Sohbetlerde, Yargıtay’ın İncek’te Anayasa Mahkemesi’nin yanına kurulan binasından da söz eden kaynaklar, (Yargıtay’ın binasının ihalesini Sarayı da yapan Rönesans Holding almıştı) binaların devri ve yeni binaların yapıldığı yere de dikkat çekiyorlar. Danıştay ile Yargıtay’ın ve hatta Anayasa Mahkemesi’nin de ortadan kaldırılmasıyla yerine tek bir yüksek mahkemenin kurulmasının çok yakın olduğu ifade ediliyor.

TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİ NÜFUSUNA DAİR İLK ARAŞTIRMA

Her beş yılda bir yapılan ve bu yıl 11’incisi yapılacak olan “Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması” başladı. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen araştırma kapsamında 150 saha personeli, 17 bin hanenin kapısını çalacak. Aralık ayında bitirilmesi beklenen araştırmanın raporu yazıldıktan sonra sonuçlar 2019 yılının sonbaharında açıklanacak. 2014 yılında açıklanan son araştırmanın en fazla tartışılan başlığı doğurganlık hızıydı. Türkiye’de doğurganlık hızının yani anne başına düşen çocuk sayısının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarlı açıklamalarına rağmen 2.2’nin üzerine çıkmamış olması siyasetin de gündemine oturmuştu. Son beş yılın verileri bu nedenle yine merak konusu. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na ilk kez Türkiye’deki Suriyeli nüfus da dahil edildi. Yani Türkiye’deki Suriyelilere dair ilk kez sosyal ve demografik bilgiler tespit edilecek. Suriye nüfusuyla birlikte "doğurganlık hızı değişti mi" sorusu da yanıt bulacak. Araştırmanın soru kâğıtlarında doğurganlıktan çocuk ve bebek ölüm hızına, gebeliği önleyici yöntem kullanımından doğum öncesi/sonrası bakıma ve son haftalarda gündemde olan aşılanma oranlarına kadar önemli pek çok konu yer alıyor.