Kılıçdaroğlu'ndan resepsiyon eleştirisi: Ayranı yok içmeye...

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 30 Ağustos resepsiyonunun menüsünü eleştirdi: "30 Ağustos nedeniyle düzenledikleri resepsiyona bakın. Ejder meyveli smoothie, efuli, liçi meyvesi eşliğinde, aloe vera. Hani bizim meşhur bir sözümüz var ya? Vatandaş hep söyler; 'Ayranı yok içmeye'. Arkasını söylemeyeceğim. Bunların geldiği, Türkiye'yi getirdikleri nokta bu."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 95'inci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla gerçekleştirilen İl Başkanları Toplantısı'na katıldı. CHP Genel Merkezi'nde yapılan toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, CHP'nin Kurtuluş Savaşı'nı veren kadroların partisi olduğunu, hiçbir ayrım yapmadan bütün milleti kucakladığını söyledi.

'TEK ADAM REJİMİNİN BELİRGİN ÖZELLİĞİ VARDIR'

Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti: "Tek adam rejiminin belirgin özelliği vardır. Tek adam rejiminde her şeyi bir kişi belirler. Tek adam her şeye hakim olduğu için kendisini hem devlet hem millet olarak tanıdır. Hiçbir mahkeme tek adamın eğilimini almadan karar veremez. Yargı bağımsızlığı tam olarak ortadan kalkar. Tek adam vatandaştan topladığı verginin bir kuruşunun bile hesabını vermez; ama bir şey yapacaksa onu da lütuf olarak sunar. Bu vatandaş kimliğinin yok edilmesi anlamına gelir. Tek adam rejiminde medya bir kişinin gözü, kulağı ve sesidir. Asla tek adam eleştirilemez. Sadece onun her dediği büyük puntolarla yazılır. Tek adam sıkıştığında, ülkeyi uçuruma sürüklediğinde bir düşman yaratarak, hedef olarak onu gösterir."

Hükümete yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, "16 yılda memleketi bu hale getirdiler. İsraf ve rant ekonomisi üzerine bir politika güttüler. Katrilyonlarca vergi topladılar; ama bu para yetmedi. Cumhuriyetin kurduğu tüm fabrikaları sattılar yine yetmedi para. Devletin arsalarını, otellerini sattılar, bu da yetmedi. Vatandaşı borç batağına soktular, bu da yetmedi" dedi.

'SEN DOLAR BARONLARININ ADAMISIN'

ülkenin borç batağından çıkması için çözüm önerilerinin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bu bataktan nasıl çıkacağız? Birincisi devleti yeniden yapılandırıp, liyakat sistemini getireceğiz. İşi hak edene vereceğiz. Hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını sağlayacağız. Hukuk güvenliğinin olmadığı yerde hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Merkez Bankası'nın bağımsızlığını sağlayacağız. Akılcı bir sıcak para politikası gütmeliyiz. Vurguncuların vurgun yapmasını önlemeliyiz. Dolar bazında ihale yaptılar. Niye dolarla kardeşim? Çünkü hepsi yandaşları. Dolarla garanti veriyorlar. Tüp geçit, köprü, otoyol geçişleri dolara endeksli. Bunların hepsini Türk lirasına çevireceğiz. Sevgili Erdoğan vatandaşa 'Doları bozdur' diyorsun ancak bunları neden dolarla veriyorsun. Çünkü sen dolar baronlarının adamısın. Tazminat davası açmazsan namertsin."

'KAN DAVASI HALİNE GETİRMİŞ'

Dış politikanın değiştirilmesi gerektiğini savunan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Bu dış politika Türkiye'yi felakete götürür. Bakın Suriye'ye. Dedik ki 'Yanlış yapıyorsunuz, Orta Doğu bataklığına Türkiye'yi sokmayın' diye. Bugün geldiğimiz noktada ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. En son Tahran'da bir toplantı yaptılar. Dedik ki 'Suriye ile belli ilkeler çerçevesinde ilişki kurun, Esad'la ilişki kurun'. ABD kuruyor, Fransa kuruyor, Rusya kuruyor, İran kuruyor, Almanya kuruyor. Biz neden kurmuyoruz? Kan davası haline getirmiş. Dış politika kan davası haline gelmez. Yok dünyada böyle bir şey. Siz Esad'la görüşmeyi kabul etmezseniz Rusya üzerinden İran üzerinden yaparsınız. Onların kendi çıkarları var" dedi.

'RESEPSİYON' ELEŞTİRİSİ

Üretim ekonomisinin uygulanması ve israftan kaçınılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "30 Ağustos nedeniyle düzenledikleri resepsiyona bakın. Ejder meyveli smoothie, efuli, liçi meyvesi eşliğinde, aloe vera. Valla dilimizde dönmüyor ama neyse idare edin. Hani bizim meşhur bir sözümüz var ya? Vatandaş hep söyler; 'Ayranı yok içmeye'. Arkasını söylemeyeceğim. Bunların geldiği, Türkiye'yi getirdikleri nokta bu. Cumhur perişan; borç batağında, ekmek derdinde. Tek adam sarayda badem sütüyle ejder bilmem nesiyle besleniyor. Bunu kabul edilebilir mi? Siz de din iman var mı, ahlak var mı? Bunlar kesinlikle bu ülkeye değil kendilerine hizmet ediyor. Ülke bu haldeyken sen safahat içinde yaşarsan olmaz" diye konuştu.

'EKONOMİ İKİ TWEETLE BATIYORSA...'

İktidarın düşman yaratarak, hedef gösterdiğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Eskiden her şeyi CHP'ye ihale ederlerdi. Deprem oldu, CHP. Pahalılık oldu, CHP. Yumurtaya zam geldi, CHP. Sanki onlar değil de CHP memleketi yönetiyordu. Şimdi iş o kadar büyüdü ki iş dolara döndü. Şimdi suçlu kim? Papaz ve ABD'de Trump. Efendim 'Dış güçler'. 'Dış güçler memleketi bu hale getirdi' diye söylüyorlar. Eğer bu ülkenin ekonomisi, bir devlet başkanının atacağı iki tweet ve bir papazla batıyorsa o ülkede zaten her şey perişan demektir. Meksika sınırına duvar ördü Trump, Meksika'da bir şey olmadı. Merkel ile kavga etti, Merkel'e bir şey olmadı. Fransa ile kavga etti, Fransa'ya bir şey olmadı. Bize iki tweet attı, ortalık toz duman. Ülkeyi bu hale kim getirdi? Dış güçler mi, başkaları mı? İğneden ipliğe kadar her şeye zam 'Efendim buna dış güçler neden oldu?' Bütün bu zamları dış güçler yapıyor da sevgili Erdoğan sen ne yapıyorsun? Elin oğlu bu zamları yapıyorsa sen ne yapıyorsun?"

'BUNLAR UZUN SÜRE DAYANAMAZLAR'

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sorduğu soruları tekrar hatırlatarak, cevaplarını vermesini istedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "95 yılı devirdik. Her birimize büyük sorumluluk düşüyor. Umutsuzluğa bizim kitabımızda yer yoktur. Milli kurtuluşun çok daha zor koşullarda verildiğini biliyoruz. Görev bize düşüyor. Türkiye'yi bu badireden kurtaracağız. Bunlar uzun süre dayanamazlar. Yönetemiyorlar, yönetemezler. Bunların israftan başı dönmüş. Saraylarına mahkum olmuşlar. Görev bize düşüyor. Bu bizim namus borcumuz" diye konuştu. (ANKARA/DHA)